Vardiyalı çalışma tipi uyku fazı bozukluğu
Meslek gereği rutin uyku-uyanıklık saatlerine uymayan nöbet tarzı çalışma sonucunda oluşan uykusuzluk, aşırı uykululuk ve işlevsellik kaybına neden olan bir sirkadiyen ritim bozukluğu. İş performansında düşmenin yanında, azalan dikkat nedeniyle kazalara da neden oluyor. Bu soruna ayrıca kronik yorgunluk, duygudurum bozuklukları ve gastrointestinal problemler eşlik edebiliyor; hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalık riski artıyor. Günlük fiziksel ve sosyal aktivitelerden uzaklaşma nedeniyle psikososyal işlevsellik bozuluyor. Vardiyalı çalışmak, ruhsal bozuklukların oluşması ve düşük yaşam kalitesi açısından da olası bir risk etkeni. Bu sistemde çalışanların yaklaşık yüzde 10’unda bu bozukluğa rastlanıyor.
Sirkadiyen ritim
Bkz. Biyolojik Saat… Yaklaşık 24 saate denk gelen bir zaman diliminde vücudumuzda tekrarlanan sindirim, uyku, hormon salgılama, vücut ısısı gibi biyolojik olayların temel döngüsü. Latince ‘yaklaşık’ anlamına gelen ‘circa’ ve ‘gün’ anlamına gelen ‘dies’ kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Son araştırmalara göre insanların bu ‘iç saat’inin ortalama süresi yaklaşık 24 saat 15 dakika. Bunları inceleyen bilim dalına ise kronobiyoloji adı veriliyor.Sirkadiyen ritim ile ilgili daha fazla bilgi öğrenmek isterseni bu yazımız tam size göre: https://iyiuykuiyihayat.com/hayatinin-ritmi-sirkadiyen-olsun/
Serbest gidişli uyku fazı bozukluğu
Bir sirkadiyen ritim uyku bozukluğu. Hastaların neredeyse her gün bir önceki günden 1-2 saat daha geç uyuyup daha geç uyandıkları bir uyku-uyanıklık ritmiyle kendini belli ediyor. Görmesi sağlam olanlarda nadir görülüyor ama total körlüğü bulunanların yaklaşık yarısında bu bozukluğa rastlanıyor. Bunun nedeni olarak da ışığın ritim ayarlayıcı fonksiyonunun bozulmuş olması gösteriliyor. Tedavide davranışçı yaklaşımlar ve melatonin kullanılıyor.
Santral uyku apnesi
Uykuda solunum bozuklukları içinde değerlendirilen uyku apnesinin daha az görülen türü. ‘Santral’ denmesinin nedeni, merkezi yani beyin kaynaklı bir uyku bozukluğu olması. Bu türde hava yolu tıkanmıyor ancak beyin kaslara nefes alması için sinyal gönderemiyor
Polisomnografi
Uyku bozukluklarının tanısı için kullanılan standart test yöntemi. Uyku sırasında belli fizyolojik ve fiziksel parametrelerin belli bir periyotta, genellikle gece boyunca, eşzamanlı ve devamlı olarak kaydedilmesi yoluyla yapılıyor. Bu yöntemle uyku evreleri ve birçok fizyolojik parametre ayrıntılı olarak izleniyor. Çeşitli organ sistemlerinin fonksiyonu, uyku ve uyanıklık sırasındaki etkileşimleri konusunda bilgi toplanıyor. Bu veriler sonucunda maruz kalınan uyku bozukluğunun türü belirleniyor.
Kronoterapi
Yatma zamanının sistemli olarak geciktirildiği, davranışçı bir teknik. Hastanın uyku-uyanma düzeninin dış ortamla uyumlu olmadığı durumlarda kullanılıyor. Hem yatış hem de kalkış saatleri dereceli olarak daha geç saatlere kaydırılıyor. Bu gecikme, genellikle 3 saatlik bir süreyi içeriyor. Kişi istenilen uyku-uyanıklık döngüsüne ulaşınca saatler sabitleniyor.
Katapleksi
Uyku bozuklukları arasında yer alan narkolepsinin bir semptomu. Kas fonksiyonlarının ani kaybı. Genellikle aşırı heyecan, korku, sevinç gibi duygulanımların sonucunda bayılma atağı olarak kendini belli ediyor. Birkaç saniyeyle birkaç dakika arasında kendiliğinden düzeliyor.
Gecikmiş uyku fazı bozukluğu
Uykuya dalmada zorluk ve istenilen saatte uyanmada güçlükle sonuçlanan bir sirkadiyen ritim bozukluğu. İlk kez 1979’da tanımlanan bu bozukluğa sahip kişiler genel olarak kronik uyku yoksunluğu çekiyorlar ve gece saatlerinde yaşadıkları uykusuzluğa karşın gündüz saatlerinde uykululuk hali sergiliyorlar. Sonuç olarak hem profesyonel hem de özel hayatlarında toplumsal ilişkilerle ilgili sorunlar yaşıyorlar. Tedavi kronoterapi, parlak ışık, B12 vitamini ya da melatonin uygulamalarıyla yapılıyor.
Erken uyku fazı bozukluğu
Arzu edilen ya da sosyal olarak kabul edilen zamanlardan daha erken uyuma ve uyanmayla tanımlanan bir uyku bozukluğu. Etkilenen kişiler en az 3 ay boyunca, klasik uykuya dalma saatlerine kadar uyanık kalmada ve sabah erken saatlerde uykuyu sürdürmede güçlük yaşıyor. Sıklıkla istemsiz olarak 18.00-21.00 saatlerinde uykuya dalma, 02.00-05.00 saatlerinde uyanma görülüyor. Kişiler erken uyanmalarına rağmen güne dinlenmiş ve tazelenmiş başlıyor ancak erken uyuma zamanını geciktirince sabah erken uyanıp kronik uyku yoksunluğu yaşıyorlar. Bu bozukluk genç yaşlarda nadir görülüyor. Erkeklerde daha sık rastlanıyor.
Düzensiz uyku-uyanıklık ritim bozukluğu
Adından da anlaşılacağı üzere bu sirkadiyen ritim bozukluğunda, düzenli bir uyku ve uyanıklık döngüsü yaşanamıyor. 24 saat içinde en az üç kez olan ve tipik olarak 2-4 saat süren kısa uyku periyotları söz konusu oluyor. Uyku ve uyanıklık dönemleri gün içine parçalı olarak dağılmasına rağmen en uzun uyku dönemi genellikle 02.00-06.00 saatlerinde görülüyor. Gün boyunca toplam uyku süresi, hastanın yaşına göre normal olabiliyor. Yaygınlığı tam bilinmemekle beraber Alzheimer hastalarında, travmatik beyin hasarı sonrasında ve mental retardasyon (zekâ geriliği) durumunda sık görülüyor.