Açık havada olmanın inkâr edilemez pek çok faydası var. Topraklanmak, rahatlamak, kendimizle ve doğal dünyayla yeniden bağlantı kurmak, çoğunlukla kapalı alanlarda geçen yaşamlarımızda yeterince bulamadığımız bir fırsat. Ayrıca sağlığımız ve mutluluğumuz için de son derece olumlu sonuçları bulunuyor.

Bilimi arkamıza alarak başlayalım: 2018’de Environmental Research’te yayımlanan 140’tan fazla çalışmanın meta-analizi, yeşil alanlarda bulunmanın kortizol seviyeleri, kalp atış hızı ve kan basıncında düşüş gibi sonuçları olduğunu ortaya koydu. Bu sayede de stresin ve hipertansiyon, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik sağlık sorunlarının görülme sıklığının azaldığı bilgisine yer verildi. 2020’de Frontiers in Psychology’de yayımlanan ve üniversite öğrencileriyle yapılan 14 çalışmanın analizi de doğada 10 ila 30 dakika kadar kısa bir süre kalmanın bile hem biyolojik hem de deneklerin kendilerinin bildirdiği stres belirtilerini azalttığını ortaya koydu. Mindfulness eğitmeni, yaban hayat rehberi ve yazar Mark Coleman, bilimin böylece sezgisel olarak bildiğimiz bir şeyi kanıtladığını söylüyor: “Dışarıda olduğumuzda kendimizi daha iyi hissediyoruz.”

Ancak maalesef çoğumuzun fazla boş vakti ya da yürüme mesafesinde uçsuz bucaksız doğal alanları yok. Ama yine de doğada geçirebileceğimiz sınırlı zamanı üst düzeye çıkarmak için yapabileceğimiz şeyler bulunuyor. Böylece tabiatta tek başımıza geçirdiğimiz vakti daha onarıcı, iyileştirici bir öz bakım seansına dönüştürebiliriz.

California Üniversitesi Doğa ve Sağlık Merkezi Direktörü Dr. Nooshin Razani, “Doğayı onarıcı bir şekilde deneyimlemenin pek çok farklı yolu var” diyor. Ona göre size en çok neyin iyi geldiğinin bir formülü ya da doğrusu-yanlışı yok. Dr. Razani ayrıca doğada sosyalleşmek güzel olsa da bu zamanı tek başına geçirmenin insanlara ‘gerçekte kim olduklarıyla yeniden bağlantı kurmaları’ ve kendilerine ‘dış dünyaya karşı sorumlu olmama izni’ vermeleri için az bulunur bir fırsat sağladığını söylüyor. Bu bakış açısı rehberliğinde, doğanın iyileştirici gücünden yararlanma ve açık havada tek başına olma deneyimlerine dair ipuçlarına buyurun…

  1. Doğa tanımınızı genişletin

Eğer sahile ya da bir ormanlık alana yakın yaşıyorsanız, harika. Ama değilse de endişelenmeyin. Dr. Razani, “Doğanın kutsal ve iyileştirici hissettirmesi için büyük veya net tanımlı bir şey olması gerekmez” diyor: “Erişebildiğiniz doğa, yararlanabileceğiniz doğadır.” Yani kalabalık bir şehir bile biyoçeşitlilikle dolup taşabilir; Kent çiftlikleri, boş araziler, kaldırım çatlaklarından görünen yabani otlar da tabiata dahildir. Doğanın iyileştirici etkileri üzerine çalışan organizasyon Park Rx America’nın (PRA) yardımcı tıbbi direktörü Stacy Beller Stryer da “Nerede yaşarsanız yaşayın, doğaya yakın ve kaçmaya uygun bir nokta bulun. Küçük bir bahçe, mahalle parkı, yürüyüş yolu veya bir ağacın yanındaki yangın merdiveni bile olabilir” diyor.

  1. Kendinize bir doğa reçetesi yazın 

Doğanın iyileştirici etkileri hakkındaki bilgilerimizi eyleme geçirmenin bir yolu da açık havada geçirilen zamanı gerçek anlamda bir ilaç gibi kullanmak. Dr. Stryer, kendinize kişiselleştirilmiş bir doğa reçetesi yazmanın hem fiziksel ve zihinsel sağlığınıza en çok neyin fayda sağlayacağını (sessizlik, hareket, dinlenme, macera vs.) düşünmenize hem de bunu düzenli yapmak için plan yapmanıza yardımcı olacağını söylüyor.

  1. Tek başınıza rahat hissetmiyorsanız arkadaş bulun

Dr. Razani, “Doğadayken iyileşmeyi merkeze almak için, kendinizi güvende ve rahat hissettiğiniz bir alanda olmanız gerekir” diyor. Meditasyon konusunda uzmanlaşmış bir şirket olan Headspace’in eğitmenlerinden Dora Kamau’ya göre bu konuda en iyi çare birlikteliğin gücünden yararlanmak. Koşu, yoga ve meditasyon, yürüyüş, kuş gözlemciliği ya da bahçecilik gibi ilgilendiğiniz konularda bir topluluğa katılın.

  1. Huşu duygunuzu arayın 

Doğa insanda genel olarak bu duyguyu tetikleyici özelliklere sahiptir. Ayrıca araştırmaların da gösterdiği gibi olumlu duyguları artırır. Dr. Razani, huşu duygusunun temelde ‘kendini her şeyin büyüklüğü içinde küçük bir canlı olarak deneyimlemek’ olduğunu ve pek çok insanın gündoğumuna ya da bir ormana bakarken bunu hissettiğini söylüyor. Bu hissin son derece onarıcı etkileri olduğunu ekleyelim.

  1. Meditasyon yapın

Meditasyonun, özellikle de farkındalık meditasyonunun fiziksel ve zihinsel sağlığımız için çok olumlu etkileri var. Ancak özellikle yeni başlayanlar için biraz zor veya sıkıcı olabiliyor. Coleman, meditasyonu zorlayıcı bulan pek çok kişinin açık havada meditasyonu çok daha kolay yaptığını söylüyor. Mindfulness uzmanı, yazar ve doğa rehberi Micah Mortali de “Doğa meditasyonu çalışmalarının en güzel yanı, açık havada yeterince zaman geçirirsek, farkındalık kısmının doğal bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Etrafımızda o kadar çok güzellik, mucize ve gizem var ki kendimizi sadece olduğumuz yerde bulabiliyoruz” diyor. Dolayısıyla, meditasyon türlerini belirlemek kişinin tercihine ve ihtiyacına göre belirlenmelidir.

  1. Duyularınızın coşmasına izin verin

Coleman, “Kapalı alanlarda uyarım eksikliği nedeniyle duyularımız ölü ve kuru hale gelir. Dışarı çıktığınız anda ışık, rüzgâr, yapraklar, bulutlar ve ekranlarımızdan çok daha zengin bir renk yelpazesi vardır. Çevrenizden gelen çok miktarda duyusal veriyi almanıza izin verin” diyor. Yağmur ve çimen kokusu, yüzünüze vuran esinti, alnınızdaki sıcak güneş, akan suyun sesi, hışırdayan yapraklar ya da cıvıldayan kuşlar… Daha sayalım mı?

  1. Bilgi edinin

Mortali, açık havada vakit geçirdiğiniz yerleri tanımanın kendinizi evinizde hissetmenize yardımcı olabileceğini söylüyor ve bulunduğunuz arazinin yerlisi olan insanlar ve ekosistem hakkında bilgi edinmenizi öneriyor: “Yaban hayatı popülasyonları, suyun yapısı, toprak türü, jeolojik özellikler. Bunlardan herhangi biri gerçekten güçlü bir bağlantı kapısı olabilir.”

  1. Telefonunuzu evde bırakın

Hepimiz telefonlarımızla yeterince vakit geçiriyoruz. Kendinize iyi bakmaya çalışıyorsanız, dış dünyaya karşı sorumlu olmaya biraz ara vermelisiniz. Doğaya çıkarken akıllı cihazlarınızı evde bırakabilirseniz kendinize ve çevrenize daha fazla odaklanabilirsiniz. Güvenlik, navigasyon veya fotoğraf çekmeyi sevdiğiniz için telefonunuzu bırakamıyorsanız en azından bölünmemek için bildirimlerinizi susturun veya rahatsız etme modunu kullanın.

  1. Fazla düşünmeyin 

Dr. Razani, doğada geçirilen zamanı daha onarıcı hale getirmek mevzusunda en kötü şeyin insanların bu konuda strese girmesi olacağını söylüyor. Tek başınıza yaptığınız gezintiyi, yapmanız gereken başka bir şeye dönüştürmeyin. Sadece, size en faydalı olduğunu düşündüğünüz şekilde doğal bir ortamda var olmanıza izin verin.