Bir fincan kahve olsam…
Şu iki cümleyi ya hep söylüyorsunuz ya da hep duyuyorsunuz: “Sabahları kahve içmeden uyanamıyorum”, “Geceleri kahve içersem uyuyamıyorum”… Kola, bazı çaylar ve çikolatada da olmakla beraber en çok kahveyle anılan kafein (kahve dünyadaki kafein tüketiminin yüzde 54’ünü oluşturuyor), kaliteli uykunun ve sağlıklı uyku düzeninin en büyük düşmanlarından biri. Vücutta yarattığı etkilerin tamamen geçmesi 8 saati bulabiliyor. Bu nedenle akşamüstü içilen bir fincan kahve, gece uykuya dalmayı güçleştirebiliyor.
Peki olaylar nasıl gelişiyor? İşin merkezinde, uyanık kaldığımız her dakika beynimizde artarak üretilen ve kabaca ‘uyku kimyasalı’ olarak bilinen adenozin var. Yani “Çok uykum geldi” cümlesinin bilim dilindeki karşılığı “Beynimde adenozin miktarı çok arttı” olabilir! İşte kafein vücutta uyku halini teşvik eden bu maddenin reseptörlerini bloke eden bir uyarıcı.
Kafein vücudu çok çabuk etkilemeye başlıyor. 30-60 dakika içinde kanda en üst düzeye ulaşıyor. Yarılanma ömrü 3 ila 5 saat. Kalan kısmı vücutta uzun süre durabiliyor. En belirgin etkisi uykuya dalmayı zorlaştırabilmesi. Ayrıca biyolojik saatin kusursuz işlemesinde gecikmelere yol açabildiği ve derin uyku miktarını azaltabildiği de ortaya çıktı.
Yatmadan 6 saat önce kafein tüketmenin toplam uyku süresini 1 saat azalttığını gösteren bir çalışma da var. Bu etkiler yaşlı yetişkinlerde daha güçlü olabiliyor çünkü onların vücudunun kafeini sistemden atması daha uzun zaman alıyor.
Şu son kötü haberi de bizden duyun: Bu kötü etkilerden kaçmak için sığındığınız ‘decaf’ içecek ve yiyecekler de maalesef ‘kafeinsiz’ değiller. Bir fincan ‘decaf’ kahve, normal bir fincan kahvedeki kafeinin yüzde 15 ila 30’unu içeriyor.