Uyku, dışarıdan bakıldığında, hareketsizliğe teslim olduğumuz, savunmasız kaldığımız bir süreç.
Oysa kendi içinde, neredeyse uyanık olduğumuz anlardaki kadar hareketli, doludizgin yaşayan bir dünya.
Sanki bir bilgisayar oyunundaymış gibi evrelerden geçtiğimiz bu evreni adım adım anlatıyoruz.

Yatsan


Uyku sırasında genellikle beş evreden geçeriz: 4 aşamadan oluşan NREM (Non-REM, hızlı göz hareketlerinin olmadığı evre) ve REM (‘rapid eye movement’ yani hızlı göz hareketi) uykusu. Bu bir döngüdür; 1’inci aşamadan REM uykusuna kadar ilerler, ardından 1’inci aşama ile yeniden başlar. 
Çocuklar ve yetişkinler, toplam uyku sürelerinin neredeyse yüzde 50’sini 2’nci aşamada, yaklaşık yüzde 20’sini REM uykusunda, kalan yüzde 30’u diğer aşamalarda geçirirler. Bebekler ise toplam sürenin yaklaşık yarısında REM uykusundadırlar. Şimdi gelin, bu fazlara tek tek bakalım…

1. Faz (NREM): İçim geçmiş…

5-10 dakika süren bu evrede hem usulca uykuya dalarız hem de kolaylıkla uyanabiliriz. Gözlerimiz çok yavaş hareket eder ve kas aktivitesi de yavaşlar. Kısaca “İçim geçmiş” diyerek tanımlayabildiğimiz bu fazdayken uyanan insanlar genellikle parça parça bazı görsel imgeler hatırlar. Hepimizin bildiği, ani düşüş hissi gibi yaşanan seğirme ve kasılmalar yani ‘uyku irkilmesi’ (‘hipnik miyokloni’ veya ‘hipnik jerk’ de deniyor) de bu evrede olur. Bu hızlı hareketler, ürktüğümüzde yaptığımız sıçramaya benzer. Bazı insanlar, tekrarlayan bacak hareketleriyle kendini belli eden periyodik bacak (ekstremite) hareket bozukluğu (PLMS) da yaşar.

2. Faz (NREM): Üstümü örtsene…

Yukarıda anlattığımız 1’inci fazdan yaklaşık 10 dakika sonra yaşanan evre. Artık hafif uykuya geçmiş olan vücut derin uyku için hazırlanmaktadır. Göz hareketlerimiz durur, vücut sıcaklığımız düşmeye başlar. Beyin dalgalarımız (elektrotlarla ölçülebilen elektriksel aktivite dalgalanmaları), ara sıra ‘uyku iğleri’ adı verilen hızlı dalga patlamalarıyla yavaşlar.

3. ve 4. Fazlar (NREM): Taş gibi uyumuşum…

Giderek yoğunlaşan ve birlikte ‘derin uyku’ olarak adlandırılan aşamalar. ‘Yavaş dalga’ veya ‘delta uykusu’ olarak da bilinirler. 3’üncü aşamada delta dalgaları adı verilen çok yavaş beyin dalgaları, daha küçük ve daha hızlı dalgalarla karışık halde ortaya çıkmaya başlar. 4’üncü aşamada beyin neredeyse sadece delta dalgaları üretir. Bu evrelerde vücudumuz dokuları onarır ve yeniler, kemik ve kas oluşturur, bağışıklık sistemini güçlendirir, en önemlisi hafıza ve öğrenme süreçlerinde çok etkilidir. Bu uyku, yaşlandıkça daha az alınır. 30 yaşın altındaki kişiler her gece yaklaşık iki saat onarıcı uyku alırken, 65 yaş üstü sadece 30 dakika uyuyabilir. Bu aşamalarda birini uyandırmak çok zordur. Göz hareketi veya kas aktivitesi yoktur. Uyanan insanlar da ortama hemen alışamaz, birkaç dakika halsiz ve şaşkın hissederler. Bazı çocuklar derin uyku sırasında yatak ıslatma, gece terörü veya uyurgezerlik sorunu yaşayabilir.

REM uykusu: Öyle bir rüya gördüm ki…

Kapsamlı fizyolojik değişikliklerin görüldüğü evre. Hızlanmış solunum, artan beyin aktivitesi, kas gevşemesi ve bu evreye adını veren hızlı göz hareketleri (rapid eye movement, REM)… Tüm memelilerde bulunur ve benzersiz fizyolojik özelliklere sahiptir. Genellikle uyku başladıktan 90 dakika sonra geçilen ilk REM periyodu tipik olarak 10 dakika sürer, her tekrarlayan REM aşaması uzar ve son periyot 1 saati bulur. ‘Yavaş dalga’ uykusuna oranla uyanıklığa daha yakın olunan evredir. Uyku testi (polisomnografi) cihazları, REM’deki dalga kalıplarının 1’inci faz uykusuna benzer olduğunu gösterir. Uyku bozukluğu olmayan insanlarda kalp atış hızı artar, solunum hızlanır ve düzensiz hale gelir. Yüz, parmaklar ve bacaklar seğirebilir. Artan beyinsel aktivitenin bir sonucu olarak yoğun rüya görme meydana gelir, bununla aynı anda istemli kas gruplarında geçici felç oluşur yani rüyadan çıkmamak için kas bağlantısı kesilir. Bu nedenle ‘paradoksal uyku’ da denir.