İnsomnia
Dünyayı uyku tutmuyor! Karşınızda, en yaygın uyku bozukluğu. Dünya üzerinde çok sayıda insan insomniadan mustarip ama aslında bu bozukluğa sahip olmamasına rağmen öyle olduğuna inananlar da hiç az değil. Olay, bir dönem her yaramaz çocuğun ebeveyninin, “Bizimki hiperaktif” demesinden farklı değil aslında. Net bir şekilde, bir kez daha söyleyelim: Uykusuz kalmak insomnia demek değil!Meseleyi layıkıyla anlatması için ‘Niçin Uyuruz?’ kitabının da yazarı olan nörobilim ve psikoloji profesörü Matthew Walker’a başvuruyoruz. Önce bilimsel tanım: “İnsomnia, kişinin kendine yeterli uyuma imkânı tanımasına rağmen uyku üretmede yetersiz beceriye sahip olmasıdır.”Temel olarak iki türü var bu rahatsızlığın: Biri uykuya geçme, diğeri ise uykuyu sürdürme insomniası. Uyku tıbbının bu en önemli başlığı hakkında en geniş bilgiyi ‘Uyku Bozuklukları’ bölümümüzde bulabilirsiniz.
Işık
Peki kim kapatacak? Kaliteli uyku, ortamdaki ışığın türü ve dozuyla doğrudan bağlantılı. Çünkü ışık, sirkadiyen ritmi kontrol etmede en büyük rolü üstleniyor. Yani ne zaman uykulu, ne zaman uyanık hissetmemiz gerektiğini biyolojik saat bu yolla anlıyor. Malum; insanlar on binlerce yıl içinde gece uyuma-gündüz uyanma rutinini takip ederek evrimleşti. Zaman içinde öğrendik ki yüksek ışık seviyeleri, vücudun biyolojik saatini koruyup doğal ritmini ayarlayan melatonin hormonunu baskılıyor. Tam meseleyi çözmüş, önlemlerimizi almaya başlamıştık ki başımıza ilerleyen teknolojinin yan etkileri LED’ler ve melatonin üretimini diğer bütün ışık türlerinden daha fazla etkileyen ‘mavi ışık’ meselesi çıktı.Bunların hepsine ilgili maddelerde değineceğimizi belirtip şu ipucunu hemen verelim: Uyurken karanlığı tercih edin. Yatmadan önce loş veya kırmızı ışıklar kullanmak da daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir.