Uykuya Dalma Sorunu Nedir? Nasıl Baş Edilir?
Korkunç bir döngü: Yataktasınız ama uyuyamıyorsunuz, bir türlü uykuya dalamadığınız için panikliyorsunuz, bu duygu da sizi yatakta uyanık tutuyor. Ama iyi bir haber var: Uyku anksiyetesi herkesin başına gelebilir ve çareleri vardır. İşte uzmanların bu anksiyeteye neyin neden olduğu, ortaya çıktığında ne yapılması gerektiği ve nasıl önlenebileceği hakkında söyledikleri… Uykuya Dalma Sorunu Nedir? ABD’deki Cleveland Clinic’e göre uykuya dalamamakla ilgili stres veya korku duygusuna uyku anksiyetesi denir. Bu durumda yatmadan önce sindirim sorunları ve hızlı kalp atış hızı gibi fiziksel semptomlar ve yatağa girdikten sonra bunalma gibi duygusal semptomlar hissedebilirsiniz. Uyku anksiyetesi yani uykuya dalamama sorunu, somnifobiden (uykuya karşı yoğun korku) farklı bir şey. Cleveland Clinic, bu halde insanların uykuya dalmaktan korkabileceğini çünkü uykuya daldıklarında kötü bir şey olacağından endişe ettiklerini söylüyor. Uyku anksiyetesinde ise insanlar uyumayı çok fazla istediği halde uyuyamıyorlar. Arizona Üniversitesi’nde Uyku ve Sağlık Araştırma Programı’nı yöneten klinik psikolog Michael Grandner, “Özetle, uykunun çabanızla uyumsuz olduğu bir durum yaratıyorsunuz ve bu da daha fazla stres yaratıyor” diyor. Sonunda, beyniniz ve vücudunuz yatma zamanını stresle ilişkilendirmeye başlıyor ve bu da o içinden…
Enerjinizi Yükseltecek 7 Alışkanlık
Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz ya da genellikle öğleden sonraları büyük bir çöküş mü yaşıyorsunuz? Şu basit yaşam tarzı değişiklikleri önemli bir fark yaratabilir. Kendinizi hep uykulu mu hissediyorsunuz? Öğleden sonra çöküşlerinin üstesinden gelemiyor musunuz? Aslında bunlar, bazı yaşam tarzı faktörlerinin enerji seviyenize zarar verdiğinin, beyin sisine ve bitkinliğe yol açtığının işaretleri olabilir. Sürekli hareket halindeyken, yeniden şarj olmanın yollarını bulmak zor olabilir. Ama Robert Wood Johnson Tıp Fakültesi Aile Hekimliği ve Toplum Sağlığı Bölümü Başkanı Dr. Alfred Tallia, düşük enerji seviyelerinin çoğu zaman günlük rutininizde basit değişiklikler yaparak giderilebileceğini söylüyor. İşte uzman görüşleriyle, enerjinizi artırmak için bilimsel araştırma destekli yedi alışkanlık: Stresi Alt Edin Tahmin edersiniz; duygusal stres kendinizi daha az canlı hissetmenize neden olabilir. Bir zihinsel sağlık uygulaması olan Real’in baş tıbbi sorumlusu Dr. Nina Vasan, “Stresin fiziksel sağlığınız üzerinde büyük bir etkisi vardır. Eğer yüksek düzeyde stres hissediyorsanız, bu kesinlikle enerjinizi düşüren şeylerden biri olabilir” diyor. Peki, enerji seviyenizi yükseltmek için, kontrolsüz stresle nasıl mücadele edebilirsiniz? Vasan, her gün sadece beş dakika bile olsa ‘meditasyon veya farkındalığı günlük hayatınıza entegre etme yollarını…
Yalnız Mı Daha İyi Uyunur, Bir Partnerle Mi?
Araştırmacılar birlikte uyumanın REM uykusunu geliştirdiğini, bunun da duygusal stresi azalttığını ve etkileşimlerimizi iyileştirdiğini düşünüyor. Ancak horlayan ya da döne döne uyuyan bir partner de kötü bir gece uykusuna davetiye çıkarabilir. Buyurun detaylara… Önce bilimsel araştırma sonuçları: Almanya’daki Christian-Albrechts Üniversitesi Kiel’de psikiyatri ve psikoterapi profesörü olan Henning Johannes Drews, bir uyku laboratuvarında dört gece geçiren 12 heteroseksüel çifti inceledi. Beyin dalgalarını, hareketleri, kas gerginliğini ve kalp aktivitesini yakalayan bir teknoloji kullanarak bireylerin birlikte ve ayrı uykularını ölçtü. Çiftler ayrıca ilişkileri hakkında anketler doldurdu. Drews’un ekibine göre birlikte uyuyan çiftlerin REM uykusu, ayrı uyudukları zamana kıyasla daha uzun sürdü ve daha az kesintiye uğradı. Bu önemli uyku aşamasının hafıza organizasyonu, duygu düzenleme, yaratıcı problem çözme ve sosyal etkileşimlerle ilişkilendirildiği biliniyor. Araştırmada ayrıca, çiftlerin ilişkilerini ne kadar iyi derecelendirirse birlikte uyurken de o kadar fazla senkronize oldukları görüldü. Bununla birlikte, iyi bir gece uykusu çekmek için mutlaka bir partnerinizin olması gerekmiyor. Drews, ilişki durumları ne olursa olsun bazı insanların yalnız uyumasının daha iyi olacağını düşünüyor: “Partnerinizle aynı yatağı paylaşmak uykunuz için çok iyi olabilir. Ama partneriniz…
Menopoz ve Uyku
Kadınların hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olan menopoz yüzyıllar sonra nihayet açık açık konuşulmaya başlandı. Bu dönem söz konusu olduğunda sıcak basmaları ve ani ruh hali değişimlerini sıkça duymuşsunuzdur. Gelin bir de bu evrenin fazla bilmediğiniz kısımlarından uyku bozukluğuna bakalım… Annelerimiz ve büyükannelerimizden çokça duyduğumuz bir ‘hayat değişimi’ evresi menopoz. Çoğunlukla sıcak basmaları ve ani ruh hali iniş çıkışlarıyla birlikte anılır. Dolayısıyla birçok kişi menopoz söz konusu olduğunda bu semptomları bekler. Ancak terleme ve kilo alma gibi çok duyulan sorunlarla birlikte birçok insanın beklemediği bir şey de pakete dahildir: Uyku bozukluğu. Uzmanlar, kötü uyku kalitesi ve uyku bozukluğunun yaşamın bu evresinde daha az bilinen değişiklikler olduğunu ancak çok yaygın rastlandığını söylüyor. Uyku sorunları, hormon seviyelerinin ve âdet dönemlerinin düzensizleştiği menopozdan önceki dönem olan perimenopoz sırasında başlayabilir. Genellikle kötü uyku, menopozal geçiş dönemi boyunca ve menopozdan sonra da devam eder. Neyse ki bazı çareler var. ‘İyi uyku’ denince genel olarak gecede 7-8 saat kaliteli, kesintisiz uykuyu anlamak gerekir. Tabii bu, kesin ve katı bir kural değil; bazı insanların daha az, bazılarının daha fazla uykuya…
Dysania Nedir, Nasıl Baş Edilir?
Sabahları yataktan çıkmak sizin için dünyanın en zor işi haline mi geliyor? Eğer bu his her sabah tekrarlanıyorsa dysania ile mücadele ediyor olabilirsiniz. Hayat ritminizi engelleyen bu soruna neyin neden olduğunu ve çözüm yollarını öğrenmek ister misiniz? Alarm çalıyor. Gözünüzü kırpıştırıyorsunuz, geriniyorsunuz, uyanmak için mücadele ediyorsunuz ama vücudunuz hayır diyor. Kendinizi yataktan çıkarmak imkânsız gibi geliyor… Herkes bazı günler kalkamayacak gibi hisseder ama bu yatakta kalma ihtiyacı geçmiyorsa dysania ile karşı karşıya olabilirsiniz. Dysania Nedir? Dysania, uyku haliyle aynı şey değil ve iyi bir gece uykusuyla çözülemiyor. Yataktan çıkamadığınız, uzun vadeli bir his olarak tanımlamak mümkün. Öyle ki, uyanıp harekete geçmeyi başardığınızda bile, tek istediğiniz tekrar uykuya dalmak oluyor. Şimdi bu sendromun diğer öğelerine bakalım… Uyku ataleti Uyku ataleti, kalkıp hareket ettikten sonra bile devam eden yoğun bir uyku hali durumunu ifade eder. Araştırmacılar buna uykuyla uyanıklık arasındaki geçiş aşaması adını veriyor. Bu aşamada üretken veya uyanık olmak zor; kişi tekrar uykuya dalmak için güçlü bir dürtü hissediyor. Uyku ataleti, sağlık çalışanları ve vardiyalı çalışanlar gibi işleri uyku döngüsünün ortasında…
Bebek Uyku Gerilemesi Nedir, Nasıl Baş Edilir?
Hayatının ilk beş yılında bebeğinizin beyni ve vücudu çok hızlı gelişir. Ancak küçük çocuğunuz bu yeni ve eğlenceli becerileri öğrenirken uykuyla mücadele etmeye de başlayabilir. Bu durum da maalesef uykuda gerilemeyle sonuçlanabilir. İşte bilmeniz ve yapmanız gerekenler… Uyku Gerilemesi Nedir? Küçük çocuklar hayatlarını sürdürebilmek için yeni beceriler kazanırken, bu becerilerde ustalaşmak ve hızlı olmak da isterler. Yuvarlanma, oturma, emekleme/yaylanma, ayağa kalkma, yürüme, konuşma gibi onu biraz daha ileri taşıyacak bu gelişimsel sıçrama adımlarını şöyle bir düşünün. Bebeğinizin gün boyu sürekli ilerlemek için pratik yaptığını fark edeceksiniz. Ne yazık ki aynı şey gece uykusu için de geçerli. Çocuğunuz bu yeni becerilerinde uzmanlaşma işini sabah saat 3’te de yapmak isteyebilir! Yani bu ustalaşma hırsının faturası uykuya kesilebilir. Her şeyden önce endişelenmemeniz gerektiğini, bu durumun geçici olduğunu bilin; sonra da sizi aydınlatacak yazımızı dikkatle okuyun. Bebek Uyku Gerilemesi Ne Zaman Başlar ve Biter? Uyku gerilemesi için net bir başlangıç ve bitiş zamanı yok. Çünkü tüm yetişkinler gibi çocuklar da farklı bireyler. Dolayısıyla bu gerilemeler çocuğunuz hazır olduğunda ve söz konusu beceride ustalaştığında başlayıp bitiyor. Bunun yanı sıra…
Kış Soğuklarında Sağlıklı Kalmak İçin 9 Öneri
Kış aylarının en soğuk günleri geldi. Bu havalar maalesef çeşitli sağlık sorunlarına neden olabiliyor, özellikle de bağışıklık sistemi hassas olan kişiler için belirli riskler kapıda bekliyor. Peki ne yapmalı, nasıl önlemler almalı? Kışın sert yüzünü görmeye yeni yeni başlıyoruz. En soğuk günleri yaşamaya başlarken, düşük sıcaklıkların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı bilinçlenmek de büyük önem taşıyor. Çünkü kış soğukları çok sayıda farklı hastalığa kapı aralayabiliyor. Ama elbette dikkat etmeniz gereken şeyleri bilirseniz bu yıkıcı koşullardan fazla etkilenmeden baharı görebilirsiniz. Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Hakan Terekeci, soğuk havalarda sağlıklı kalmanın yolları hakkında bilgi verdi. Kış Soğuklarının Etkilerine Dikkat! Soğuk havalar vücuttaki bazı sistemleri olumsuz etkileyerek hastalıklara zemin hazırlayabiliyor. Gelin, bu dönemde dikkat edilmesi gereken sağlık sorunlarına göz atalım… Grip ve soğuk algınlığı: Düşük hava sıcaklıkları, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırabiliyor. Aynı zamanda soğuk havalarda insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmelerinden dolayı hastalıkların bulaşma riski artış gösteriyor. Astım ve alerjiler: Soğuk hava, astım semptomlarını tetikleyebiliyor ve toz, polen gibi…
Dijital çağda yeni trend: İrtibatı kesme hakkı!
Dijital teknolojiler yaşamımıza sınırsız erişim kolaylığı getirdi. Akıllı telefonlar ve anlık mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla artık her an, her yerde, herkes erişilebilir durumda. Ancak bu durumun bireyler üzerinde olumsuz etkileri de giderek daha fazla hissediliyor. Peki aslında bu kesintisiz irtibatı kesme hakkınız olduğunu biliyor musunuz? Son yılların en çok tartışılan konularından biri de dijital çağın getirdiği sürekli erişilebilir olma halinin, bireylerin özel yaşamlarına, psikolojik durumlarına ve iş-yaşam dengelerine etkileri. Üstelik neredeyse hepimiz bu kesintisiz erişilebilirliğin hayatın normal akışı olduğuna inandırılmış durumdayız. Oysa hepimizin irtibatı kesme hakkımız var! Peki nasıl? Detayları alanın uzmanından, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay’dan öğrenelim… Tükenmişlik Sendromuna Yol Açıyor! Gerek telefon ederek, gerekse e-mail ya da anlık mesajlaşma uygulamalarıyla, zaman ve mekan fark etmeksizin ulaşılabilir durumdayız. Fakat bu durum her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabiliyor. Özellikle profesyonel yaşamda sürekli ulaşılabilir olmak bir baskı unsuruna dönüşebiliyor. Çalışanın mesai sonrası zamanlarda da işle ilgili telefon, e-mail ya da mesaj alması dinlenme hakkını kesintiye uğratabiliyor. Dinlenme zamanlarında da işe dair mesajlarla, e-mail’lerle ilgilenilmesi gerektiğinde bu bir…
Yatak Çürümesi (Bed Rotting): Sağlıklı Bir Trend Mi?
Yatakta çürüme ya da orijinal adıyla ‘bed rotting’, başını TikTok’un çektiği sosyal medya platformlarında popülerlik kazanan bir trend. Genellikle bütün bir gün, hatta birkaç gün süren yatak istirahati anlamına geliyor. Bu sırada fazlaca program izlemek, yemek yemek ve sosyal medyada gezinmek de pakete dahil. Peki bu sağlıklı bir trend mi? Uzman görüşleriyle anlatıyoruz. Şu sıralar sosyal medyada popüler hesapların neredeyse tamamında ‘bed rotting’ trendiyle karşılaşıyorsunuz. Bu terim, genellikle bütün bir gün, hatta birkaç gün süren uzun süreli yatak istirahati dönemlerine katılmayı; bu sırada art arda bir şeyler izlemeyi, yemek yemeyi ve sosyal medyada dolanmayı ifade ediyor. Yatakta istirahat etmek ilk bakışta kendine vakit ayırmayı da içeren bir özbakım biçimi olarak görünse de sağlık uzmanları bunun depresif dönemlere katkıda bulunmak da dahil olmak üzere çeşitli şekillerde ruhsal ve fiziksel sağlığa zararlı olabileceği konusunda uyarıyor. ABD’li nöropsikolog Dr. Sanam Hafeez, “Bu terim muhtemelen bireylerin davranışları için bir açıklama araması ve bunu etiketlerken kendini rahat hissetmesi amacıyla ortaya çıktı” diyerek açıklıyor: “Sonuçta bu hashtag, bu davranışta bulunan kişilerin kendilerini daha az yalnız ve daha az izole hissetmelerine…
Çok Uyumanın Nedenleri ve Çareleri
Uyku çoğunlukla beden ve ruh sağlığımıza birçok fayda sağlar. Ancak aşırıya kaçmak sağlık riskleri yaratabilir ve altta yatan bir rahatsızlığa işaret edebilir. İşte bu konuda bilmeniz gerekenler… Yeterli ve iyi uyku; zihinsel ve fiziksel sağlığımız, yaşam kalitemiz ve genel esenliğimiz söz konusu olduğunda en önemli faktörlerden biri. Doğru uyku sadece yenilenmiş ve güne hazır hissettirmekle kalmıyor; aynı zamanda öğrenmeyi geliştiriyor, kalp ve kan damarlarının kendilerini onarmasına yardımcı oluyor, açlık hormonlarının sağlıklı bir şekilde dengelenmesini sağlıyor ve bağışıklık sistemine yardımcı oluyor. Çoğu yetişkin için her gece 7-9 saat uyku yeterli ancak yaşınız, aktivite düzeyiniz ve sağlığınız bu hedefi her iki yöne de kaydırabiliyor. Uyku yoksunluğu yaygın bir sorun ama çok fazla uyumak da endişelenilmesi gereken bir durum. Peki ama ne kadar uykuya fazla demeliyiz? Uzmanlar aşırı uykuyu 24 saatlik süre içinde 9 saatten fazla uyumak olarak tanımlıyor. Stresli bir haftadan ya da yoğun bir seyahatten çıktığınızda veya vücudunuz soğuk algınlığıyla mücadele ederken, muhtemelen bu başınıza gelmiştir. Uyku bozuklukları uzmanı ve ABD’deki Teksas Üniversitesi Southwestern Tıp Merkezi’nde doçent olan Safia Khan, bu durumlarda fazla uyumanın normal…










