Dinlenmenin ve rahatlamanın sağlığımız için önemini herhalde bilmeyen yoktur. Ancak bunu nasıl yapacağını bilmeyenlerin sayısı da bir o kadar fazla. Söylerken dünyanın en basit işi gibi gelebilir ama sadece uzanmanın dinlenmeye yetmediğini fark ediyorsanız onarıcı bir süreç yaşayabilmek için bu yazıyı okuyun.

Sizi bu dünyada geliştirmeye değer en önemli beceriyle tanıştıralım: Stresten kurtulmak. Hepimizin ruh sağlığını korumak ve gezegenimizi çok daha güzel bir yer haline getirmek için buna ihtiyacı var. Bunun için yapacağımız ilk şey kendimizi gerçekten dinlendirip rahatlatmayı bilmek. Hepimiz düşündüğümüzden daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyuyoruz; özellikle de her gün yeni badireler atlatmak zorunda kaldığımız modern dünyada. Teoride gayet yerinde olan bu mottoyu uygulamaya nasıl geçireceğiniz konusunda hiçbir fikriniz yoksa endişelenmeyin. Çünkü dinlenme zamanınızın sonunda gerçekten dinlenmiş hissetmek aslında hiç kolay bir iş değil. Yararlı ipuçlarımızla yanınızdayız.

1. Sizi Gerçekten Neyin Rahatlattığını Bilin

Çoğumuz boş zamanımızı nasıl geçirdiğimiz konusunda çok seçici veya yaratıcı değiliz. Örneğin, belki de birkaç saat boyunca Twitter’da gezinmeyi rahatlama olarak görme eğilimindesiniz. Bu bazı insanlar için dinlendirici olabilir ancak çoğu kişi için her şeyden daha streslidir. Ya da meditasyon yapmak veya uyuklamak gibi rahatlatıcı olduğunu duyduğunuz ama aslında sıkıcı veya yararsız bulduğunuz şeyleri yapmak için kendinizi zorluyorsunuz. Rahatlama, herkes için aynı ve tek bir şey değildir.

Dinlenmenin sizin için ne anlama geldiğini anlamaya başlamak için, önce bu konuda ne düşündüğünüzü belirleyin. Rahatlama tek bir faaliyet değil; herhangi bir faaliyetin sonucu. Dolayısıyla hangi faaliyetlerin rahatlamaya yol açacağı size bağlı. Hobileri, farklı fiziksel aktivite türlerini, çeşitli sosyalleşme yollarını, kişisel bakım uygulamalarını ve daha fazlasını düşünün. Sonra kendinize şu soruları sorun: Bunu yaptıktan sonra nasıl hissediyorum? Üstümdeki olumsuz enerjiden kurtulmuş hissediyor muyum? Dengeli hissediyor muyum? Rahat hissediyor muyum? Sorulara cevabınız bu faaliyeti listenize alıp almayacağınızı belirleyecektir.

Rahatlama aktivitelerinizin aslında rahatlatıcı olmadığını fark ederseniz ve başka ne deneyeceğinizi bilemiyorsanız, başa dönüp yeniden denemeye başlayın. Bunu yaparken de ilk adımı küçük şeylerle atın. Hatta o kadar küçük olsun ki saçma olduğunu düşünün. Mesela tamı tamına 30 saniye oturun ya da günde bir derin nefes egzersizi yapın. Sonrası gelecektir.

2. Dinlenme Zamanınız Konusunda Bilinçli Olun

Niyet etmek, altın kural. Dinlenmenin etkili olabilmesi için kendinizi buna adamalısınız. Altı saat yarım yamalak dinlenmek, iki saat odaklanılmış dinlenme kadar iyi değil. Şurası bir gerçek; çoğumuz dinlenmemizi hep üstünkörü yapıyoruz. E-posta ya da sosyal medya dikkatimizi dağıtıyor. Hobilerimizi yan işlere dönüştürüyor ve onlardan keyif alamıyoruz. Dinlenme zamanımızı yapılacaklar listemizi düşünerek geçiriyoruz. Aslında ne istediğimizi bilmediğimiz için kendimizi dikkat dağıtıcı şeylere açık bırakıyor veya faaliyetler arasında amaçsızca dolaşıyoruz. Bunun yerine, kendinize “Tamam, şimdi rahatlama zamanı” demeyi ve bunun ne anlama geldiğini gerçekten bilmeyi alışkanlık haline getirmeyi deneyin.

Her rahatlama vaktinizde kendinize ne elde etmeyi umduğunuzu sorun. Kendinizi işteki sorunlardan uzaklaştırmaya mı ihtiyacınız var? Kendinizi yenilenmiş ve hayata geri dönmeye hazır hissetmeye mi ihtiyacınız var? Kaygılarınızı yatıştırmaya mı ihtiyacınız var? Sakinleşmeye ve rahatlamaya mı ihtiyacınız var? Buradan yola çıkarak, hem doğru aktiviteyi seçebilir hem de bunu gerçekleştirmek için hangi sınırları koyacağınızı (telefonunuzu kapatmak veya doğru yeri ya da zamanı seçmek gibi) belirleyerek ihtiyaçlarınızı nasıl destekleyeceğinizi bulabilirsiniz.

3. Sıkıştırılmamış Bir Dinlenme Zamanı Planlayın

Bir şeyleri planlamadığımızda, o anda nasıl hissettiğimize bağlı karar verme eğiliminde oluruz. Ve bu bazen dinlenmek için işe yarasa da genelde aleyhimize çalışır. Sadece 15 dakikalık molalar olsa bile, programınızda buna yer ayırmalısınız. Peki bu planlamayı nasıl yapacaksınız? Önce ne istediğiniz ve neye ihtiyaç duyduğunuz konusunda dürüst olun. Programlamayı kendinizi kısıtlamak için değil, zamanınızı korumak için kullanın. Örneğin, bütün gün kanepede oturup en sevdiğiniz rahatlatıcı TV programını izlemekten başka bir şey yapmak istemediğinizi biliyorsanız, kendinize bunu yapma izni verin. Az zamanda gevşeyeceğinizi düşünerek bir saatlik zaman ayırıp sonra duramadan tekrar tekrar ‘sonraki bölüm’ düğmesine bastığınızda kendinize sinirlenmemenin tek yolu budur!

4. Hafta Boyu Rahatlama Cepleri Oluşturun

Dinlenme konusunda ya hep ya hiç zihniyetine kapılmak kolaydır. Belki hafta boyu kendinizi çok zorluyor ve sadece hafta sonları dinleniyorsunuz. Ya da kendinize düzgün bir dinlenme için zamanınız ya da ortamınız olmadığını söyleyip hiç dinlenmiyorsunuz. Bunu yaptığımızda, sadece dinlenmenin genel olarak daha az etkili olması riskini almakla kalmıyor, aynı zamanda dinlendirici olmaktan çok uyuşturan faaliyetlere yöneliyoruz.

Örneğin televizyon izlemek ya da video oyunları oynamak… İkisi de rahatlatıcı aktiviteler olabilir ancak bazen bunlardan gerçekten keyif almak yerine kendinizi suçlu hissedersiniz. Çünkü üretken olmanız gereken dönemlerde bunlardan uzak durur, sonra karşılarına geçtiğinizde de saatlerce kendinizi kaptırırsınız.

Uzmanlara göre bu tür kısıtlayıcı davranışlar, dinlenmemizin aleyhine işliyor. Çünkü daha küçük anları daha düzenli yaşamadığınızda, ‘tıkınmaya’ başlıyorsunuz. Her tür tıkınma suçluluk, utanç ve rahatlama yeteneğimizi etkileyen diğer duygularla birlikte geldiği için programınıza düzenli dinlenmeler eklemek çok daha etkili oluyor. Bu nedenle, genellikle hafta sonuna sakladığınız bazı aktiviteleri hafta içine serpiştirmeyi deneyin.

5. Havaya Girmek İçin Bir Ritüel Oluşturun

Bu ipucu özellikle evden çalışanlar için. Evden çalıştığımızda iş ve özel hayat arasındaki çizgiler bulanıklaşabilir çünkü iş gününün başlangıcını ve bitişini işaret etmeye yardımcı olan olağan rutinler hayatımızdan çıkar. Bu çok önemli bir şey gibi görünmeyebilir ancak bu ritüeller beyninize çalışma modundan çıkıp dinlenme moduna geçme zamanının geldiğini söylemek söz konusu olduğunda çok faydalıdır.

O yüzden kendi geçiş ritüellerinizi yaratın. Mesai saatinden rahatlama zamanına geçiş vakti geldiğinde sinyal işlevi görebilecek yeni bir alışkanlık edinin. Yürüyüşe çıkın, meditasyon yapın, egzersiz yapın, hızlı bir iş yapın, ertesi gün için yapılacaklar listenizi yazın; bir şekilde kendinize “Tamam, iş günü bitti,  artık dinlenme zamanı” sinyali gönderin. Sonra da e-postalarınızı kontrol etmeyerek, iş günü üzerine düşünmeyerek veya sizi tekrar içine çekebilecek başka ne varsa onu yapmayarak, yani sınırlar koyarak daha önce bahsettiğimiz niyetlilikten yararlanın.

6. Dinlenmek İçin Kendinizi Zorlamayın

Dinlenmeyi bir ödül olarak kodlamayın. Yani kendinize sürekli “Dinlenmeden önce yapılacaklar listemi bitirmeliyim” demeyin. Unutmayın ki yapılacaklar listemiz nadiren tamamen biter ve bir molayı ne zaman ‘hak ettiğimize’ dair kurallar koymak, çok fazla çalışıp çok az dinlenmeye götürür. Ayrıca bu şekilde düşünmek dinlendiğiniz nadir zamanları da mahvedebilir çünkü kaçınılmaz olarak suçluluk duygusu ve dikkat dağınıklığı devreye girer. Dinlenmenin kazanmanız gereken bir şey olduğuna karar verdiğinizde, bunu ‘hak ettiğinizi’ hissetmek zorlaşır.

Dinlenmeyi sadece bir başarıdan sonra hak ettiğiniz bir lüks olarak düşünmek yerine, kendinize bunun gerekli olduğunu hatırlatın. Biyolojik ve fizyolojik olarak dinlenmek bir gerekliliktir.