D Vitamini Hakkında 9 Önemli Nokta
Şehre dönüşün kendine has coşkusu kadar dertleri de var. Özellikle büyük kentlerde çoğu kişinin D vitamini olması gereken seviyeden düşük seyrediyor. Nedenler arasında; güneş ışığından yeterince ve doğru şekilde faydalanamamak, çocukluk döneminde dışarıda oynamak yerine evde teknolojik cihazlarla zaman geçirmek, kapalı alanlarda saatlerce güneşten yoksun kalmak gibi birçok faktör var. Bilmeniz gerekenleri ve alabileceğiniz önlemleri anlatıyoruz. Ülkemizde D vitamini eksikliğinin görülme sıklığı ciddi boyutlarda. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, “Bölgelere göre değişmekle birlikte D vitamini eksikliği ülkemizde yüzde 50’nin üzerindedir. Tüm dünyada yaklaşık 1 milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu düşünülmektedir. Oysa özellikle son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, D vitamininin vücutta kemik sağlığından enfeksiyon hastalıklarını önlemeye, zihinsel gelişimden kanserde kontrolsüz hücre çoğalmasının azaltılmasına dek kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor” diyor. Yağda çözünen bir vitamin olan D vitamininin bazı gıdalarda bulunmakla birlikte çoğunlukla deride güneşin etkisiyle ortaya çıktığını belirten Dr. Batmacı, “Halk arasında ‘güneş vitamini’ de denilen D vitamininin gıdalardan karşılanması ise günlük gereksinimin yüzde 10-20’sidir. Yani dışarıdan takviye edilmesi gerekir” diye konuşuyor. İşte uzmanından D vitamini hakkında bilinmesi gereken 9…
Kendinize İyi Bakmanın 8 Yolu
Tatil bitti, çoğumuz şehre döndük. Artık yaz rehavetinden ve savrukluğundan kurtulup kendimize biraz daha fazla dikkat etme zamanı. Ama bu, bir gecede olacak iş değil, biraz zaman istiyor. Birkaç ipucuyla başlarsanız daha hızlı yol alabilirsiniz. Size yardımcı olalım. FİZİKSEL İHTİYAÇLAR Bol Bol Uyuyun Uyku insan hayatının en önemli bileşenlerinden biri. Vücudun genel olarak 7-9 saat uykuya ihtiyacı var. Yeteri kadar dinlenip şarj olabilmek için kendinizi her gece erken uyumaya teşvik edin. Ara sıra dozunda şekerleme de yapın. Bol Bol Egzersiz Yapın Egzersiz sadece formda kalmanıza yardımcı olmaz. Aynı zamanda doğru düşünmeniz için zihninizi temizler, işinize veya ders çalışmaya ara vermenizi sağlar ve dayanıklılığınızı artırır. Vücudunuzu formda tutun ama aşırıya da kaçmayın. Yavaş yavaş koşmaya veya ağırlık kaldırmaya başlayın ve kendi kardiyo rutininizi oluşturun. Sağlıklı, İyi Yiyecekler Yiyin Mevsiminde taze sebzeler, meyveler; midenizi ağrıtmayacak, besin değeri yüksek gıdalar… Ama unutmayın ki sizin bedenen iyi ya da kötü hissetmenize yol açan şeyler, son derece kişisel olabileceğinden vücudunuzu dinleyerek öğrenin. Yiyecekleri gruplar halinde pişirin, ardından dondurmak için porsiyonlar ayırın. Böylece hafta boyunca yemek pişirmek dışında keyif aldığınız…
Hipertansiyona Karşı 7 Etkili Öneri
Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, stres ve zararlı yaşam alışkanlıkları derken son yıllarda hipertansiyon hastalarının sayısı hızla artıyor. Daha da kötüsü, çoğu kişinin hastalığının farkında bile olmaması. Pek çok sağlık sorununda olduğu gibi, iyi uykunun da çözümde Size 7 etkili önlemi anlatıyoruz. Türkiye’de her üç kişiden biri hipertansiyon hastalığıyla karşı karşıya. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, stres ve zararlı yaşam alışkanlıkları son yıllarda bu hastaların sayısının hızla artmasına neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Özkan, “Oldukça yüksek olan bu orandan daha da kötüsü ise; yarıya yakın tansiyon hastasının maalesef hastalığının farkında bile olmaması. Sinsice ilerlediğinden ‘sessiz katil’ diye de anılan hipertansiyon, başta kalp damarları olmak üzere tüm vücutta büyük tahribata yol açıyor” diyor. Peki hipertansiyonu kontrol altında tutmak için tek yöntem, düzenli ilaç kullanımı mı? Prof. Dr. Özkan, tek yolun bu olmadığını, yaşam tarzında yapılacak birkaç basit değişikliğin kan basıncını kontrol altına almaya katkı sağlayacağını söylüyor. İşte hipertansiyona karşı 7 etkili önlem ve uzmanından önemli uyarılar, öneriler… Yeterli ve Kaliteli Uyuyun Bilimsel çalışmalar, uykusuzluk problemi olan kişilerin kan basıncı kontrolünün…
Klima Kaynaklı Hastalıklara Karşı 9 Öneri
Şu sıralar herkes artan sıcaklıklarla baş edebilmek için klimalara sığınıyor. Çözümü bulmuş olabiliriz ama bu nedenle bazı başka rahatsızlıklara da davetiye çıkarıyoruz. Peki ne yapabiliriz? Bunaltan yaz sıcaklarında hepimizi ferahlatan, hayatımızın vazgeçilmez teknolojilerinden biri olan klimalar, bazı koşullara dikkat edilmezse, farklı hastalıkların ve sağlık sorunlarının nedeni haline gelebiliyor. Klimaların solunum yolu enfeksiyonlarından kas tutulmalarına, alerjiden felce kadar farklı sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu, “Klimanın yanlış ve bilinçsiz kullanımı, özellikle kışın alışkın olduğumuz ama yazın olur mu diye düşündüğümüz soğuk algınlığı, nezle, ateşli boğaz enfeksiyonları ve lejyoner (klima) hastalıklarının önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Üstelik bu hastalıkların bazıları, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu bazı hastalarda, kronik hastalığı olanlarda, sigara kullanıcılarında ve 50 yaş üstü kişilerde ağır seyredebiliyor. Aynı zamanda alerjik bünyeli kişiler için klimalarda üreyebilen küf mantarları da alerjik rinit ve alerjik astıma yol açabiliyor” diyor. Peki klimalar nasıl oluyor da hastalıklara neden olabiliyor ve tedbir almak için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Prof. Dr. Kırışoğlu klimaların olası risklerini anlattı, korunma yolları hakkında önemli önerilerde…
Ağrısı Olanlar Dikkatli Okusun!
Vücutta üç aydan daha uzun süren ağrılar ‘kronik ağrı’ sınıfına girebiliyor. Sonuçları ise sadece fiziksel değil; stres, kaygı, depresyon, uyku sorunları dahil birçok ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Bu ağrıların etki ve nedenlerini anlarsak baş etmek daha kolay olabilir. Genellikle bir hastalık veya yaralanmanın sonucu olarak ortaya çıkan ve üç aydan daha uzun süren ağrılara ‘kronik ağrı’ deniyor. Ülkemizde de artış gösteren sağlık sorunlarından biri bu. Üstelik fiziksel ağrıya ek olarak stres, kaygı, depresyon, uyku sorunları dahil birçok ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Ama maalesef sorunun giderilmesine yönelik herkese ve her duruma uyan standart bir reçete yok. Hemen ümitsizliğe kapılmayın; yine de yapılabilecek şeyler var elbette. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden psikiyatr Doç. Dr. Serdar Nurmedov, stres, beslenme, egzersiz ve uyku faktörlerinin kontrol altında tutulmasının kronik ağrının en aza indirilmesinde yardımcı olabileceğini söylüyor. İşte uzmanın ağzından, bilmeniz gereken diğer önemli noktalar… Belirgin Bir Neden Olmadan da Ortaya Çıkabilir Kronik ağrı, vücudun bir bölgesinde hissedilen sürekli veya tekrarlayan bir rahatsızlık hissi olarak tanımlanır. Bir yaralanma veya hastalıktan kurtulduktan uzun süre sonra da devam edebilir. Bazen belirgin…
Sonsuza Dek Mutlu Yaşamanın 12 Yolu
İyi yaşlanma konusunda kararlıysanız bunun için gerçekten çaba sarf etmeniz ve yapmanız gerekenleri aksatmamanız gerekiyor. Hemen yüzünüz asılmasın, aslında hiç zor şeylerden söz etmiyoruz. İleri yaşlarınızı nispeten sorunsuz yaşayabilmek için takip etmeniz gereken kuralları listeledik. Biraz Kestirin Bunu söylemekten bıkmayacağız çünkü araştırmalar da bizi sonsuz destekliyor: İyi uyuyanlar her zaman daha iyi dikkat ve odaklanmaya, daha iyi hafızaya ve daha iyi akıl yürütmeye sahip oluyor. Garip bir şekilde, öğleden sonra çok geç saatlere kalmamak şartıyla gün içinde biraz kestirenlerin geceleri daha iyi uyuduğu da görülüyor. Bir NASA araştırması da uykulu pilotların kısa bir şekerlemeden sonra performansta yüzde 45, uyanıklıkta yüzde 100 iyileştiğini bulmuş durumda. Burada anahtar, süreyi maksimum 30 dakikayla sınırlamak. Çünkü yine bilimsel araştırmalar sürekli olarak 90 dakikayı aşan şekerlemelerin sağlığa faydası değil zararı olabileceğini gösteriyor. Dozunda Kahveye Şans Verin Kahve hem antioksidan ve polifenol hem de araştırmacıların alzheimer ve parkinson hastalıklarını karşı koruyucu olabileceğini düşündükleri fenilindan bakımından zengin. Birkaç kanser türü, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskinin azalmasıyla ilişkilendiren araştırmalar da mevcut. Ancak şeker veya şurup eklemeden ve sütsüz ya da…
Susuz Yaz, Sağlığa Zarar!
Şu sıralar durduk yerde bulantı, baş dönmesi gibi sorunlar yaşıyorsanız sebebi siz olabilirsiniz. Çünkü yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla birlikte vücut çok fazla sıvı kaybedebiliyor. Bu sıvı yerine konmadığında da pek çok sağlık problemi meydana gelebiliyor. İç hastalıkları uzmanı Dr. Hayriye Belma Siber, düzenli ve yeterli su tüketimiyle ilgili uyarılarına kulak verelim. Dünya Sağlık Örgütü özellikle kadınların günde en az 14 bardak su içmelerini öneriyor. Yeterli ve düzenli miktarda su tüketimi bağışıklık, böbrekler, kalp ve karaciğer başta olmak üzere bütün organlar için hayati önem taşıyor. Medicana Çamlıca İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Hayriye Belma Siber, “Az su içilmesi ciddi birçok hastalıktan kilo alımına kadar pek çok olumsuz tabloya neden olabilir. Ayrıca bebek ve çocuklar sıvı ihtiyaçlarını kendileri göremeyecekleri için, ailelerin bu konuda dikkatli olması gerekir” diyor. İşte Dr. Siber’in su tüketiminin önemi hakkındaki uyarıları… Hayati Önemi Var Su, insan yaşamı için hayati öneme sahip. Bütün biyolojik yaşamı ve faaliyetleri ayakta tutuyor. Biyolojik bir çözücü olan su, vitamin ve minerallerin vücutta taşınmasını ve çözülmesini sağlıyor. Düzenli ve yeterli su tüketilmemesi, başta böbrekler olmak üzere kalp, karaciğer…
Sıcaklarda Kalp Sağlığı İçin 10 Kritik Uyarı
Kalp krizine varıncaya kadar pek çok kalp-damar sorunu yaz aylarında çok daha sık görülüyor. İşte aşırı sıcaklarda dikkat etmeniz gereken bazı ipuçları… Aşırı sıcak ve nemli hava sağlıklı kişilerde bile kalbin yorulmasına neden oluyor; kalp hastalarında ise şikayetleri daha da şiddetlendiriyor. Tansiyon problemlerinden ritim bozukluklarına, çok daha önemlisi kalp krizine kadar pek çok kalp-damar sorunlarının görülme sıklığı yaz aylarında artış gösteriyor. Özellikle aşırı sıcak havanın kalp sağlığı üzerine etkisini inceleyen 27 ülkeyi kapsayan bir çalışmada; aşırı sıcakların kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm oranında yüzde 2 ila 9 artış oluşturduğu gösterilmiş. Dolayısıyla kalpte ciddi problemlerin gelişmemesi için sıcaklara karşı tedbirler almak yaşamsal önem taşıyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi’nden kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Haldun Akgöz, yaz aylarında vücutta sıvı kaybı olduğunda kalbin daha fazla çalışmak zorunda kaldığına işaret ederek, “Terleme ve ciltteki kan dolaşımı, vücut ısısını sabit tutan en önemli mekanizmaları oluşturuyor. Cildi besleyen damarlar sıcakta genişleyerek vücuttaki ısı kaybını sağlamaya çalışıyor. Terleme yoluyla da ciltteki su buharlaşırken, vücut ısısı düşüyor. Ancak bu koruyucu mekanizma aşırı çalıştığında vücutta sıvı ve elektrolit kaybı oluşuyor. Bunun sonucunda…
Yazın Fit Olmanın 8 Püf Noktası
Yaz aylarında çoğunlukla açık havada zaman geçirmek, kışa göre daha fazla sosyalleşmek, tatilde yemeyi abartmak, dışarıda yüksek kalorili yiyecekler tüketmek ve üstüne gece yemeleri eklemek derken, kilo artışı kaçınılmaz olabiliyor. Size bu oyunu bozacak ipuçları veriyoruz. Bitmeyen döngüdür; hepimiz yaza ince ve zinde bir vücutla girmek isteriz. Yine aynı şey oldu; çoğumuz aylar öncesinden diyete başlayarak yaza olabildiğince fit girmeyi başardık. Ama bunu sürdürebilmek söz konuzu olduğunda yine çoğumuz tökezledik. İşte şimdi verilen kiloların hızla geri alınabildiği, neredeyse en başa dönebildiğimiz o kritik noktadayız. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden beslenme ve diyet uzmanı İpek Ertan, “Diyeti tatil boyunca devam ettirmek en az diyet kadar ilgi isteyen bir süreç. Çünkü ne kadar sağlıklı bir diyetle kilo vermiş olursanız olun, dikkat etmeyi bıraktığınız zaman kilo almak kaçınılmazdır. Tatilde de sağlıklı kiloda kalmak, ince ve fit bir görünümde olmak için dikkat etmemiz gereken bazı temel kurallar var” diyor. İşte Ertan’ın yazın ince ve fit olmanın 8 püf noktasını anlattığı, diyeti baltalayan yaz etkenlerine dikkat çektiği, önemli uyarı ve öneriler… Öğün Düzeninizi Değiştirmeyin Tatilde yatış ve kalkış saatleri değişse de…
Güneş Yanığında Bunları Yapmayın!
Yaz tatilinde yaşanan en büyük cilt sorunlarından biri güneş yanığı. Maalesef çoğu zaman doğru bildiğimiz yanlışlarla tedavi edelim derken bu sorunu daha da büyütebiliyoruz. Dermatoloji uzmanı Dr. Aycan Özden Sezgin’den yanan bölgeye yapılabilecek en doğru müdahaleleri öğrenelim. Sıcak yaz günlerinde kendini kumsallara atan tatilcilerin en büyük sorunlarından biri güneş yanıkları. Özellikle açık renk tene sahip olanların daha fazla etkilendiği güneş yanığı tedavisinde doğru bilinen yanlışlar çok fazla. Dermatoloji uzmanı Dr. Aycan Özden Sezgin, akla ilk gelen yöntemler olan yanık bölgeye yoğurt, sirke sürmenin büyük bir hata olduğunu, bu durumun sağlığı daha da olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Yoğurt Sürmeyin Güneş yanığı belirtisinin genellikle her hareketle acı veren, kızarmış bir cilt olduğunu hatırlatan Sezgin, ciddi yanıklarda ise ciltte içi sıvı dolu kabarcıklar oluşabileceğini söylüyor. Bu gibi durumlarda cilde yoğurt, sirke sürmenin doğru olmadığını ifade eden Sezgin, “Yoğurt soğuksa bu sadece acıyı hafifletebilir fakat ciltte yanık nedeniyle oluşan iltihabi durumu iyileştirici bir etkisi yoktur. Ek olarak, sıcakta durdukça süt ürünlerinde oluşabilecek bakteriler enfeksiyonları tetikleyebildiğinden, cilde sürmekten kaçınmak gerekir. Cilde sirke sürmek de faydadan çok zarar getirecek bir uygulama…