iyiuykuiyihayat.com Yatsan’ın yaşam tarzı sitesidir
Şimdi Abone Ol
Trend Haberleri

Doğaya ve Doğala Dönüş

Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, İyi Hayat, Popüler Kültür

Doğaya Dönüş Mucizesi

Tabiat hem işleyişiyle hem de kendisiyle iç içe olanlara etkileriyle bir mucizeler diyarı. Yeter ki onun sunduğu sonsuz güzelliklerden faydalanmayı bilin. Size en önemli sırları veriyoruz. Araştırmalar, içinde bulunduğumuz ortamların stresimizi artırıp azaltabildiğini, bunun da vücudumuzu etkilediğini ortaya koyuyor. Her an gördüğümüz, duyduğumuz, deneyimlediğimiz şeyler yalnızca ruh halimizi değil; sinir, endokrin ve bağışıklık sistemlerimizin çalışma şeklini de değiştiriyor. Nahoş bir ortamın yarattığı stres kendimizi endişeli, üzgün ya da çaresiz hissetmemize neden olabiliyor. Bu da kan basıncımızı, kalp atış hızımızı, kas gerginliğimizi yükseltip bağışıklık sistemimizi baskılıyor. Mutluluk verici bir ortam ise bunu tam tersine çeviriyor. Yaş ya da kültürden bağımsız olarak, insanlar genel olarak tabiatı hoş buluyorlar. Araştırmacılar insanların üçte ikisinden fazlasının stresli olduklarında inzivaya çekilmek için doğal bir ortam seçtiklerini gösteriyor. O halde gelin doğanın bizdeki etkilerine yakından bakalım… Doğa İyileştirir Doğada olmak bir yana, doğa manzaralarını izlemek bile öfke, korku ve stresi azaltıp memnuniyet verici duyguları artırıyor. Doğaya maruz kalmak sadece duygusal olarak daha iyi hissetmemizi sağlamakla kalmıyor; kan basıncı, kalp atış hızı, kas gerginliği ve stres hormonlarının üretimini azaltarak fiziksel sağlığımıza da…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, İyi Hayat, Popüler Kültür

Çevre Dostu Alışveriş İçin 7 İpucu

Alışveriş yaparken tasarruf etmek, karbon ayak izinizi azaltmak, çevreyi korumaya yardımcı olmak ve sürdürülebilirliği artırmak da mümkün. Nasıl yapabileceğinizi anlatıyoruz. Çevre dostu mağazaları seçin  Her şey, çevreyi gerçekten önemseyen markalardan alışveriş yapmakla başlar. Bunu belirlemek için o marka hakkında bir araştırma yapın. İnternet sitelerine bakın, ürün etiketlerini kontrol edin, diğer müşterilerin onlar hakkında neler söylediğini öğrenmek için haklarındaki yorumları okuyun. Çevrimiçi alışveriş yapacaksanız sürdürülebilir ambalajlar kullanıp kullanmadıklarına da bakın. Yerel dükkânları tercih edin  Ürünlerinizi mümkün olduğu kadar yerel firma ve mağazalardan satın alın. Buradaki mantık basit: Ürünleri uzun mesafelere gönderdiğinizde, taşımada kullanılan uçak, kamyon ve arabalar, hava ve toprak kirliliğine katkıda bulunan sera gazları yayar. Başka bir deyişle, 30 kilometre uzakta yetişen bir elma, marketinize ulaşmak için 300 kilometre yol kat etmiş olandan çok daha çevre dostudur. Mevsimindeki ürünleri alın  Her mevsim, o dönemde doğal olarak yetişen çok çeşitli meyve, sebze ve ürünler içerir. Ve bir ürünü ‘mevsiminde’ satın almak, en az çevresel etkiyle mümkün olan en iyi ürünü almanız anlamına gelir. Oysa artık ortalama bir mahalle marketinde bile tüm yıl boyunca her sebze-meyveyi…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, İyi Hayat, Popüler Kültür

Daha Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin 8 Yol

Doğa ve doğal hayat der demez sürdürülebilirlik de devreye giriyor. Çünkü her gün hayatımızda çevreyi, iklimi ve diğer türleri etkileyen seçimler yapıyoruz. Bu seçimleri daha az zarar verir hale getirebilmek için yapabileceklerimizi derledik. Alışveriş yapmadan önce iki kez düşünün  Satın aldığımız her ürünün, onu oluşturmak için kullanılan malzemelerden üretim sırasında yayılan kirliliğe ve çöpe giden ambalajına kadar uzanan bir çevresel ayak izi var. Bu yüzden satın almadan önce kendinize gerçekten böyle bir ihtiyacınız olup olmadığını sorun. Mecbursanız, yenisi yerine özenle kullanılmış ikinci elini satın almayı düşünün ve minimum paketleme ya da nakliye içerenini tercih edin. ‘Azalt-yeniden kullan-geri dönüştür’ çemberinin dışına çıkmamaya gayret edin. Büyük satın alımlarınızda büyük çevresel fayda arayın  Herkes eski otomobilini gezegen dostu yeni bir hibrit arabayla değiştirebilme lüksüne sahip değil. Aslında bu kesinlikle kötü bir şey de değil çünkü yeni otomobil üretimi de çok fazla kaynak gerektiriyor. Ama zaten değiştirmeyi planlıyorsanız yakıt tasarruflu bir model arayın; böylece hem benzin parasından tasarruf edebilir hem de yıllar içinde karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz. Aynı şey yeni bir buzdolabı, çamaşır veya bulaşık makinesi, hatta ütü…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya Dönüş, Doğaya ve Doğala Dönüş, Gastronomi, İyi Hayat

Doğalı Sofrasına Taşıyan Kazanır

Astım, egzama, besin alerjileri gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı giderek artıyor. Üstelik hastaların yaşı da düşüş seyrinde. Bu artışta en çok doğal hayatı terk etmemizin payı var. Özellikle çocuklarımızı korumak için neler yapabileceğimizi öğrenerek gidişatı tersine çevirebiliriz. Son yıllarda çocukluk çağında astım, egzama ve besin alerjileri gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı arttı. Bu artıştan çevresel etmenler, modern yaşam tarzı ve beslenmedeki değişiklikler sorumlu tutuluyor. Hazır ve işlenmiş besinlerin yüksek oranda tüketimine dayanan Batı tipi beslenme modelinin, çocuklarda astım sıklığını artırdığını belirten Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği üyesi Doç. Dr. Betül Karaatmaca, buna karşın Akdeniz tipi beslenmenin astımdan koruduğunu vurguluyor. Gelin, filmi başa saralım… Bağırsaklarımızda bizimle dost olarak yaşayan, bağışıklık sistemimize omuz veren mikrobiyotamız, yaşamın ilk yıllarında anne sütüyle beslenmeyle zenginleşerek gelişmeye başlıyor.  Bağırsakları adeta bir kale duvarı gibi mikroplardan ve alerjenlerden koruyan mikrobiyotamız; besinlerin sindirimi, vitaminlerin sentezi, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi, zararlı mikropların dışlanması, toksinlerin ve kanserojenlerin uzaklaştırılması gibi görevleri yerine getiriyor. Modern yaşam tarzının vazgeçilmezi haline gelen işlenmiş ve hazır gıdalar ise bağırsak mikrobiyotasını olumsuz yönde etkileyerek çocuklarda alerjik hastalıkların artışına sebep…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya Dönüş, Doğaya ve Doğala Dönüş, İyi Hayat, Popüler Kültür

Çocukları Doğaya Gitmek İçin Heyecanlandırmanın Yolları

Telefonlar, tabletler, televizyonlar yüzünden çocuklarla yapılan açık hava etkinlikleri artık çok arka planda kalıyor. Ekran başında geçirilen süre eğlenceli ve hatta bazen eğitici olabilse de doğa kadar öğretici ve mutluluk verici bir şey yok. O zaman gelin çocukları buna nasıl ikna edebileceğimizi öğrenelim. Çocuklar dalları, yaprakları, toprağı sever. Doğanın bu vazgeçilmez parçaları, günümüzdeki pek çok oyuncağın ve akıllı cihazların aksine, kendi başlarına hiçbir şey yapmazlar; bu nedenle çocuk, bunlara yönelik kullanımlar bulmak için hayal gücünü ve yaratıcılığını kullanmak zorundadır. İşte açık hava etkinlikleri çocukları bu yolla konfor alanlarının dışına çıkmaya teşvik eder. Doğada bu manada her türlü fırsat var ve eğer çocuklarınızı bir kere bile eğlenceli açık hava etkinliklerine dahil edebilirseniz, tekrarının gelmesi konusunda her zaman heyecan duyacaklarını görebilirsiniz. Arkanızda iz bırakmayın  Bir açık hava etkinliği yaparken hatırlanması gereken ilk ve belki de en önemli şey, içinde bulunduğunuz doğa parçasına saygılı davranmak ve ayrıldıktan sonra arkanızda orada olduğunuza dair hiçbir iz bırakmamaktır. Alanda asla çöp bırakmayın, bunun için ayrılmış bir yere götürebilmek için özenle paketleyip yanınıza alın. Doğal alanda yalnızca zaten düşmüş olan parçaları…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, İdeal Uyku, İyi Uyku, Sağlıklı Yaşam Merkezi, Sonbahar Dinginliğinde Uyuyalım Arkadaşlar

Fibromiyalji Ataklarına Karşı 5 Etkili Önlem

Geceleri uykuya dalmakta güçlük çektiğim yetmiyormuş gibi, sık sık da uyanıyorum… İyi uyumuş olsam bile sabahları sanki gözümü hiç kırpmamış gibi yorgun kalkıyorum… Öyle halsizim ki kolumu bile kıpırdatacak halim yok… Kas ve kemik ağrılarım dinmek bilmiyor… Siz de bu sorunlardan yakınıyorsanız, nedeni fibromiyalji hastalığı olabilir. Günümüzün önemli sağlık sorunlarından biri olan fibromiyalji, ülkemizde nüfusun yaklaşık yüzde 9’unu etkileyecek kadar yaygın görülen romatizmal bir hastalık. Her yıl yaklaşık 100 bin kişi fibromiyalji tanısı alıyor, uzmanlar bu rakamın her yıl artacağını belirtiyor. Vücutta oluşan yaygın ağrıya yorgunluk, uyku bozuklukları, baş ağrısı, duygu durum değişiklikleriyle bağırsak sorunlarının eşlik etmesi, yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebiliyor. Üstelik semptomların göreceli olması, pek çok hastalığı taklit etmesi ve tanıyı kesinleştirecek testlerin bulunmaması nedeniyle hastalığın teşhis edilmesi uzun yılları bulabiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Prof. Dr. Şule Arslan, fibromiyalji için henüz kesin bir çözüm olmasa da çeşitli tedavi yöntemleriyle semptomların kontrol altına alınabildiğini belirtiyor: “Fibromiyaljide görülen yakınmalar kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Bu nedenle tedavi, hastanın ihtiyaçlarına göre düzenleniyor. Kişiye özel uygulanan tedavilerin yanı sıra yaşam alışkanlıklarında yapılacak…

Yatsan
Ayın Teması, Bahar Uykusu, Doğaya ve Doğala Dönüş, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, İdeal Uyku, İyi Uyku, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, ...

Sağlıklı Uyku = Kaliteli Yaşam

Sonuçları yeni açıklanan bir çalışma, düzenli iyi uykunun, mutluluk ve esenlik gibi yaşam kalitesi göstergelerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini söylüyor. Araştırmacılar ayrıca uyku kalitesinin, uykunun uzunluğundan daha önemli olduğunu ekliyorlar. Gelin, daha yakından bakalım. Yaşam kalitesi için uykunun uzunluğundan çok kalitesi önemli. Bunu, yıllık hazırlanan Çek Hane Halkı Paneli Anketi’nin 2018-2020 verileri analiz edilerek yapılan ve sonuçları PLOS One dergisinde yayımlanan bir araştırma söylüyor. Daha önce yapılan çoğu araştırma, uyku kalitesini bir kişinin genel refahıyla ilişkilendiriyordu. Ancak uzmanlar bu son araştırmanın, sosyal jet-lag denilen sendromun yaşam kalitesi üzerindeki uzun vadeli etkilerini ve uyku süresi, uyku kalitesi ve uyku zamanlamasındaki değişiklikleri test eden ilk çalışma olduğunu söylüyor. Sosyal jet-lag sendromu ise örneğin hafta sonları uyku düzeni değiştirildiğinde, geç yatılıp geç kalkıldığında, vardiyalı çalışıldığında, yani özetle vücudun doğal uyku düzeni bozulduğunda ortaya çıkan bir durum. Uyku ve yaşam kalitesi  Araştırmanın sonuçlarına göre uyku kalitesi, iş stresi dışındaki beş yaşam kalitesi ölçütünün tamamıyla anlamlı bir şekilde ilişkili. Başka bir deyişle, kaliteli bir gece uykusu uyumak; yaşam doyumunu, esenliği, mutluluğu ve öznel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabiliyor. Araştırmacılar, uyku süresinin…

Yatsan
Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, İyi Hayat, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, Popüler Kültür, Uyku Arkadaşlarım, ...

En Yeni Yatak Odası Trendleri

Yatak odanız sadece her gece uyuduğunuz bir alan değil. Aynı zamanda kişisel bir sığınak. Günün stresinden kaçmak, rahatlamak ve kendinizle baş başa kalıp dinlenmek için gittiğiniz yer. İşte son yatak odası trendleri de ilhamını tam buradan alıyor. Kişiliğimizi yansıtan, güzel, sakinleştirici, güvenli sığınaklar… İdeal yatak odasının tanımı aslında bu kadar basit. Ama hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da bazen küçük değişikliklerle zamana uygun güncellemeler yapmak gerekiyor. Tasarımcılar bu konuda ne düşünüyor diye merak ettik, en yeni yatak odası trendlerini sizin için derledik. Modern çiçekler Romantik tarzı estetik buluyorsanız bu yıl yükselişe geçen çiçek trendine bayılacaksınız. Üstelik bu muhtemelen gelip geçici bir moda olmayacak. Çiçekler bir şekilde her zaman popüler dekorasyon elemanları olmuştur; bu kolay kolay değişecek bir şey değil. Ama bu sene onları öncelikle yatak odalarında görmeye hazır olun. Odadaki koltuk/minder döşemelerinde, duvar kâğıdı olarak, nevresim takımlarında çiçeğe yönelin. Beyaz veya uçuk zeminler üzerine mavi, pembe, yeşil, sarı gibi canlı renklerin yer aldığı desenlerin daha popüler olduğunu da belirtelim. Sakinleştirici renkler Giderek daha fazla benimsenen bir tarz haline gelen yavaş yaşam; barındırdığı…

Yatsan
İyi Hayat, Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, Gastronomi, Lagom Hygge Sade ve Mutlu Bir Yaşam

Pancar diye yazılır, mucize diye okunur

Girdiği yemeğin, mezenin, salatanın hem rengini hem de tadını benzersiz hale getiriyor. Turşusu, fırınlanmışı, cipsi, çorbasıyla da tek başına sofranın yıldızı olabilmek gibi bir özelliğe sahip. Bir de faydalarını bilirseniz kendisinden asla vazgeçemezsiniz. O halde şöyle buyurun… Mevsimin en renkli lezzetlerinden kırmızı pancar, hem besleyici hem de çok sağlıklı bir besin. Üstelik çiğ, pişirerek ya da turşulayarak çeşitli şekillerde hemen hemen her öğünde yer verebilmek mümkün. Yemeklerde, mezelerde, salatalarda ya da tek başına hem rengi hem de tadıyla kısa sürede fark yaratıyor. Peki faydaları neler? Memorial Antalya Hastanesi’nden Dyt. Berna Ertuğ’dan öğrendik. Ispanak ailesinin en renklisi Kış sebzelerinin baş tacı kırmızı pancar, ıspanak ailesinden bir kök sebze. Şeker pancarıyla aynı aileden geliyor ancak beslenme değeri açısından farklı. Şeker pancarı beyaz oluyor ve üreticiler bunları şeker çıkarmak, işlenmiş gıdaları tatlandırmak için kullanma eğiliminde. Kırmızı pancarın ise kök veya yaprakları salata, çorba ve turşularda sıklıkla tercih edildiği gibi doğal renklendirici olarak da kullanılıyor. Kırmızı pancar, betalain denilen ve pancar kökünde bulunan bir pigment içeriyor. Bu pigment bitkilere tat ve renklerini vererek, bitkilerin bağışıklık sistemini oluşturuyor. Kırmızı…

Yatsan
İyi Hayat, Ayın Teması, Doğaya ve Doğala Dönüş, Gastronomi, Lagom Hygge Sade ve Mutlu Bir Yaşam, Sağlıklı Yaşam Merkezi

Bağışıklığı güçlendiren 8 besin

Mevsim kış, kime sorsak hasta. Üst solunum yolu hastalıklarının sık görüldüğü bu dönemlerde güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak büyük fark yaratıyor. Bunun için neler yapabileceğimizi beslenme ve diyet uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman’dan öğrendik. Güçlü bağışıklık sistemi, kışı az hasarla atlatabilmenin en önemli ayağı. Bağışıklık sistemini güçlendirebilmek içinse yeterli ve dengeli beslenme, kilit bir noktada bulunuyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, bu ilişkiyi, “Çünkü vücutta mikro veya makro besin öğeleri bir sinerji içerisinde çalışıyorlar. Herhangi birinin eksikliği bağışıklık sisteminin optimal şekilde çalışmasını önleyebiliyor. Faydalı olduğunu düşündüğümüz herhangi bir besin ya da besin grubunu fazlaca tüketmek yerine; karbonhidrat, protein ve yağ gibi makro besin gruplarıyla vitamin ve mineraller gibi mikro besin öğelerini alabilmek için çeşitli meyve-sebzeleri tüketmek çok daha faydalı olacaktır” diyerek açıklıyor. Peki doğru besin seçimlerini nasıl yapacağız? İşte Ozman’ın kışın soframızda düzenli bulundurmamız gereken 8 besin listesi ve onlarla ilgili önerileri… Nar: Kabuğunu sakın atmayın Nar içeriğindeki antosiyaninle en güçlü antioksidan özelliğe sahip meyvelerden. Zengin C, E, K vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi…