Dysania Nedir, Nasıl Baş Edilir?
Sabahları yataktan çıkmak sizin için dünyanın en zor işi haline mi geliyor? Eğer bu his her sabah tekrarlanıyorsa dysania ile mücadele ediyor olabilirsiniz. Hayat ritminizi engelleyen bu soruna neyin neden olduğunu ve çözüm yollarını öğrenmek ister misiniz? Alarm çalıyor. Gözünüzü kırpıştırıyorsunuz, geriniyorsunuz, uyanmak için mücadele ediyorsunuz ama vücudunuz hayır diyor. Kendinizi yataktan çıkarmak imkânsız gibi geliyor… Herkes bazı günler kalkamayacak gibi hisseder ama bu yatakta kalma ihtiyacı geçmiyorsa dysania ile karşı karşıya olabilirsiniz. Dysania Nedir? Dysania, uyku haliyle aynı şey değil ve iyi bir gece uykusuyla çözülemiyor. Yataktan çıkamadığınız, uzun vadeli bir his olarak tanımlamak mümkün. Öyle ki, uyanıp harekete geçmeyi başardığınızda bile, tek istediğiniz tekrar uykuya dalmak oluyor. Şimdi bu sendromun diğer öğelerine bakalım… Uyku ataleti Uyku ataleti, kalkıp hareket ettikten sonra bile devam eden yoğun bir uyku hali durumunu ifade eder. Araştırmacılar buna uykuyla uyanıklık arasındaki geçiş aşaması adını veriyor. Bu aşamada üretken veya uyanık olmak zor; kişi tekrar uykuya dalmak için güçlü bir dürtü hissediyor. Uyku ataleti, sağlık çalışanları ve vardiyalı çalışanlar gibi işleri uyku döngüsünün ortasında…
Kış Soğuklarında Sağlıklı Kalmak İçin 9 Öneri
Kış aylarının en soğuk günleri geldi. Bu havalar maalesef çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor, özellikle de bağışıklık sistemi hassas olan kişiler için belirli riskler kapıda bekliyor. Peki ne yapmalı, nasıl önlemler almalı? Kışın sert yüzünü görmeye yeni yeni başlıyoruz. En soğuk günleri yaşamaya başlarken, düşük sıcaklıkların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı bilinçlenmek de büyük önem taşıyor. Çünkü kış soğukları çok sayıda farklı hastalığa kapı aralayabiliyor. Ama elbette dikkat etmeniz gereken şeyleri bilirseniz bu yıkıcı koşullardan fazla etkilenmeden baharı görebilirsiniz. Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci, soğuk havalarda sağlıklı kalmanın yolları hakkında bilgi verdi. Kış Soğuklarının Etkilerine Dikkat! Soğuk havalar vücuttaki bazı sistemleri olumsuz etkileyerek hastalıklara zemin hazırlayabiliyor. Gelin, bu dönemde dikkat edilmesi gereken sağlık sorunlarına göz atalım… Grip ve soğuk algınlığı: Düşük hava sıcaklıkları, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırabiliyor. Aynı zamanda soğuk havalarda insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmelerinden dolayı hastalıkların bulaşma riski artış gösteriyor. Astım ve alerjiler: Soğuk hava, astım semptomlarını tetikleyebiliyor ve toz, polen gibi…
Dijital çağda yeni trend: İrtibatı kesme hakkı!
Dijital teknolojiler yaşamımıza sınırsız erişim kolaylığı getirdi. Akıllı telefonlar ve anlık mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla artık her an, her yerde, herkes erişilebilir durumda. Ancak bu durumun bireyler üzerinde olumsuz etkileri de giderek daha fazla hissediliyor. Peki aslında bu kesintisiz irtibatı kesme hakkınız olduğunu biliyor musunuz? Son yılların en çok tartışılan konularından biri de dijital çağın getirdiği sürekli erişilebilir olma halinin, bireylerin özel yaşamlarına, psikolojik durumlarına ve iş-yaşam dengelerine etkileri. Üstelik neredeyse hepimiz bu kesintisiz erişilebilirliğin hayatın normal akışı olduğuna inandırılmış durumdayız. Oysa hepimizin irtibatı kesme hakkımız var! Peki nasıl? Detayları alanın uzmanından, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay’dan öğrenelim… Tükenmişlik Sendromuna Yol Açıyor! Gerek telefon ederek, gerekse e-mail ya da anlık mesajlaşma uygulamalarıyla, zaman ve mekan fark etmeksizin ulaşılabilir durumdayız. Fakat bu durum her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabiliyor. Özellikle profesyonel yaşamda sürekli ulaşılabilir olmak bir baskı unsuruna dönüşebiliyor. Çalışanın mesai sonrası zamanlarda da işle ilgili telefon, e-mail ya da mesaj alması dinlenme hakkını kesintiye uğratabiliyor. Dinlenme zamanlarında da işe dair mesajlarla, e-mail’lerle ilgilenilmesi gerektiğinde bu bir…
Duygularınızı Nasıl İfade Edersiniz? 6 Adımda Duygusal Farkındalık
Başkalarını üzmekten veya rahatsızlık vermekten korkarak duygularınızı paylaşmaktan çekinmek yaygın bir durum. Ancak onları gizlemek kaygı, depresyon, hoşnutsuzluk ve hatta fiziksel sağlıksızlığa yol açabilir. Ayrıca kişisel ve profesyonel ilişkilerinizde sorunlara da neden olabilir. Yapmanız gereken, duygularınızı ifade etmeyi öğrenmek… Duygularınızı kabul edin Duygular doğru ya da yanlış değildir, sadece var olurlar. Yani öncelikle bunun sorunlu bir şey olmadığını bilmeli ve kabul etmelisiniz. Onları reddetmek yerine, kendinize “Böyle hissediyorum ve bu kabul edilebilir” deyin. Bir şey hissettiğinizde kendinize kızmayın Ne hissettiğiniz konusunda stresli veya endişeli bir ruh hali sergiliyorsanız, biraz zaman ayırıp duygularınızı anlamaya ve o süre boyunca iyice ‘farkında olmaya’ izin vermeyi deneyin. Vücudunuzun tepkisini gözlemleyin Hissettikleriniz, beyniniz tarafından kontrol edilen duygularla yönlendirilir. Bir şey hissettiğinizde verdiğiniz fizyolojik tepkileri not edin. Örneğin korktuğunuzda terleyebilirsiniz, utandığınızda yüzünüz ısınabilir, öfkelendiğinizde kalbiniz çarpabilir. Bedensel tepkilerinize odaklanmanız, duyguları ortaya çıktıklarında tanımanıza yardımcı olacaktır. Her bir duyguyla ilişkili bedensel tepkileri hissetmek için “Bu duygu nedir” cümlesini tekrarlayın. Bedeninize odaklanmakta zorluk çekiyorsanız, sessiz bir yerde oturup derin nefesler alarak fiziksel olarak rahatlamayı deneyin. Duygularınızı kelimelere dökmeye odaklanın Dağarcığınızda yeteri kadar…
Evinizi Sonbahara Hazırlamanın 6 Etkili Yolu
Daha kısa günler, daha serin hava, altın rengi yapraklar, tarçın ve vanilya kokuları… Sonbahar geldi, hoş geldi! Artık evleri de her şeyiyle yazdan yeni mevsime geçirme zamanı. İşte yaşam alanınızı sıcak ve rahat hissetmenizi sağlayacak kendi küçük, etkisi büyük hamleler… Evi Derinlemesine Temizleyin Bahar temizliğiyle hep ilkbahar kastedilir oysa sonbahar, yeni yıl kararları uygulamaya da yakın olduğu için evinizi derinlemesine temizlemek için mükemmel bir zaman. Süpürgelikleri silin. Avizeler, dolap ve rafların üst kısımları gibi genelde unutulan alanların tozunu alın. Oturma odasından başlayıp evin her tarafını elden geçirin. Hava geçiren pencereleriniz varsa sağlamlaştırın, eskiyen panjurları ve perdeleri onarın ya da yenileyin. Fırınınızı, buzdolabınızı, mutfak yüzeylerini ve dolapların içini derinlemesine temizleyin. Dağıtın ve Toplayın Kullanmadığınız mobilya, ev eşyası ve elektrikli eşyaları, ayrıca giysi ve ayakkabılarınızı hayır kurumlarına bağışlayın. Kuru gıda dolaplarınızı tezgâhın üstüne boşaltın. Tarihi geçmiş olanları imha edin. Kullanmayacağınız gıdaları, ihtiyacı olanların yararlanabileceği yerlere bağışlayın. Artık sonbaharın emrettiği sakin ve rahat ortamın tadını çıkarmak için size daha fazla alan sağlayan, düzenli ve modern bir eviniz var. Evinizi Yalıtın İyi yalıtılmış bir ev, özellikle sonbahar ve…
Mükemmel Bir Fincan Kahve Nasıl Yapılır?
Sonbahar, daha kendimizle olduğumuz, küçük kişisel hazlarımıza yöneldiğimiz bir mevsim. Haliyle günün ilk kahvesine de biraz daha fazla özen göstermek, keyfi katlamak gerekiyor. İçinizde güneşler açtıracak yudumlar için dikkat etmeniz gerekenler burada… Mükemmel bir fincan kahve yapmak için üç önemli unsur var: İyi su, kıvamında kavrulmuş bir kahve ve dikkatiniz. Öğüttüğünüz çekirdeği kahve makinesine atıp uzaklaşmak cazip bir şey ama aradığınız şey mükemmel kahveyse bu şekilde elde etmeniz zor. Demleme sürecinde kahvenize biraz özen gösterirseniz karşılığını hemen alabildiğinizi göreceksiniz. Kahvenin ne zaman kavrulduğu, lezzeti üzerinde önemli bir etken. Taze kavrulmuş bir kahvenin kaliteli sonuç vereceğine güvenebilirsiniz. Çoğu kahve, en iyi sonuç için kavrulma tarihinden sonraki beş gün içinde tüketilmelidir. Ancak kavrulduktan sonra yaklaşık bir ay boyunca kalitesini koruyabilen çekirdekler de var. Bunun için güvendiğiniz bir satıcıyla konuşmalı ve çekirdek türleri üzerine biraz araştırma yapmalısınız. Çekirdeklerinizin bayat olup olmadığını anlamak istiyorsanız, fincana nasıl döküldüğüne dikkat edin. Eğer fincanın tepesinde hafif bir köpük oluşmuyorsa kahvenizi kullanmak için çok uzun süre beklemişsiniz demektir. Bir kahvenin lezzetini belirlemede en önemli şeylerden biri suyunuzun sıcaklığı. Gerekenden daha düşük sıcaklık,…
Çocuklarda Ekran Süresi Ne Olmalı?
Bir büyük çağ yangınıyla karşı karşıyayız. Özellikle ergenler, uyku haricinde bütün vakitlerini ekran başında geçirmek istiyor. Teknoloji bağımlılığı nedeniyle tuvalete bile gitmeyenler var! Peki, okulların açıldığı bu dönemde, sürekli büyüyen bu tehlikeye karşı neler yapılabilir? Yeni teknolojiler, özellikle internet, günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası artık. Ancak doğru kullanılmadığında bağımlılık yaratma riski taşıyor. Bu risk özellikle çocuklar ve gençler arasında daha yaygın. Öyle ki tuvalete gitmeyi, yıkanmayı, diş fırçalamayı, yüz yıkamayı ertelemek gibi özbakım sorunları bile ortaya çıkabiliyor. Çocuk ve ergen psikiyatri uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit (Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi), teknoloji bağımlılığının özbakım üzerindeki etkilerini değerlendirirken, çocuklarda ekran süresinin ne olması gerektiğiyle ilgili de bilgilendiriyor. Yeni teknolojilerde bağımlılık riski var Yeni teknolojiler hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak dünyanın birçok yerinde, hemen her yaştan insanın hayatında yer alıyor. Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, bu durum hakkında, “Hiç şüphesiz doğru kullanılması halinde hayatı oldukça kolaylaştırması söz konusuyken, doğru bir çerçeve içerisinde kullanılmadığı takdirde bağımlılık olabilecek bir riski de barındırıyor” diyor. Bu risk, özellikle çocuklar ve gençler arasında daha yaygın: “Son yıllarda bilgisayar, tablet…
Romantik İlişkilerde Açık Zihnin Beslenir
Açık fikirli biri olmanın faydalarından bahsettiğimiz önceki yazılarda, sosyal çevreyi ve iş hayatını bir de bu gözle mercek altına aldık. Üçüncü ve son derece önemli bir başka ayakta ise romantik ilişkilerimiz var. Gelin, şimdi de açık zihnin bu alandaki önemine bakalım… Çoğumuz bu yollardan geçtik; bir ilk buluşma için hazırlandığınız ya da arkadaşlarınızla yeni bir romantik randevu hakkında konuştuğunuz zamanları hatırlamaya çalışın. Bu sırada, aklınızdaki listeyi tekrar tekrar gözden geçirdiğinizi fark etmişsinizdir: Boyu yeterince uzun mu? Acaba vücudu atletik mi? Ya benim kadar geliri yoksa? Entelektüel düzeyi ne âlemdedir? İlgi alanları benimkiyle çok alakasız olabilir mi? Kendinizi bu düşünce zincirinde sıkışmış bulduğunuzda ve kafanızdaki ‘ya öyleyse’ listesini durup dinlenmeden gözden geçirmeye başladığınızda bir durun! Sizi tüm bu sorularınıza, içinizde hiç durmadan konuşup duran kendinize toptan bir cevap vermeye davet ediyoruz: E, ne olmuş yani?! Gerçekçi Olma Zamanı Kadın ya da erkek, fark etmez; aslında hepimiz genç yaşlardan itibaren kafamızda ideal eşimizin masalsı bir resmini çizmeye başlarız. Yıllar geçtikçe bu hayalin özelliklerinde kendimizinkine uyması için eklemeler-çıkarmalar yaparak değiştiririz ama temelde ilk kurduğumuz hayale…
Açık Zihinli Olmak Neden Önemlidir?
Çünküüü… Açık zihinli bir insan olmak, her ilişkinizi etkiler. Etkili bir yönetici olma becerinizi etkiler. Yeni durumlarla nasıl başa çıktığınızı etkiler. Kendinizi ortaya koyma isteğinizi etkiler. O zaman seçiminizi yapın: Cana yakın, gözlemci, hoşgörülü, kabul edici, tarafsız, geniş görüşlü, ilgili, anlayışlı ve önyargısız biri olarak mı tanınmak istersiniz yoksa her şeyi ve herkesi kontrol etme ihtiyacı duyan, mutsuz, küçük, cansız, izole ve yalnız bir hayata saplanıp kalmış biri olarak mı? Kontrolü Biraz Bırakın * Her şeyi kontrol edemeyeceğinizi kabul edin. Bu koca dünyada tek kişi siz değilsiniz ve her şeyi tek başınıza üstlenemezsiniz. * Evde ya da işyerinde, başkalarına fikirlerini ifade etmeleri ve kendi fikirlerinin peşinden gitmeleri için alan tanıyın. Yanlış yapacaklarını ‘bildiğinizi’ düşünseniz bile denemelerine izin vermek önemli; aksi takdirde etrafınızdaki hiç kimse öğrenme fırsatına sahip olamaz. Ayrıca sevdikleriniz görüldüklerini, duyulduklarını veya anlaşıldıklarını hissedemez. * Örneğin, bir ekip yönetiyorsanız ve rehberliğiniz olmadan bir görevi yerine getirebileceklerine güvenmiyorsanız, siz bir ‘mikro yönetici’sinizdir. Her zaman herkesi kendinizden aşağıda gördüğünüzde ne olur? Ekibiniz motivasyonunu ve moralini kaybeder çünkü hiçbir işi sahiplenemezler. Tabii siz de kısa…
Zihninizle Beraber Bedeninizi de Açın
Size sırt kaslarınızı güçlendirmek, nefesinizi düzenlemek ve zihninizi canlandırmak için beş sihirli hareket sunuyoruz. Zihnimiz genellikle bedenimizde ve sinir sistemimizde olup bitenleri yansıtır. Bedeniniz enerjik hissettiğinde, zihninizin de daha enerjik olduğunu fark etmişsinizdir. Benzer şekilde, bedenimiz gergin, kapalıhissettiğinde, zihnimiz de böyle olabilir. Öyleyse zihnimizi canlandırmak için bedenimizi kullanabiliriz. Bunun için anahtar hareket sırt açma hareketleri. Sistemimizi dengelemeye başlamanın en iyi yolu ise doğru nefesten geçiyor. Önce sırt hareketlerinin ne işe yaradığını konuşalım. Çoğumuz modern yaşamlarımızın tatsız sonucu olarak, günlerimizi masa başında, arabada ya da televizyon karşısında oturarak ve çoğunlukla başımızı telefonlarımızın ekranına eğerek geçiriyoruz. Yani omuzlarımız kapalı, sırtımız kambur ve başımız öne eğik bir şekilde sıkışıp kalmış durumdayız. Bu, sırtımız için hiç iyi olmayan, aynı zamanda nefes alış verişimizi de sığlaştıran bir duruş. Boynumuzdaki ve sırtımızın üst kısmındaki kasların çoğu kıvrıldığı için akciğerlerimize nefesi verimli şekilde dolduramıyoruz. Oysa daha iyi bir solunum için vücudumuzun genişlemeye, açılmaya ihtiyacı var. Öyleyse başlayalım… Önce Nefesinize Ulaşın Ayakta durup senkronize beden-zihin ısınmasıyla başlayın. Nefes alarak kollarınızı ileri ve yukarı uzatın. Nefes verirken kollarınızı dışa açarak aşağı getirin. Bunu…