iyiuykuiyihayat.com Yatsan’ın yaşam tarzı sitesidir
Şimdi Abone Ol
Trend Haberleri

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür, Tatil Günlükleri

Zihni, Bedeni ve Ruhu Yaza Hazırlamanın 9 Yolu

Mevsimler arası değişim insana gizliden bir coşku verse de yorucu olabilir. Önden biraz hazırlık yaparsanız heyecanınızı kesintisiz yaşayabilirsiniz. Kilit 9 adımı anlatıyoruz. Kasmayın Yaz, kilonuz ya da yaşınız kaç olursa olsun, her zaman ‘plaj vücudu’ baskısıyla el ele gelir maalesef. Oysa o meşhur plaj vücuduna sahip olmanın ilk ve tek kuralı, bir vücuda sahip olmak ve sahile gitmektir. Bunu unutmayın ve düstur edinin. Güzel olmak tamamen güzel hissetmekle ilgilidir; gerçekçi olmayan klişelerle kendimizi yormamıza gerek yok. Gevşemeye başlayın Artık günler daha uzun, daha mutlu ve biraz daha tembel. Bu tembellik iyi bir şey olabilir ve günün belirli noktalarında kendimizi buna kaptırabiliriz. Sükunet, dengeli bir kontrol ve huzur duygusu; zihninizin yarışmayı bırakmasına, sakinleşmesine ve odaklanmasına izin verebilir. Ne zaman bunaldığınızı hissederseniz, derin nefesler almak için zaman ayırın. Kulağa klişe gibi gelebilir ama işe yaradığı kanıtlanmış bir bilgi bu. Egzersiz rutininizi sürdürün Vücudu yaza hazırlamak söz konusu olduğunda iki alternatif vardır: Birincisi, yıl boyunca egzersiz rutininizi sürdürmektir. İkincisi de bu rutini temel olarak alıp yeni bir şeyler ekleyerek çeşitlendirmek. Yeni bir şey deneyin Güzel hava kendimizi…

Yatsan
Ayın Teması, Bahar Uykusu, İdeal Uyku, İyi Uyku, Sonbahar Dinginliğinde Uyuyalım Arkadaşlar

Yaşanan Sorun Basit Bir Horlama Değilse?

Sabahları yorgun kalkmak, baş ağrısı, sürekli uyku hali, gün içinde konsantrasyon bozukluğu gibi şikayetler, horlama ya da uyku apnesi nedeniyle yaşanabiliyor. Kilo vermek, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, alkol ve sigaranın bırakılması gibi önlemlerle horlama önlenebiliyor. Peki ya yaşanan sorun basit bir horlama değilse?.. Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Yelda Turgut Çelen’e kulak veriyoruz. Neden horladığınızı biliyor musunuz? Horlama, üst solunum yollarında yaşanan hava yolu darlığında yumuşak damağın hava geçerken titremesi sonucu oluşmaktadır. Horlama bir hastalık değil altta yatan farklı hastalıkların işareti olabilmektedir. Horlamanın birçok nedeni olabilir. Aşırı kilo horlamaya neden olabilmektedir. Soluk borusunu, üst solunum yolunu tıkayan, daraltan geçişi azaltan herhangi bir anatomik darlık veya hastalık horlamaya neden olabilir. Çenede veya üst damakta yaşanan şekil bozuklukları horlamaya zemin hazırlayabilir. Hamilelikte üst solunum yolu ödeme bağlı daraldığı ve mukozalar şiştiği için horlamalar artabilmektedir. Alkol kullanımı solunum kaslarını gevşettiği için horlama görülebilmektedir. Yoğun sigara içildiğinde, üst solunum yollarında inflamasyon (mikrobik olmayan iltihaplar) ve daralma olduğu zaman horlamalar daha sık görülmektedir. Rahat uyumak için kullanılan uyku ilaçları da horlamayı tetikleyebilmektedir. Küçük dil ve yumuşak damak…

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür

Zayıflamak İsterken Bu Hataya Düşmeyin!

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz aralıklı oruç modeli, yaz mevsiminde popülaritesini birkaç kat daha artırıyor. Ancak doğru uygulanmadığında bu diyetin yarardan çok zarar getireceğini unutmamak lazım. Yaz aylarının da gelmesiyle birlikte zayıflamak isteyenlerin sıklıkla tercih ettiği ve son zamanlarda popülerliği gittikçe artan aralıklı oruç diyet modelinin popülaritesi artıyor. Feride Fonksiyonel Yaşam Koordinatörü uzman diyetisyen Başak Satar, bu modelin kilo vermek dışında çok sayıda hastalığı önlemede de önemli bir yöntem olduğunu belirtiyor ama bir uzman eşliğinde uygulanması gerektiğinin de altını çiziyor. Satar, aralıklı oruç uygulamasının birkaç farklı metodu bulunduğunu dile getiriyor: “Aralıklı oruç uygulayan bireyler sadece belirli zamanlarda yiyecek alımını izler. Yeme aralığı dışında kalan oruç aralığında genellikle hiçbir şey tüketmez veya şekersiz, sade içecekler tüketirler. Böylece yiyecek ve içecek seçiminde zorlanmazlar, aynı zamanda sürekli yemek ve öğün planlamasından uzaklaşmış olurlar. Genellikle uygulanan aralıklı oruç türleri 16:8, 5:2 veya ‘ye/dur/ye’ olmak üzere üç tanedir. 16:8 yöntemi birçoğumuzun bildiği, 8 saat yeme aralığı bırakılan, 16 saat oruç (açlık) halidir. Yaygın olarak uygulanmaktadır. 5:2 metodunda ise 5 gün normal beslenme, 2 gün çok kısıtlı kalori tüketimi gerçekleştirilir. Kısıtlı…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya Dönüş, Güncel Kültür, İyi Hayat

9 Soruda Bahar Alerjisi Testi

Hapşırma nöbetleri, gözlerde kızarma ve sulanma, öksürük, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, gözaltlarında mavimsi morluklar… Bunlar gibi daha birçok şikayete yol açabilen bahar alerjisi, doğanın canlanmasına inat, pek çok kişide yaşam kalitesini düşürüyor, sağlığı olumsuz etkiliyor. Sizde olup olmadığını nasıl anlarsınız, ne tür önlemler alabilirsiniz; anlatıyoruz. Solunum yolu alerjik hastalıklarının görülme sıklığı son yıllarda tüm dünyada artıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Tülin Sevim, “Alerji, bağışıklık sistemimizin dışarıdan gelen yabancı maddelere karşı aşırı tepki vermesi durumudur. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkan, halk arasında ‘saman nezlesi’ ve ‘bahar alerjisi’ olarak adlandırılan bu alerjik reaksiyonlardan ülkemizde en çok sorumlu olan bitkiler; çayır (çimen), ağaç (özellikle yaprak döken ağaçlar) ve yabani otlardır. Yapılan çalışmalar, yine ülkemizde bahar alerjisinin görülme sıklığının yaklaşık yüzde 10 olduğunu göstermektedir. Bahar alerjisi gerekli önlemler alınmaz ve tedavi edilmezse sinüzit, otit (orta kulak iltihabı), hatta astıma neden olabilmektedir” diyor. Peki bahar alerjimiz olup olmadığını hangi sinyallerle anlayabiliriz? Doç. Dr. Sevim bu sinyalleri ve korunma yollarını anlatıyor. Bahar alerjiniz var mı?  Doç. Dr. Tülin Sevim, bahar alerjisinin öne çıkan…

Yatsan
Ayın Teması, Güncel Kültür, İyi Hayat

Seçmen Psikolojisi Nasıl İşliyor?

Kişilerin siyasi tutumlarını şekillendiren psikolojik faktörlerin anlaşılmasına yardımcı olmayı amaçlayan seçmen psikolojisi, uzun zamandır ruh sağlığı biliminin ilgi alanında. Uzmanlar seçmen davranışlarının rasyonel ve psikolojik faktörlerin bir bileşimiyle oluştuğunu belirterek, ‘taraftar, yandaş ve fanatik psikolojisi’ kavramlarına dikkat çekiyor. Şu sıralar yatıp kalkıp seçim konuşuyoruz. Kişiler destekledikleri görüşe bağlı olarak mutluluk duyuyor ya da üzüntü yaşıyor. Aslında tamamı düşünüldüğünde yorucu bir süreç bu. Elbette bu yönüyle ruh sağlığı uzmanlarının da radarına giriyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi’nden psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov çerçeveyi, “Seçmen psikolojisi, bireylerin siyasi tercihlerinin altındaki psikolojik nedenlerini ve bu tercihlerin nasıl oluştuğunu araştırır” tanımıyla çiziyor. Uzun zamandır psikolojinin ilgi alanında olan bu alanın, bireylerin siyasi tutumlarını şekillendiren psikolojik faktörlerin anlaşılmasına yardımcı olmayı amaçladığını kaydederek,  “Bu faktörler arasında kişilik özellikleri, ideolojik eğilimler, sosyal baskı, kampanya mesajları, lider imajı ve olayların algılanması gibi unsurlar yer alır. Seçmen psikolojisi, seçim kampanyalarının nasıl düzenleneceği konusunda çok önemli ipuçları sağlar. Aynı zamanda seçim sonuçlarını tahmin etmeye de yardımcı olabilir” diyor. Şimdi gelin, bu alanın diğer önemli başlıklarına bakalım… Seçmen davranışları iki başlıkta incelenir …

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür

Baharın Kötü Yanı: Reflü!

Boğazınızda yanma, ses kısıklığı, öksürük veya sinüzit sorunlarından mı yakınıyorsunuz? Dikkat! Bu şikayetlerinizin nedeni gribal enfeksiyon değil, bahar mevsiminde görülme sıklığı artan reflü hastalığı olabilir. Reflü, normal olarak mideden bağırsaklarımıza doğru gitmesi gereken asit, safra ve mukustan oluşan mide salgılarının yemek borusu veya ağza kadar yer değiştirmesi olarak tanımlanıyor. Bu geriye doğru kaçışın esas nedeni, alt yemek borusu kapakçığının gevşemiş yapıda olması. Araştırmalara göre ülkemizde reflünün görülme sıklığı yüzde 25’i buluyor. Bir başka deyişle her dört kişiden biri reflü hastası. Bahar aylarında havaların ısınmasıyla birlikte yemek yeme alışkanlıklarımızda oluşan değişikliklerin reflü yakınmalarını tetikleyebildiğini belirten Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi’nden gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Cem Aygün, bu nedenle reflü şikayeti olan kişilerin bahar aylarında beslenme alışkanlıklarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini vurguluyor. Baharda bu belirtilere dikkat!  Reflü kendini genellikle tipik belirtilerle kendini gösteriyor. Ağza kadar gelen acı tat, yenilen besinlerin ağza gelmesi, göğüs bölgesinde yanma ve ağrıyla midede ekşime, en yaygın görülen belirtiler. Yemek borusunda iltihaba yol açan reflüde ise gelişen ülser veya ödem sonrasında göğüs kemiği arkasında şiddetli ağrı, bazen de boğazda…

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür

Kanserle İlgili Merak Edilen 10 Soru ve Cevapları

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanserin görülme oranı artıyor. Hayati riske yol açması bakımından kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan bu hastalık hakkında merak edilen pek çok nokta var. Prof. Dr. Bülent Çitgez anlatıyor. Kanseri erken belirleyebilmek için neler yapmalıyım?  Her kanserin belirtileri farklıdır. Kanserin bulunduğu organa ve organın vücuttaki fonksiyonuna göre ortaya çıkan belirtiler de değişebilmektedir. Örneğin meme kanseri hastaları memede kitle nedeniyle, kolon kanseri hastaları ise kansızlık ve kabızlık şikayetiyle doktora başvurur. Kanseri erken teşhis edebilmek için belirli dönemlerde rutin sağlık kontrollerinin yapılması hayati önem taşımaktadır. Rutin kontrollerin yaşa ve risk grubuna göre yapılması da önemlidir. Memedeki kitleler kansere dönüşür mü?  Memedeki her kitle kanser olmadığı gibi, her kitle kansere de dönüşmez. Ama ani ve hızlı gelişen, büyüyen kitlelerde zaman kaybetmeden bir meme cerrahi uzmanına başvurarak muayene olmak ve gerekli radyolojik kontrollerin yaptırılması önemlidir. Her kanserde olduğu gibi meme kanserinde de teşhis ne kadar erken olursa, tedavinin etkinliği de o kadar artmaktadır. Tedavi sürecinde evcil hayvan beslenebilir mi?  Kanser tedavisi sürecinde aşılarının yapılması ve hijyenin sağlanması koşuluyla evcil…

Yatsan
Ayın Teması, Genel, İyi Hayat, Popüler Kültür

Mutlu ve Sağlıklı Anne Olmanın Sırrı

Bu Anneler Günü’nde hediyeyi kendinize verin. Çocuklar, iş hayatı ve kendinize ayırmanız gereken zamanlar arasında dengeyi bulmaya çalışırken hem beden hem de ruh sağlığınızı kaybetmemek için neler yapabileceğinize bakalım… Çocuklara bakmak, evi idare etmek, kariyer hedefleri için çabalamak arasında, sağlıklı bir anne olmak imkansız gibi görünebilir. Ancak iyi planlanırsa en meşgul anne bile sağlıklı bir yaşam sürebilir. Ulaşılabilir hedefler belirlemekle başlayıp mutlu ve sağlıklı bir kadın olmanıza yardımcı olacak bazı basit alışkanlıklarda ustalaşarak her şeyi yoluna koyabilirsiniz. Öncelikle, ‘sağlık’ sizin için ne anlama geliyor; bunu tanımlamanız önemli. Çoğu insan için sağlık, günlük alışkanlıkların hem sizin hem de ailenizin refahını korumanıza ve iyileştirmenize izin vermesi anlamına geliyor. Yani hem parkta çocuklarınıza ayak uydurmak hem de sabah uyanma alarmından uyuyacağınız saate kadar yetecek enerjiye sahip olmak yeterli geliyor. İyi beslenmek, haftanın çoğu günü hareket etmek ve yeterince uyumak; zinde bir anne gibi hissetmek ve bonus olarak çocuklarınıza mükemmel bir örnek olmak şart. Ama bu temel bilgiler söylerken kolay ancak uygularken hayli zor. Sizin için bunları kolaylaştıracak kısa yollar hazırladık… Kendinize ‘ben vakti’ ayırın  Mutlu ve sağlıklı…

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür

Bu Besinlerle Kalp Krizi Riskini Önleyin

Beslenme tarzımız doğru değilse kalp hastalıkları riskimiz de artıyor. Peki bu hastalıklardan ve özellikle kalp krizinden korunmak için beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Süha Çetin anlatıyor. Porsiyon miktarını iyi ayarlamak önemli  Yemek yerken tabağınızı yeterinden fazla doldurmayın veya tam bir doygunluk hissi gelinceye kadar yemeyin. Özellikle restoranlarda sunulan porsiyonlar gereğinden fazla olarak nitelendirilebilir. Başka bir örnek vermek gerekirse bulunduğunuz otellerde yemek alırken büyük yerine küçük tabaklar tercih etmeyi unutmayın. Sebze ve meyveye öncelik verin  Sebze ve meyve yoğun bir şekilde vitamin ve mineraller içerir. Haricen bu gıdalarda kalp damar hastalıklarından koruyan bol miktarda antioksidanlar mevcuttur. Ek olarak sebze ve meyvenin kalori değeri düşük ve lif oranı zengindir. Özellikle içerdiği antioksidanlar damar sertliği ve damar kireçlenmesini önler. Sıklıkla mor ve kırmızı sebze ve meyvede antioksidanlar daha yoğundur. Bu bağlamda zerdeçalında yüksek bir antioksidan kaynağı olduğunu unutmamak gerekir. Sebze ve meyve tüketiminde tazeliğe dikkat edilmeli. İşlenmiş veya şekerlenmiş konserve sebze ve meyve sağlık açısından son derece zararlıdır. Kızartılmış sebzeleri tercih etmeyin. Tahıllı gıdalar tüketmek gerekir  Tahıllar önemli bir vitamin,…

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Popüler Kültür

Oy Verme Sürecinin Psikolojisi

Oy verme, mevcut seçenekler arasında bir tercih yapma, karar verme süreci olarak tanımlanıyor. Nöropolitika çalışmalarının seçmen davranışlarına odaklandığını belirten uzmanlar, duyguların karar verme sürecine etki eden önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji (İngilizce) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Çebi, araştırmalara göre liberallerin yeniliğe ve belirsizliğe daha duyarlı, muhafazakârların daha yapılandırılmış ve kalıcı bilişsel özelliklere sahip olduğunu söylüyor. Bir karar verme süreci “Oy verme bir akıl yürütme sürecidir. Biz psikologlar biliyoruz ki karar verme, çok katılımlı bir beyin aktivitesi gerektiren, üst düzey ve karmaşık bir bilişsel işlevdir. Olası fayda ve zararın hesaplanması, bir önceki kararın neticesini hafızada tutabilme ve bu sonuçlar doğrultusunda karar verme stratejilerini başarılı bir şekilde düzenleme becerisi gerektiriyor.” İnsan davranışının duygularla bağlantısı var  “İnsan davranışını duygulardan bağımsız düşünmek mümkün değil.  Her ne kadar bin yıldan fazla bir zaman boyunca düşünürler, akıl ve duygunun birbirinden ayrı olduğunu ve etkili karar verme davranışının ancak rasyonel düşünceyle mümkün olduğunu ifade etmiş olsalar da 18’inci yüzyıl itibarıyla psikoloji ve nörobilimin gelişmesiyle, emosyonların yani basitçe duyguların karar verme…