Çocukları Doğaya Gitmek İçin Heyecanlandırmanın Yolları
Telefonlar, tabletler, televizyonlar yüzünden çocuklarla yapılan açık hava etkinlikleri artık çok arka planda kalıyor. Ekran başında geçirilen süre eğlenceli ve hatta bazen eğitici olabilse de doğa kadar öğretici ve mutluluk verici bir şey yok. O zaman gelin çocukları buna nasıl ikna edebileceğimizi öğrenelim. Çocuklar dalları, yaprakları, toprağı sever. Doğanın bu vazgeçilmez parçaları, günümüzdeki pek çok oyuncağın ve akıllı cihazların aksine, kendi başlarına hiçbir şey yapmazlar; bu nedenle çocuk, bunlara yönelik kullanımlar bulmak için hayal gücünü ve yaratıcılığını kullanmak zorundadır. İşte açık hava etkinlikleri çocukları bu yolla konfor alanlarının dışına çıkmaya teşvik eder. Doğada bu manada her türlü fırsat var ve eğer çocuklarınızı bir kere bile eğlenceli açık hava etkinliklerine dahil edebilirseniz, tekrarının gelmesi konusunda her zaman heyecan duyacaklarını görebilirsiniz. Arkanızda iz bırakmayın Bir açık hava etkinliği yaparken hatırlanması gereken ilk ve belki de en önemli şey, içinde bulunduğunuz doğa parçasına saygılı davranmak ve ayrıldıktan sonra arkanızda orada olduğunuza dair hiçbir iz bırakmamaktır. Alanda asla çöp bırakmayın, bunun için ayrılmış bir yere götürebilmek için özenle paketleyip yanınıza alın. Doğal alanda yalnızca zaten düşmüş olan parçaları…
Biyofili Nedir, Evimize Nasıl Taşırız?
Kelime anlamı olarak ‘yaşam sevgisi’ anlamına gelen biyofili, doğadaki diğer yaşam biçimleriyle etkileşime girme veya bunlarla yakından ilişkili olma eğilimini anlatan bir kavram. Son dönemde pek çok alanda, özellikle de tasarım ve dekorasyonda karşımıza çıkıyor. Trendi evimize nasıl getirebileceğimize baktık. Son on yılda, giderek artan sayıda tasarımcı ve mimar, içeriyle dışarı ayrımını belirsizleştirme yaklaşımını benimsedi. Bu tarz aslında yükselerek gelen biyofilik tasarımın ayak sesleriydi. Öyle ki ev sahiplerini ve ofis çalışanlarını doğaya bağlayan bu kavramın, içinde yaşadığımız dönemin en önemli görünümlerinden biri olacağı tahmin ediliyor. Bu noktada, onu bir trendden çok, bir hareket olarak kabul etmek mümkün. Çünkü dünya kentleşmeye devam ettikçe, biyofilik tasarımın nitelikleri daha da önemli hale geliyor. Bu hareketin, son birkaç yılda özellikle pandemi yüzünden evde geçirdiğimiz zamanın artmasının ve gezegenimizin geleceği için artan endişenin bir sonucu olması muhtemel. Peki aslında biyofilik tasarım ne ve evlerimize nasıl dahil edebiliriz? Biyofilik tasarım nedir? Kavram, doğa bilimci Dr. Edward O. Wilson’ın, “İnsanlığın hayata ve gerçekçi süreçlere odaklanmaya yönelik doğuştan gelen eğilimi” olarak tanımladığı biyofili teriminden geliyor. Temel olarak, insanın diğer yaşam biçimleriyle etkileşime…
Açık Havada Nasıl Evde Gibi Hissedilir?
Kesintisiz teknoloji ve her türden ekranla çevrili olduğumuz günümüzde doğaya dönüş denince biraz ürkebilirsiniz. Ama bu, ertelemeniz için yeterli bir sebep değil. Sadece size en yakın park bile olsa dışarı çıkıp doğayla iç içe olmanın pek çok faydası var. Sizin için işleri biraz kolaylaştırmanın yollarını anlatıyoruz. EN YAKININIZDA… Kırsal bir bölgeye kolayca ulaşmak sizin için zor olabilir ama bu, doğayla buluşamayacağınız anlamına gelmez. Arabanız veya bu seyahat için kullanabileceğiniz bir ulaşım aracı yoksa size en yakın parklardan birinde yürümeyi, imkân varsa bir deniz, nehir veya gölün kenarına gitmeyi deneyin. Bir süre sakince kitabınızı okumak için güzel bir yer bulun. Kuşların cıvıltılarını dinledikçe, çıplak ayağınızla çimlere bastıkça, doğaya döndüğünüzü hissetmeye başlayacaksınız. Evinizin, oturduğunuz sitenin ya da işyerinizin küçük de olsa bir bahçesi varsa, hiçbir yere gitmeden de doğayla kucaklaşabilirsiniz. Çevrenizdeki doğayı gerçekten tanımak, bahçenizde nelerin büyüdüğünü, hangi canlıların yaşadığını anlamak için biraz vakit harcayın. Geceleri uyuduğunuz ya da bütün gün çalıştığınız yerden sadece birkaç metre uzakta çeşit çeşit hayat olduğunu fark edince çok şaşıracaksınız. Doğaya dönmenin son derece verimli bir başka yolu da kendi yiyeceklerinizi…
Orman Banyosu Nedir, Nasıl Yapılır?
Zihni rahatlatmanın, bedeni canlandırmanın ve benliği yeniden keşfetmenin kısa yolu doğada. Japonların ‘şinrin-yoku’ adını verdiği orman banyosunun nasıl uygulandığını öğrenerek hızlıca yol alabilirsiniz. Orman banyosu nedir? Orman banyosu; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal sağlığınız için bir dizi fayda elde etmek amacıyla, duyularınızı kullanarak kendinizi dikkatli bir şekilde doğaya kaptırma uygulaması. Kaynağı Japonya, bu yüzden şinrin-yoku olarak da biliniyor (Japoncada ‘şinrin’ orman, ‘yoku’ da banyo demek). Ne işe yarar? Doğada orman banyosu yapmak, beynin stresli bölgelerinin gevşemesini sağlıyor. Vücutta pozitif hormonlar salınıyor. Daha az üzgün, kızgın ve endişeli hissediyorsunuz. Stres ve tükenmişlikten kaçınmaya, depresyon ve kaygıyla savaşmaya yardımcı oluyor. Bağışıklığı artırdığı, uygulayanların hasta geçirdiği gün sayısını azalttığı, yaralanma veya ameliyat sonrası daha hızlı iyileşmeye yardımcı olduğunu söyleyen uzmanlar da var. Doğanın bedenimiz kadar zihnimiz üzerinde de olumlu bir etkisi oluyor. Kalp ve akciğer sağlığımız iyileştiği gibi odaklanma, konsantrasyon ve hafıza da artıyor. Doğada bazı ağaçlar kendilerini mikroplardan ve patojenlerden korumak için bazı yağlar ve bileşikler yayıyor. ‘Fitonsit’ adı verilen bu moleküller bağışıklığımıza da iyi geliyor. Orman havasını solumak kanımızdaki doğal öldürücü hücrelerin seviyesini yükseltir. Bu…
Ramazan Ayında Kimler Nelere Dikkat Etmeli?
Ramazan geldi, iftar sofraları çoğumuzu heyecanlandırmaya başladı. Ancak kronik hastalığı olanlar ve hamileler için durum biraz daha farklı. Çeşitli branşlardan uzmanlar akıllardaki soruları cevaplıyor. Ramazan tüm bereketi ve heyecanıyla geliyor ancak özellikle kronik hastalığı olanlar ve hamileler “Acaba oruç tutabilecek miyim?” sorusuyla baş başalar… Uzmanlara göre, bu soruya mutlaka hekim kontrolünde cevap aranması gerekiyor. Liv Hospital hekimlerinden kalp ve damar cerrahı Doç. Dr. Cem Arıtürk, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr. Saida Dashdamirova, Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Gamze Baykan Özgüç bu kişiler için Ramazan’a özel uyarı ve önerilerini sıralıyor. Doç. Dr. Cem Arıtürk: “Kalp dostu besinlerden ramazanda da vazgeçmeyin” Bazı kalp-damar hastaları için oruç tutmak tehlikeli olacağından kesinlikle önerilmez. Dolayısıyla hastalar, doktorlarının önerileri doğrultusunda hareket etmeli, eğer doktorları izin vermiyorsa kesinlikle oruç tutmamalılar. Oruç tutabilecek kalp hastalarının ise ramazan boyunca dikkatli olması gereken konu, beslenme şeklidir. Vücudumuzun ihtiyacı olan yağ tüketimi için ağırlıklı olarak sağlığımıza ‘iyi’ gelen; diğer adıyla doymamış yağlı besinleri tercih edin. Doymuş yağ içeriği yüksek gıdaları ise belirli ve gerekli ölçülerde tüketin, ‘kötü’ olarak nitelendirdiğimiz trans yağlardan mutlak…
Dünya Uyku Günü’nde Sağlıklı Uykuyu Kutlayın
Dünya Uyku Derneği, bu yıl Dünya Uyku Günü olarak kutlanan 17 Mart 2023 Cuma günü ve etrafında, uyku sağlığı farkındalığı etkinlikleri düzenlemek için küresel bir eylem çağrısı yayınladı. Dernek üyeleri, uyku uzmanları ve 70’ten fazla ülkedeki toplum sağlığı savunucuları, uyku sağlığını geliştirmek için yerel, bölgesel ve ulusal etkinlikler düzenleyecek. Elbette her şey İyi Uyku İyi Hayat için! Bu yıl Dünya Uyku Günü’nün tema cümlesi, “Sağlık İçin Uyku Esastır” olarak belirlendi. Tıpkı iyi yemek ve egzersiz yapmak gibi, uyku da kişinin fiziksel, zihinsel ve sosyal esenliği için temel oluşturan bir davranış. Ancak ne yazık ki hâlâ genel sağlık için gerekliliği tam olarak anlaşılmış değil. İşte Dünya Uyku Günü her yıl uyku sağlığı uzmanları ve iyi uyku savunucularıyla birlikte uyku sağlığını geliştirmek için bir fırsat oluyor. Çünkü unutmayın ki belli bir hedef için güçleri, çabaları birleştirmek, her zaman bireysel mücadeleden daha büyük etki yaratıyor. Siz de Dünya Uyku Günü’nde uyku sağlığı hakkında bilgilenin, bilgi verin ve İyi Uyku İyi Hayat hareketini büyütmeye yardımcı olun! Dünya Uyku Günü neden var? Dünya Uyku Günü, genellikle modern yaşam alışkanlıkları…
Sakin ve İdeal Bir Gün Nasıl Yaşanır?
Günlerimiz o kadar hızlı doluyor, o kadar telaşlı ve dikkat dağıtıcı şeylerle geçiyor ki, bazen stresten patlayacak gibi hissedebiliyoruz. Peki nasıl basitleştirebiliriz? Gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor değil, işte yardımcı olabilecek adımlar… Neyin önemli olduğunu bilin Bir işi basitleştirmenin en kolay formülünü veriyoruz: Neyin önemli olduğunu belirleyin ve gerisini ortadan kaldırın. Bunun için izlenecek yol belli. Biraz zaman ayırıp hayatınızdaki en önemli dört-beş şeyi belirleyin. Sonra hangi etkinliklerin, görevlerin, projelerin, toplantıların ve taahhütlerin bu listeye uyduğunu kontrol edin. Ayrıca günün başında veya geceleri ertesi gün için, birle üç arasında ‘en önemli görev’i belirleyin. Mükemmel gününüzü görselleştirin Bunun nedeni, bir mükemmel gün yaşamaya çalışmaktan çok, basit bir günün sizin için ne anlama geldiğini anlama. Bu tanım her insan için farklıdır; kimi çocuklarıyla ve ailesiyle vakit geçirmek, kimi hobisiyle ilgilenmek, kimi sadece işleriyle meşgul olmak, bir başkası arkadaşlarla buluşup alışveriş yapmak cevabını verebilir. Sizin için ne anlama geldiğini görselleştirmek için bir dakikanızı ayırın. Ekstra taahhütlere hayır deyin Artık mükemmel günününüz nasıl olduğunu, bunun yanı sıra önem ve öncelik sıralamanızı bildiğinize göre listenizde olmayan ve ideal gün şemanızın…
Sakinleşmeye Yardımcı 5 Yiyecek
Anksiyete, diğer adıyla kaygı bozukluğu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 7’sini etkileyen, en yaygın psikolojik rahatsızlıklardan biri. Günlük yaşamı da olumsuz etkileyen sürekli gerginlik, endişe ve sinirlilik duygularıyla kendini gösteriyor. Tedavi için elbette profesyonel yardım almak şart. Ama bilimsel olarak kaygıyı hafifletmede destek verebileceği kanıtlanmış bazı yiyecek ve içecekler de var. Somon İçeriğindeki D vitamini ve Omega-3 yağ asitlerini çok duymuşsunuzdur zaten. Ayrıca eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA) dahil olmak üzere beyin sağlığını destekleyen başka besinler de içeriyor. İşte bu besinler, sakinleştirici ve rahatlatıcı özelliklere sahip olabilen nörotransmitter dopamin ve serotonini düzenlemeye yardımcı olabiliyor. Özellikle EPA ve DHA açısından zengin bir diyetin, daha düşük kaygı oranlarıyla ilişkili olduğu biliniyor. Bu yağ asitlerinin enflamasyonu azaltabileceğine ve kaygılı kişilerde yaygın olan beyin hücresi işlev bozukluğunu önleyebileceğine inanılıyor. 2020’de yapılan bir çalışma, D vitamini takviyesinin daha düşük negatif duygudurum bozukluğu oranlarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Başka bir çalışmada beş ay boyunca haftada üç kez Atlantik somonu yiyen erkeklerin tavuk, domuz veya sığır eti yiyenlere göre daha az kaygı bildirdiği, ayrıca kalp atış hızı ve bu hızın değişkenliği…
En Yeni Yatak Odası Trendleri
Yatak odanız sadece her gece uyuduğunuz bir alan değil. Aynı zamanda kişisel bir sığınak. Günün stresinden kaçmak, rahatlamak ve kendinizle baş başa kalıp dinlenmek için gittiğiniz yer. İşte son yatak odası trendleri de ilhamını tam buradan alıyor. Kişiliğimizi yansıtan, güzel, sakinleştirici, güvenli sığınaklar… İdeal yatak odasının tanımı aslında bu kadar basit. Ama hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da bazen küçük değişikliklerle zamana uygun güncellemeler yapmak gerekiyor. Tasarımcılar bu konuda ne düşünüyor diye merak ettik, en yeni yatak odası trendlerini sizin için derledik. Modern çiçekler Romantik tarzı estetik buluyorsanız bu yıl yükselişe geçen çiçek trendine bayılacaksınız. Üstelik bu muhtemelen gelip geçici bir moda olmayacak. Çiçekler bir şekilde her zaman popüler dekorasyon elemanları olmuştur; bu kolay kolay değişecek bir şey değil. Ama bu sene onları öncelikle yatak odalarında görmeye hazır olun. Odadaki koltuk/minder döşemelerinde, duvar kâğıdı olarak, nevresim takımlarında çiçeğe yönelin. Beyaz veya uçuk zeminler üzerine mavi, pembe, yeşil, sarı gibi canlı renklerin yer aldığı desenlerin daha popüler olduğunu da belirtelim. Sakinleştirici renkler Giderek daha fazla benimsenen bir tarz haline gelen yavaş yaşam; barındırdığı…
Birini Daha İyi Tanımak İçin Sorulacak 50 Soru
Başkalarına gerçek bir ilgiyle yaklaşmak, biriyle bağlantı kurmanın en hızlı yollarından biri. Üstelik bilim de arkadaşlıkların, sosyal bağlantıların bizi daha mutlu ettiğini, zihinsel sağlığımızı iyileştirebileceğini söylüyor. Peki birini daha iyi tanımak için ne yapmak lazım? Aşağıdaki sorular size yardımcı olabilir. Buzları kıracak 10 temel soru Belki ofiste yenisiniz, ilk randevunuzdasınız veya ilk kez bir buluşmaya gidiyorsunuz. Lafa nasıl başlayacağınızı bilemiyor olabilirsiniz ya da konuşmaya başladıktan sonra kendinizi tuhaf bir hissiyat içinde bulabilirsiniz. Şu sorular yükü hafifletmeye ve sohbeti ilerletmeye yardımcı olabilir: Senin için mükemmel tatil nasıl olur? Son zamanlarda önereceğin herhangi bir dizi veya film izledin mi? Denediğin ama bir daha asla yemeyeceğin yemek ne? Yapmak zorunda olduğun hiçbir işinin olmadığı bir hafta sonu için ideal planın nedir? En son okuduğun ve beğendiğin kitap veya yazı ne? Hiç yarışma veya bir ödül kazandın mı? Tarih boyunca dünyadaki herhangi biriyle akşam yemeği yiyebilecek olsaydın kim olurdu ve neden onu seçerdin? Bir süper gücün olsa ne olurdu? Yaşayan ya da yaşamayan hangi müzisyenin canlı performansını görmek isterdin? Duyduğun en sevimsiz şaka ne? Sohbeti derinleştirecek 10 soru …