iyiuykuiyihayat.com Yatsan’ın yaşam tarzı sitesidir
Şimdi Abone Ol
Trend Haberleri

A’dan Z’ye Uyku Sözlüğü

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Polisomnografi

Uyku bozukluklarının tanısı için kullanılan standart test yöntemi. Uyku sırasında belli fizyolojik ve fiziksel parametrelerin belli bir periyotta, genellikle gece boyunca, eşzamanlı ve devamlı olarak kaydedilmesi yoluyla yapılıyor. Bu yöntemle uyku evreleri ve birçok fizyolojik parametre ayrıntılı olarak izleniyor. Çeşitli organ sistemlerinin fonksiyonu, uyku ve uyanıklık sırasındaki etkileşimleri konusunda bilgi toplanıyor. Bu veriler sonucunda maruz kalınan uyku bozukluğunun türü belirleniyor.  

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Kronoterapi

Yatma zamanının sistemli olarak geciktirildiği, davranışçı bir teknik. Hastanın uyku-uyanma düzeninin dış ortamla uyumlu olmadığı durumlarda kullanılıyor. Hem yatış hem de kalkış saatleri dereceli olarak daha geç saatlere kaydırılıyor. Bu gecikme, genellikle 3 saatlik bir süreyi içeriyor. Kişi istenilen uyku-uyanıklık döngüsüne ulaşınca saatler sabitleniyor.  

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Katapleksi

Uyku bozuklukları arasında yer alan narkolepsinin bir semptomu. Kas fonksiyonlarının ani kaybı. Genellikle aşırı heyecan, korku, sevinç gibi duygulanımların sonucunda bayılma atağı olarak kendini belli ediyor. Birkaç saniyeyle birkaç dakika arasında kendiliğinden düzeliyor.

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Gecikmiş uyku fazı bozukluğu

Uykuya dalmada zorluk ve istenilen saatte uyanmada güçlükle sonuçlanan bir sirkadiyen ritim bozukluğu. İlk kez 1979’da tanımlanan bu bozukluğa sahip kişiler genel olarak kronik uyku yoksunluğu çekiyorlar ve gece saatlerinde yaşadıkları uykusuzluğa karşın gündüz saatlerinde uykululuk hali sergiliyorlar. Sonuç olarak hem profesyonel hem de özel hayatlarında toplumsal ilişkilerle ilgili sorunlar yaşıyorlar. Tedavi kronoterapi, parlak ışık, B12 vitamini ya da melatonin uygulamalarıyla yapılıyor.

A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Erken uyku fazı bozukluğu

Arzu edilen ya da sosyal olarak kabul edilen zamanlardan daha erken uyuma ve uyanmayla tanımlanan bir uyku bozukluğu. Etkilenen kişiler en az 3 ay boyunca, klasik uykuya dalma saatlerine kadar uyanık kalmada ve sabah erken saatlerde uykuyu sürdürmede güçlük yaşıyor. Sıklıkla istemsiz olarak 18.00-21.00 saatlerinde uykuya dalma, 02.00-05.00 saatlerinde uyanma görülüyor. Kişiler erken uyanmalarına rağmen güne dinlenmiş ve tazelenmiş başlıyor ancak erken uyuma zamanını geciktirince sabah erken uyanıp kronik uyku yoksunluğu yaşıyorlar. Bu bozukluk genç yaşlarda nadir görülüyor. Erkeklerde daha sık rastlanıyor.

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Düzensiz uyku-uyanıklık ritim bozukluğu

Adından da anlaşılacağı üzere bu sirkadiyen ritim bozukluğunda, düzenli bir uyku ve uyanıklık döngüsü yaşanamıyor. 24 saat içinde en az üç kez olan ve tipik olarak 2-4 saat süren kısa uyku periyotları söz konusu oluyor. Uyku ve uyanıklık dönemleri gün içine parçalı olarak dağılmasına rağmen en uzun uyku dönemi genellikle 02.00-06.00 saatlerinde görülüyor. Gün boyunca toplam uyku süresi, hastanın yaşına göre normal olabiliyor. Yaygınlığı tam bilinmemekle beraber Alzheimer hastalarında, travmatik beyin hasarı sonrasında ve mental retardasyon (zekâ geriliği) durumunda sık görülüyor.

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Zzz

Uykuyu neden bu harf anlatır? Emojiden pijama takımına uyku bahsinin geçtiği her yerde bu üç ‘Z’ harfini yan yana görüyorsunuz. Şimdi zihninizi biraz yoklayın ve bu sembolü ilk defa gördüğünüz yeri düşünün. Evet, bir çizgi romandı. Vızzz, bom, dışın dışın, snıf snıf… Okur okumaz hangi hareketlerden bahsettiğimizi anladınız. Malumunuz, çizgi roman dünyası sesten yararlanamadığı için o sesi yansıtan kelimelere başvurur. İşte her şey böyle başladı. Bazılarında hiç problem yoktu da çizgi roman sanatçıları derin uykuyu ya da horlamayı anlatırken epey zorlanıyorlardı. Zira uyurken çıkarılan seslerin harflerle temsil edilmesi kolay değildi. Başta ‘zzz’, uyurken alınıp verilen derin nefes sesine en yakın tınıyı verdiği için seçildi. Biraz da zamanla kendi anlamını yarattı. Tekrarla kullanılınca artık açıklamaya ihtiyaç duymaz hale geldi.Zamanla harfler aynı olduğu halde nüansları bile ayırt edebilir olduk. Mesela büyük harflerle yani ‘ZZZ’ şeklinde yazıldığında horlamanın çok yüksek sesle olduğunu anladık. Veya ‘z’ler üçten fazlaysa derin bir uyku halini gösterdiğini hemen bildik. Amerikan Diyalekt Derneği’nin 1918’de kayıt altına aldığı ‘zzz’ hiç kuşkusuz dünya çapında uykunun temsili ve gördüğümüz an esnememiz boşuna değil. Tıpkı şu an…

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Yaratıcılık

İlhamın ne zaman geleceği belli olabilir Zihnimizin uyurken bile sular seller gibi işlediğinin en büyük kanıtlarından biri rüyalarımız. Şimdi hem gördüğünüz hem de size anlatılan rüyaları şöyle bir aklınızdan geçirin. Ne kadar yaratıcı hikâyeler öyle değil mi? Hiç bağlantılı görünmeyen şeyler akıcı bir şekilde birbirine bağlanıyor. Kimi uçuk, kimi daha önce kimsenin aklına hayaline gelmemiş fikirler havada uçuşuyor. Bazıları hakkında neden böyle düşünmediğinizi sorgularken buluyorsunuz kendinizi… Şimdi bir de hep anlatılan o örnekleri hatırlayın: The Beatles’ın beyni Paul McCartney, unutulmaz şarkıları ‘Yesterday’ ve ‘Let It Be’nin melodilerini rüyasında gördü. Rolling Stones’tan Keith Richards da ‘Satisfaction’ şarkısının açılış kısmını. İngiliz edebiyatçı Mary Shelley, o kâbusu görmeseydi efsanevi karakteri ‘Frankenstein’ı yaratabilecek miydi? Stephen King’in meşhur romanı ‘Misery’nin (Türkçeye ‘Sadist’ adıyla çevrildi) arkasında da benzer bir hikâye vardı. Örnek çok. Peki hepsi tesadüf mü? Uzmanlar uykunun yaratıcılığı ve problem çözme becerilerini artıran bölümünün REM evresi olduğunu söylüyorlar. Kanıt mı? Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada REM uykusundan uyanır uyanmaz anagram bulmaca çözmesi istenen deneklerin performansında artış tespit edildi. NREM uykusundan uyandırıldıktan sonraya veya gün içinde uyanıkkenki performanslarına oranla yüzde 15’le…

Yatsan
A'dan Z'ye Uyku Sözlüğü

Vücut sıcaklığı

Yatakta biraz ‘cool’ olmak gerek! Hassas bir terazi bu: Uykunun vücudu derinden etkilemesi gibi vücut da uykunun niteliği üzerinde epey tesirli. Bunlardan biri de ideal sıcaklık. Büyüklerimizin “Uyuyanın üstüne kar yağar” demesi boşuna değil. İnsan vücudu yatağa yattığı anda sıcaklık yaymaya başlıyor ancak sonra, sabahın erken saatlerindeki en düşük noktasına (yaklaşık 05.00 civarı) ulaşana kadar soğumaya devam ediyor. Tabii bu dengenin ortam ısısıyla bire bir bağlantılı olduğunu da hatırlatmamız gerek. Uyuduğumuz odanın şartları, sirkadiyen ritmin en önemli bileşenlerinden biri olan vücut sıcaklığını doğrudan etkiliyor. Elbette herkes farklı yapıya sahip. Ancak değişmeyen bir şey var: Daha düşük vücut sıcaklığı, bedeninizin uyku vaktini bilmesini sağlıyor. Daha yüksek vücut sıcaklığı ise uyanma zamanının geldiğini söylüyor. Yani vücudunuza doğru sinyalleri gönderebilmek için onu yatmadan önce ve gece boyunca serin tutmayı sağlamanız gerekiyor. Peki bunu nasıl yapacaksınız? Çoğu uzman yatak odası için ideal sıcaklığın 18 derece olduğunda hemfikir. En önemli şeylerden bir diğeri de doğru malzemeli yatak, yastık, yorgan ve nevresim takımı seçimi. Pamuk, keten, yün gibi doğal malzemeler nefes alma/aldırma ve nemi uzaklaştırma yeteneğine sahipken, polyester gibi sentetik malzemeler kullanıldığında bu…