İnsanların ruh dünyasına ve içinde bulundukları durumlara dair net göstergeler mi yoksa uyku âleminin tanımlanamaz, yorumlanamaz, gizemli parçaları mı? Aslında her ikisi de doğru.
Gelin, biraz daha yakından bakalım…

Yatsan

Rüyaların nasıl yorumlanacağı ve gerçek hayata ilişkin bir anlamları olup olmadığı tartışmalı konular. Psikologlar da bu konuda aynı fikirde değil: Bir grup, her rüyanın kişinin ruhuna veya günlük yaşamına ilişkin içgörüler olduğunu iddia ediyor; diğer grup ise bunun bu netlikle söylenemeyeceğini, rüyaların derin anlamlar yüklemek için fazla değişken olduğunu düşünüyor. Ancak bu fikir ayrılığına rağmen neredeyse bütün uzmanlar, kişiler anlatırken değiştirse veya yanlış anlatsa dahi, rüyaların gerçek hayat deneyimleriyle bağlantılı olduğunu kabul ediyor. 
Rüyalarda karşımıza çıkan ‘gerçek hayata’ dair ayrıntılar ise net ifadelerle yorumlanabilecek şeyler olmaktan çok uzak. Bu alandaki araştırmaların sonucunda tanımlanan ‘süreklilik hipotezi’, rüyalar ve ‘uyanık yaşam’ın birbiriyle iç içe olduğunu, dolayısıyla örtüşen tema ve içeriklerle dolu olduğunu savunuyor. Karşıt görüş ise rüyalar sırasında düşünmeyi ve uyanıklığı yapısal olarak farklı görüyor.
Peki ya şu her yerimizi saran rüya analizleri?.. İşte onlardan uzak durun! Rüyalar o kadar kişisel şeyler ki, sizin psikolojik olarak kendinizi yansıtmanızın bir bileşeni olsa da bir nesne ya da durumun herkes için aynı anlamları ifade ettiğini söylemek imkânsız. Yani sabah ilk iş, rüyanızdaki detayları ‘unutmadan’ internette aratmaktan vazgeçebilirsiniz.