Santral uyku apnesi
Uykuda solunum bozuklukları içinde değerlendirilen uyku apnesinin daha az görülen türü. ‘Santral’ denmesinin nedeni, merkezi yani beyin kaynaklı bir uyku bozukluğu olması. Bu türde hava yolu tıkanmıyor ancak beyin kaslara nefes alması için sinyal gönderemiyor
Polisomnografi
Uyku bozukluklarının tanısı için kullanılan standart test yöntemi. Uyku sırasında belli fizyolojik ve fiziksel parametrelerin belli bir periyotta, genellikle gece boyunca, eşzamanlı ve devamlı olarak kaydedilmesi yoluyla yapılıyor. Bu yöntemle uyku evreleri ve birçok fizyolojik parametre ayrıntılı olarak izleniyor. Çeşitli organ sistemlerinin fonksiyonu, uyku ve uyanıklık sırasındaki etkileşimleri konusunda bilgi toplanıyor. Bu veriler sonucunda maruz kalınan uyku bozukluğunun türü belirleniyor.
Kronoterapi
Yatma zamanının sistemli olarak geciktirildiği, davranışçı bir teknik. Hastanın uyku-uyanma düzeninin dış ortamla uyumlu olmadığı durumlarda kullanılıyor. Hem yatış hem de kalkış saatleri dereceli olarak daha geç saatlere kaydırılıyor. Bu gecikme, genellikle 3 saatlik bir süreyi içeriyor. Kişi istenilen uyku-uyanıklık döngüsüne ulaşınca saatler sabitleniyor.
Katapleksi
Uyku bozuklukları arasında yer alan narkolepsinin bir semptomu. Kas fonksiyonlarının ani kaybı. Genellikle aşırı heyecan, korku, sevinç gibi duygulanımların sonucunda bayılma atağı olarak kendini belli ediyor. Birkaç saniyeyle birkaç dakika arasında kendiliğinden düzeliyor.
Gecikmiş uyku fazı bozukluğu
Uykuya dalmada zorluk ve istenilen saatte uyanmada güçlükle sonuçlanan bir sirkadiyen ritim bozukluğu. İlk kez 1979’da tanımlanan bu bozukluğa sahip kişiler genel olarak kronik uyku yoksunluğu çekiyorlar ve gece saatlerinde yaşadıkları uykusuzluğa karşın gündüz saatlerinde uykululuk hali sergiliyorlar. Sonuç olarak hem profesyonel hem de özel hayatlarında toplumsal ilişkilerle ilgili sorunlar yaşıyorlar. Tedavi kronoterapi, parlak ışık, B12 vitamini ya da melatonin uygulamalarıyla yapılıyor.
Erken uyku fazı bozukluğu
Arzu edilen ya da sosyal olarak kabul edilen zamanlardan daha erken uyuma ve uyanmayla tanımlanan bir uyku bozukluğu. Etkilenen kişiler en az 3 ay boyunca, klasik uykuya dalma saatlerine kadar uyanık kalmada ve sabah erken saatlerde uykuyu sürdürmede güçlük yaşıyor. Sıklıkla istemsiz olarak 18.00-21.00 saatlerinde uykuya dalma, 02.00-05.00 saatlerinde uyanma görülüyor. Kişiler erken uyanmalarına rağmen güne dinlenmiş ve tazelenmiş başlıyor ancak erken uyuma zamanını geciktirince sabah erken uyanıp kronik uyku yoksunluğu yaşıyorlar. Bu bozukluk genç yaşlarda nadir görülüyor. Erkeklerde daha sık rastlanıyor.
Düzensiz uyku-uyanıklık ritim bozukluğu
Adından da anlaşılacağı üzere bu sirkadiyen ritim bozukluğunda, düzenli bir uyku ve uyanıklık döngüsü yaşanamıyor. 24 saat içinde en az üç kez olan ve tipik olarak 2-4 saat süren kısa uyku periyotları söz konusu oluyor. Uyku ve uyanıklık dönemleri gün içine parçalı olarak dağılmasına rağmen en uzun uyku dönemi genellikle 02.00-06.00 saatlerinde görülüyor. Gün boyunca toplam uyku süresi, hastanın yaşına göre normal olabiliyor. Yaygınlığı tam bilinmemekle beraber Alzheimer hastalarında, travmatik beyin hasarı sonrasında ve mental retardasyon (zekâ geriliği) durumunda sık görülüyor.
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın ile Uyku
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın ile Fonksiyonel Beslenme ve Uyku üzerine şahane bir sohbet sizi bekliyor!
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın ile Fonksiyonel Beslenme ve Uyku
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Fizyoloji Anabilim Dalı’na bağlı çalışan bir tıp doktoru. Özellikle son dönemde kendisini, kitleleri fonksiyonel beslenme teknikleriyle doğru beslenme konusunda aydınlatmaya adamış bir bilim insanı. Onu çok aktif kullandığı Instagram üzerinden tanıdım. Doğru beslenme konusunda çok basitleştirerek bizlerin anlayabileceği şekilde verdiği bilgilerden çok faydalandım. Kendisiyle fonksiyonel beslenme ve uyku konuştuk. Beyin araştırmaları da yapan bir tıp profesörüyle konuşmak için daha doğru bir konu olamazdı.
Korona bitmeden bize uyku yok!
COVID-19 kaynaklı endişeler, korkular ve bozulan uyku düzeni yüzünden geceleri ayakta geçiriyorsanız kulübe hoş geldiniz. Son bir yıl içinde uykusunu kaybedenler bu yazıda buluşuyor.