‘Yeni Sen’le Yeniden Başla!
Kendinizi yeniden keşfetme yolculuğunda uğramanız gereken durakları adım adım anlattık. Ama asıl zor olan, bu yeni halinizi koruyabilmek. İşte elde etmek için çok çalıştığınız değişikliklerin, hayatınızın kalıcı bir parçası haline gelmesini sağlamak için bazı pratik ipuçları… Yeni Alışkanlıkları Günlük Hayatınıza Entegre Etmek Her şeyin başı tutarlılık: Kendinizi yeniden keşfetmenize yol açan alışkanlıklar tutarlı bir şekilde uygulanmalı. Kalıcı olmalarını sağlamak için bunları günlük rutininizin bir parçası haline getirin. Hatırlatıcılar kurun: Araçları ve teknolojiyi kendi yararınıza kullanın. Telefonunuzda hatırlatıcılar ayarlamak veya kendinize notlar yazmak, yeni alışkanlıklarınızı ön planda ve merkezde tutmanıza yardımcı olabilir. Destekleyici bir ortam yaratın: Etrafınızı yeni benliğinizi destekleyen insanlarla ve şeylerle çevreleyin. Bu, sosyal çevrenizi değiştirmek veya yaşam alanınızı yeni tarzınızı yansıtacak şekilde değiştirmek anlamına gelebilir. Sürekli Yeni Hedefler Belirlemek Daima ileriye bakın: Bir hedefe ulaştığınızda, yeni bir hedef belirleyin. Sürekli hedef belirlemek ilerlemenizi sağlar ve durgunluğu önler. Esnek olun: Büyüdükçe ve değiştikçe hedeflerinizi yeniden ayarlamaya açık olun. İstediğiniz veya ihtiyacınız olan şey değişebilir, yani hedefleriniz de sizinle birlikte değişmelidir. Kilometre taşlarını kutlayın: Yeni kilometre taşlarına ulaştığınızda kutlayın. Bu moralinizi yükseltir, ‘yeni siz’e…
Sağlıklı Beslenmenin Püf Noktaları ve Kişiye Özel Beslenme Planları
İnsanın kendine doğru yolculuğunun en önemli duraklarından biri, bedeninin biricikliğini fark edip sağlığını korumak için harekete geçmek. Bunun ilk şartı da ağzımıza koyduklarımıza dikkat etmek. Sağlıklı beslenmenin herkes için mümkün olduğunu bilir ve aşağıdaki ipuçlarını dikkate alırsanız her şey daha da kolaylaşacak. Vücudumuzun temel işlevlerini yerine getirmesi, hastalıklara karşı dirençli olması ve zinde kalabilmesi için doğru beslenmemiz hayati önem taşıyor. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam yolunda atacağınız en önemli adımlardan biri bu. Başta zorlayıcı gibi görünse de ihtiyaçlarınıza ve yaşam şartlarınıza özel beslenme şeklini rutin hale getirmek sağlıklı olma halinizin sürdürülebilirliği için çok önemli. Herkesin çocukluğundan itibaren beslenme seçimleri ayrı ayrı. Yaş, metabolizma, cinsiyet, sağlık durumu ve genetik faktörlerin etkisiyle kişilerin farklı besin ihtiyaçları var. Bu nedenle, bir diyetisyene danışarak kişiye özel bir beslenme planı hazırlatarak düzen oluşturmak en doğrusu. Peki başka neler yapılabilir? Infinity Regenerative Clinic’ten Uzm. Moleküler Biyolog, Diyetisyen Dilara Devranoğlu en çok bilgi karmaşası yaşanan sorulara cevap verdi. Sağlıklı Beslenmenin Olmazsa Olmazları Neler? Sağlıklı beslenme, vücudun optimal şekilde çalışması için ihtiyaç duyduğu besinleri sağlayan, dengeli bir beslenme düzeni anlamına gelir. Bu,…
Nasıl Rahatlayacağını Bilmeyenler İçin 6 İpucu
Dinlenmenin ve rahatlamanın sağlığımız için önemini herhalde bilmeyen yoktur. Ancak bunu nasıl yapacağını bilmeyenlerin sayısı da bir o kadar fazla. Söylerken dünyanın en basit işi gibi gelebilir ama sadece uzanmanın dinlenmeye yetmediğini fark ediyorsanız onarıcı bir süreç yaşayabilmek için bu yazıyı okuyun. Sizi bu dünyada geliştirmeye değer en önemli beceriyle tanıştıralım: Stresten kurtulmak. Hepimizin ruh sağlığını korumak ve gezegenimizi çok daha güzel bir yer haline getirmek için buna ihtiyacı var. Bunun için yapacağımız ilk şey kendimizi gerçekten dinlendirip rahatlatmayı bilmek. Hepimiz düşündüğümüzden daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyuyoruz; özellikle de her gün yeni badireler atlatmak zorunda kaldığımız modern dünyada. Teoride gayet yerinde olan bu mottoyu uygulamaya nasıl geçireceğiniz konusunda hiçbir fikriniz yoksa endişelenmeyin. Çünkü dinlenme zamanınızın sonunda gerçekten dinlenmiş hissetmek aslında hiç kolay bir iş değil. Yararlı ipuçlarımızla yanınızdayız. 1. Sizi Gerçekten Neyin Rahatlattığını Bilin Çoğumuz boş zamanımızı nasıl geçirdiğimiz konusunda çok seçici veya yaratıcı değiliz. Örneğin, belki de birkaç saat boyunca Twitter’da gezinmeyi rahatlama olarak görme eğilimindesiniz. Bu bazı insanlar için dinlendirici olabilir ancak çoğu kişi için her şeyden daha streslidir. Ya da meditasyon…
Doğayla Bağlantı Kurmanın 7 Kolay Yolu
Doğanın ruh sağlığımızı koruma ve desteklemede oynayabileceği rolü destekleyen pek çok iyi araştırma var. Ancak özellikle de şehirlerde yaşayan birçoğumuz için doğada olmak o kadar kolay değil. İyi haber şu ki aslında tabiatı her gününüze katmanın birçok basit yolu var. İşte doğayla nasıl bağlantı kurabileceğinize dair bazı önemli ipuçları… Nerede Olursanız Olun Doğayı Bulun Doğa her yerdedir: Küçük bir bahçe, bir mahalle parkı, yakındaki bir koru… Artık doğayı bulmanın daha zor olabileceği şehirlerde bile kent ormanları veya büyük parklar bulunuyor. Siz yeter ki algılarınızı açık, kendinizi de daima tabiatın bir parçası olmaya hazır tutun. Havadaki değişiklikler veya pencerenizin dışından gelen kuş sesleri de sizi doğaya bağlayabilir. Nerede olursanız olun, her şekilde doğayı fark etmeye çalışın. Tüm Duyularınızı Kullanın Doğal ortamlarda biraz sessiz zaman geçirip tüm duyularınızı kullanarak düşünmek, ruh sağlığınız için emsalsiz bir destek olabilir. Bahçede dinlenirken ya da işe giderken kuş seslerini dinlemeyi, arıları ve kelebekleri görmeye çalışmayı ya da bulutların hareketini fark etmeyi deneyin. Doğadaki tüm bu güzel şeyler sakinlik ve neşe hissi bulmanıza yardımcı olabilir. Dışarı Çıkın Mümkünse park, bahçe, orman…
Doğanın İyileştirici Gücünü Hissetmenin 9 Yolu
Açık havada olmanın inkâr edilemez pek çok faydası var. Topraklanmak, rahatlamak, kendimizle ve doğal dünyayla yeniden bağlantı kurmak, çoğunlukla kapalı alanlarda geçen yaşamlarımızda yeterince bulamadığımız bir fırsat. Ayrıca sağlığımız ve mutluluğumuz için de son derece olumlu sonuçları bulunuyor. Bilimi arkamıza alarak başlayalım: 2018’de Environmental Research’te yayımlanan 140’tan fazla çalışmanın meta-analizi, yeşil alanlarda bulunmanın kortizol seviyeleri, kalp atış hızı ve kan basıncında düşüş gibi sonuçları olduğunu ortaya koydu. Bu sayede de stresin ve hipertansiyon, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik sağlık sorunlarının görülme sıklığının azaldığı bilgisine yer verildi. 2020’de Frontiers in Psychology’de yayımlanan ve üniversite öğrencileriyle yapılan 14 çalışmanın analizi de doğada 10 ila 30 dakika kadar kısa bir süre kalmanın bile hem biyolojik hem de deneklerin kendilerinin bildirdiği stres belirtilerini azalttığını ortaya koydu. Mindfulness eğitmeni, yaban hayat rehberi ve yazar Mark Coleman, bilimin böylece sezgisel olarak bildiğimiz bir şeyi kanıtladığını söylüyor: “Dışarıda olduğumuzda kendimizi daha iyi hissediyoruz.” Ancak maalesef çoğumuzun fazla boş vakti ya da yürüme mesafesinde uçsuz bucaksız doğal alanları yok. Ama yine de doğada geçirebileceğimiz sınırlı zamanı üst düzeye çıkarmak…
Doğaya Dönüş Mucizesi
Tabiat hem işleyişiyle hem de kendisiyle iç içe olanlara etkileriyle bir mucizeler diyarı. Yeter ki onun sunduğu sonsuz güzelliklerden faydalanmayı bilin. Size en önemli sırları veriyoruz. Araştırmalar, içinde bulunduğumuz ortamların stresimizi artırıp azaltabildiğini, bunun da vücudumuzu etkilediğini ortaya koyuyor. Her an gördüğümüz, duyduğumuz, deneyimlediğimiz şeyler yalnızca ruh halimizi değil; sinir, endokrin ve bağışıklık sistemlerimizin çalışma şeklini de değiştiriyor. Nahoş bir ortamın yarattığı stres kendimizi endişeli, üzgün ya da çaresiz hissetmemize neden olabiliyor. Bu da kan basıncımızı, kalp atış hızımızı, kas gerginliğimizi yükseltip bağışıklık sistemimizi baskılıyor. Mutluluk verici bir ortam ise bunu tam tersine çeviriyor. Yaş ya da kültürden bağımsız olarak, insanlar genel olarak tabiatı hoş buluyorlar. Araştırmacılar insanların üçte ikisinden fazlasının stresli olduklarında inzivaya çekilmek için doğal bir ortam seçtiklerini gösteriyor. O halde gelin doğanın bizdeki etkilerine yakından bakalım… Doğa İyileştirir Doğada olmak bir yana, doğa manzaralarını izlemek bile öfke, korku ve stresi azaltıp memnuniyet verici duyguları artırıyor. Doğaya maruz kalmak sadece duygusal olarak daha iyi hissetmemizi sağlamakla kalmıyor; kan basıncı, kalp atış hızı, kas gerginliği ve stres hormonlarının üretimini azaltarak fiziksel sağlığımıza da…
Kalbinizi Yeniden Aşka Açmanın 8 Yolu
İnsan daima sevme ve sevilme ihtiyacında olan bir varlık. Ancak bazen geçmiş kötü deneyimler, kırgınlıklar kolayca unutulamıyor. Size yeniden sanki ilkmiş gibi aşka düşmenin yollarını anlatıyoruz. Sevmek için doğarız, buna hiç şüphe yok. Bugüne kadar ister yirmi, ister tek bir ilişkimiz olmuş olsun, çoğumuz tattığımız o duyguyu hayatımızda tutmak istiyoruz. Sürekli o fiziksel, duygusal, zihinsel bağlantıyı ve daha derin bir aşkı arıyoruz. Ne tür bir duyguya sahip olmak istediğimizi biliyoruz ama iş bununla bitmiyor maalesef. Geçmişteki kötü, sağlıksız, incitici ilişkiler, yeni bir ilişkide güvenle ilerlememizi yavaşlatıyor hatta bazen geçit vermeyip sonlanmasına neden oluyor. Yeniden sevmeyi öğrenmek, hepimizin yaptığı en zorlu şeylerden biri olabilir. İyi haber ise bunun mümkün olması. Aşağıdaki ipuçları ya da fikirler kalbinizin kilidini yeniden aşk için açmanıza yardım edebilir. Kalbinizi açın Acı ve kalp kırıklığı hâlâ sizinle olsa da, yeniden sevmek için evvela kalbinizi açmanız gerekecek. Başkalarıyla tanışmaya, onun karşısında savunmasız olmaya ve yeniden âşık olmaya açık olun. Aşk ancak onu kabul etmeye istekli olursanız mümkün olabilir. Kendinizle bütünleşin Bu yolun başında önce kendinizi tanımanız gerekecek. Kendinizi sevin, kendinizi affedin ve…
Hayvanları Sevmeyi Öğrenmenin Yolları
Sevginin birçok biçimi var. Çoğunlukla aklımıza eşler, arkadaşlar ve aile üyeleri arasında paylaşılan duygular geliyor ama genellikle unutulan en önemli örnek, insanlarla hayvanlar arasındaki sevgi. Bazı nedenlerle bugüne kadar onlardan uzak durduysanız çok şey kaybettiğinizi vurgulayarak bu güçlü bağı nasıl kurabileceğinizi ve etrafınızdakilere bu konuda nasıl yardımcı olabileceğinizi anlatıyoruz. İnsanlık, hayvanların etrafında gelişti. Yani hayvanlarla ilgilenmek ve ortak bir yaşam sürmek, aslında insanın doğasında var. Ancak evcil hayvanlarla büyümemiş ya da hayvanlardan korkması öğretilmiş kişiler için onları sevmeyi ve onlara bakmayı öğrenmek çok zorlayıcı olabiliyor. Peki bu zorlayıcı travmaları ya da engelleri aşıp hayvanları sevmeyi öğrenmenin en etkili yöntemleri neler? Gelin, yakından bakalım… Bulunduğunuz Yerden Başlayın Uzmanlar, hayvanlarla fobi ya da travma düzeyinde sorunu olmayan ancak onlarla ilgilenme konusunda henüz çok rahat hissetmeyen kişilerin, bulundukları bölgedeki sokak hayvanlarına bakarak başlayabileceğini belirtiyor. Bu zor bir iş değil çünkü her mahallede düzinelerce hayvan, özellikle de köpek ve kediler bakıma muhtaç. Her gün ya da en azından her gördüğünüzde beslemeniz, onlar için dünyalar kadar büyük bir fark yaratacak. Ayrıca, onları besleyen iyi bir insan olarak tanımaya başladıkça,…
‘Kırık Kalp’ Nedir, Nasıl Tamir Edilir?
“Kalbim kırıldı” cümlesinin bilimsel karşılığını merak ettiniz mi hiç? Aşırı üzüntü ve keder sonucu ortaya çıkan, genellikle kadınlarda görülen kırık kalp sendromu ya da bilimsel adıyla ‘takotsubo kardiyomiyopati’ bazen gerçekten kalbimizi etkileyebiliyor. Bazen böyle hissedip dile getirmiş, bazen başka birinden duymuş; belki de fazla üstünde durmamışsınızdır. İlk bakışta duygularımızı keskince ifade etmek için kullandığımız bir mecaz gibi duruyor ama aslında “Kalbim kırıldı” cümlesinin arkasında bilimsel gerçekler var. Kırık kalp sendromu, adından da anlaşılacağı üzere, genellikle ciddi duygusal ya da fiziksel stres sonrası ortaya çıkıyor. Duygusal stresin kalp üzerindeki etkilerini ve kalbinizi nasıl koruyabileceğinizi Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu’ndan öğrenelim… Sevgililer Günü’nün Öbür Yüzü Sevgililer Günü’nde çoğumuz, sevdiğimiz kişiyle romantik bir gün geçirmeyi hayal ederiz. Ancak bu özel gün herkes için pembe balonlar ve kırmızı gül demetleriyle dolu olmayabilir. Hatta bazıları için beklenmedik bir stres kaynağına dönüşebilir. Belki de beklenen o büyük aşk itirafı gelmez ya da daha da kötüsü, bir ayrılık haberi alınır. İşte tam da bu noktada, kırık kalp sendromunun perde arkası devreye girer. Ama endişelenmeyin, bu sendrom genellikle…
Aşk Nasıl İnşa Edilir?
Aşk, başka hiçbir duyguya benzemeyen yoğun ve derin bir sevgi hissi. Ve tabii herkesin aşkı kendine özel. Siz sadece sevginizi birçok farklı şekilde göstermek ve daha çok sevmek için çalışabilirsiniz. Daha iyisine ulaşabilmeniz için rehberiniz olmaya geldik. Çaba Sarf Edin Sadece aşkın değil, pek çok ilişki türünün anahtarı bu. İlişkinizin yürümesi için çaba sarf edin. Sevgilinizle ilişkiye dair hedefleriniz hakkında açık bir iletişim kurun. Kısa süreli ya da ciddi ve uzun vadeli bir aşk düşünüyor olabilirsiniz; her ikisi için de dürüst olun. İki tür aşkta da yanlış bir şey yok ancak partnerinizin de sizinle aynı frekansta olduğundan emin olmalısınız. Kendinizi o kişiye ve ilişkiye adayın. Sevgilinizin kendisini özel hissetmesi ve ilişkinin yürümesi için çaba gösterin. Samimi Olun Duygusal yakınlık, sevgi dolu bir ilişkinin büyük bir parçası. En basitinden, sevgilinizin yanında kırılganlıklarınızı gösterebilme, hassasiyetlerinizi ifade edebilme olarak tanımlamak mümkün. Kendinizi savunmasız hissetmeye başladığınızda (korku, üzüntü, utanç veya incinme yaşadığınızda), bir an durun. Yaşadığınız duyguları kabul edin, kaçmayın. Hislerinize karşı nazik olun, şefkat gösterin. Sonra da bu savunmasız anlarınızı paylaşın ve sevgilinizin sizi desteklemesine izin verin….