iyiuykuiyihayat.com Yatsan’ın yaşam tarzı sitesidir
Şimdi Abone Ol
Trend Haberleri

Ayın Teması

Yatsan
Ayın Teması, İyi Hayat, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, Popüler Kültür, Sakin Yemek

Duygusal Yemeye Son!

Sakin kalmak, hayatın her alanında dengeyi bulmanın temel şartı. En azından hepimiz duygusal yemenin kilo kontrolü çabalarımızı nasıl sabote edebildiğini yaşayarak öğrenmişizdir. Vereceğimiz ipuçlarıyla bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. Bazen duygusal olarak zayıf, savunmasız hissettiğiniz noktadayken güçlü bir yemek yeme isteği belirir. Çözümü zor bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda, stresli veya sıkkın hissettiğinizde, rahatlamak için bilinçli veya bilinçsiz olarak yemeğe başvurursunuz. İşte bunun adı, duygusal yeme. Kilo kontrolü çabalarınızı sabote eden bu davranış, genellikle çok fazla yemeye, özellikle de yüksek kalorili, tatlı ve yağlı yiyeceklere yönelmeye yol açar. Ama hemen ümitsizliğe kapılmayın; çünkü duygusal yeme eğiliminiz varsa kontrolü yeniden kazanmak ve hedeflerinize doğru yeniden yola çıkmak için adımlar atabilirsiniz. Ruh hali-yemek yeme döngüsü nasıl işliyor? Duygusal yeme kabaca; stres, öfke, korku, sıkıntı, üzüntü, yalnızlık gibi olumsuz duyguları bastırmanın veya yatıştırmanın bir yolu olarak yemek yemek diye tanımlanıyor. Büyük sorunlar veya daha yaygın olarak günlük yaşamın güçlükleri, duygusal yemeye yol açan ve kilo kontrolü çabalarınızı kesintiye uğratan olumsuz duyguları tetikleyebiliyor. Bu tetikleyiciler genelde ilişki çatışmaları, iş hayatındaki stres faktörleri, tükenmişlik hissi, mali baskılar ve sağlık sorunları…

Yatsan
Ayın Teması, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, İyi Hayat, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, Popüler Kültür

Kendinizi Sakinleştirmenin 12 Yolu

Hepimiz zaman zaman endişelenir, üzülürüz. Bu son derece normal bir durum. Ama ya endişe veya öfke sizi ele geçirirse yani sakinleşmeyi başaramazsanız? Bu yolda geliştireceğiniz birkaç strateji, çok işinize yarayabilir. Aşağıdaki taktikleri en kısa zamanda hayatınıza dahil etmeye çalışın. Nefes alın  Nefes almak, öfke ve kaygıyı hızla azaltmak için bir numaralı ve en etkili teknik. Endişeli veya kızgın olduğumuzda hızlı, sığ nefesler alma eğiliminde oluruz. Bu beynimize bir mesaj göndererek, ‘savaş ya da kaç’ tepkimizi güçlendiren bir geri bildirim döngüsüne neden olur. Uzun, derin nefesler almak bu döngüyü bozar ve sakinleşmemize yardımcı olur. Kabul edin Endişeli veya kızgın olduğunuzu söylemekten çekinmeyin. Nasıl hissettiğinizi teşhis ettiğinizde ve bunu ifade etmek için kendinize izin verdiğinizde, yaşadığınız kaygı ve öfke azalabilir. Meydan okuyun Endişe veya kızgınlığın bir kısmının nedeni, mantıklı gelmeyen irrasyonel düşüncelere sahip olmaktır. Ama aslında bu düşünceler genellikle ‘en kötü durum senaryosu’dur. Kendinizi hayatınızdaki pek çok şeyi sabote etmenize neden olabilecek ‘eğer’ döngüsüne kapılmış bulabilirsiniz. Bu düşüncelerden birini yaşadığınızda durun ve kendinize şu soruları sorun: Bunun olma ihtimali var mı? Bu mantıklı bir düşünce mi?…

Yatsan
Ayın Teması, Güncel Kültür, İyi Hayat, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, Sakin Kal

Çocuklar Resim Çizerek Ne Anlatıyor?

Şu sıralar hepimiz özellikle deprem bölgesindeki çocuklarımızın sakin kalabilmesi için neler yapılması gerektiği üzerine kafa yoruyoruz. Onların kendini ifade etmek için çok sık başvurduğu yollardan biri olan resimler, bu dönemde çok daha önemli işaretler içeriyor. Kendini ifade etmede kullanılan en önemli iletişim araçlarından biri de resim yapmak. Çocuklar içinde bulundukları durumu, anı ve hakikati yetişkinlere oranla daha net, güçlü ve cesur ifade edebiliyorlar. Bu cesaret, onların travma sonrası durumu algılama ve kabullenme sürecini hızlandırıyor. Ancak çocuk ve ergenlerle çalışırken kullanılan projektif resim testlerinin travma dönemlerinde daha dikkatle ele alınması gerekiyor. İletişim danışmanı ve sanat terapisi uygulayıcısı Tüge Sungay, “Çocuklara, deprem anını resmet, bir ev çiz, aile resmi çiz gibi yönlendirici yaklaşımlardan kaçınmalıyız. O ne zaman ve ne çizmek isterse onu çizmeli. Örneğin, bölgedeki çocukların literatürdeki renkleri çok farklı anlamlarda kullandıkları görülecektir. O nedenle kalıplanmış uygulamalar, varsayımlar, kurgulardan kaçınmak ve çizilen resmi, onu yapan çocukla değerlendirmek önemlidir. Müdahalesiz ortamda resim yoluyla elde edilen bilgiler, sözlü iletişim yoluyla çocuktan edinilen bilgilerle bir araya getirilmelidir. Resim yapma süreci ve sonrasında resim üzerine yapılacak sohbet, çocuğun kaygılarını azaltan…

Yatsan
Ayın Teması, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, Mart: Uyku Ayı Sakin Kalma Rehberi, Sakin Kal, Yoga / Meditasyon, Yoga & Meditasyon

Nefes Al, Sakin Kal

Stresi azaltmak, zihnimizi ve bedenimizi sakinleştirmek, uyku kalitemizi artırmak, insanlarla daha iyi geçinmek ve daha mutlu hissetmek aslında imkânsız değil. Meditasyon anlamlı bir yaşam becerisi ve öğrenmek için asla geç değil. Küçük adımlarla başlamak için sizi şöyle alalım… Meditasyon nedir? Meditasyonun ve meditasyon yapan insanların medyada ve popüler kültürde bazen nasıl tasvir edildiği düşünülünce, gözünüzde eksik veya yanlış bir resim canlanıyor olabilir. Elbette günlerce sessizlik içinde oturan bir keşiş de, bir yoga sınıfında ders veren bir yogi de meditasyon yapıyor ama gürültülü bir metronun iki durağı arasında, sadece beş dakika ayırarak bunun yapılamayacağını kim söyledi? Buradan da anlaşılacağı gibi, meditasyon yapmanın tek bir ‘doğru’ yolu yok. Çünkü meditasyon zihni tamamen boşaltmak ve hiçbir şey düşünmemek demek değil. En basit haliyle, dikkati vererek beyni sakinleştirmeye dair bir uygulama. Ve çoğu zaman dikkatimizi verdiğimiz şey nefesimiz. Şunu unutmayın: Meditasyon herkes içindir ve sadece bir dakikanız olsa bile hemen şimdi yapabilirsiniz. 5 adımda basit meditasyon  Vücudunuz için rahat bir pozisyon bulun. Birçok insan ayakları yere basar halde bir sandalyede oturmayı tercih ediyor. Ama ortam uygunsa bağdaş kurarak…

Yatsan
E Bebeğime, Çocuk ve Uyku, Uyku Arkadaşlarım

Çocuklarda Sağlıklı Uyku İçin 7 Etkili Öneri

Pek çok ebeveyn televizyon, tablet, akıllı telefon gibi iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla çocuklarının geç yatmasından şikâyet ediyor. Uyku eksikliğinin sonuçlarından biri olarak da onların hem sağlığı hem de okul başarısı nedeniyle endişeliler. Peki çocuklarda yeterli ve kaliteli uyku için neler yapılabilir? Yeterli ve kaliteli uyku çocuklarda bağışıklığın güçlenmesinden zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimlerine dek çok önemli rol oynuyor. Pek çok bilimsel araştırmanın ortak sonucu bu. Dolayısıyla anne-babalar yaygınlaşan iletişim araçları nedeniyle uyku eksikliği yaşayan çocuklarının hem sağlığından hem de okul başarısından endişe duyuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İmre Gökyar, çocukların saat 22.00’den önce mutlaka uykuya dalması gerektiğini belirterek, “Aksi durumda çocuğun büyümesi yavaşlar ve vücut direnci düşer. Bu da zaman içinde birçok hastalığa davetiye çıkarır. Bebeklerde ve çocuklarda yeterli ve kaliteli bir uyku, en az iyi beslenmek kadar önemlidir” diyor. “Bizim yanımızda yatmazsa uykuya dalamıyor”, “Cep telefonunda oyun oynamaktan geç yatıyor”, “Erken yatarsa uyuyamıyor”… Birçok anne-baba, çocuklarında bu ve benzeri sorunlar nedeniyle uzmanlara başvurarak çözüm arıyor. Dr. Gökyar, çocuklarda uyku bozukluklarının büyük çoğunluğunun davranışsal olduğunu vurguluyor: “Özellikle günümüzde televizyon, tablet,…

Yatsan
Ayın Teması, Aşk, İyi Hayat, Popüler Kültür, Sevgi Bağları

Gelelim Aşkın Faydalarına…

Aşkın tamamen kalbinizde geliştiğini hissediyor olabilirsiniz ama durum bu kadar basit değil. Gerçekte çoğu şey beynimizde meydana gelen değişikliklere bağlı. Bu kadar değil; aşkın genel sağlığımıza da olumlu etkileri bulunuyor. Hepsini anlatıyoruz. Aşk, artan nabız ve bir başka kişiyi arzulama duygularıyla birlikte geliyor. Bir de bilimsel olarak ifade edelim: Aşk, insanı sersemletici ve mutlu hissettiren bir dopamin ve norepinefrin akışına neden oluyor. Uzun süreli bir ilişkide beynimiz, çift olma bağını sağlayan oksitosin ve vazopressin salgılıyor. Ayrıca bağışıklığı güçlendirmek, ağrıyı dindirmek ve daha uzun yaşamaya yardımcı olmak gibi sağlık yararları olduğu düşünülüyor. Gelin, başa saralım: Birine âşık olduğunuzda biraz farklı hissetmeye başlarsınız. Sevdiğiniz kişiyle birlikteyken karşı konulamaz bir coşku duyar, etrafta yokken onu delice özler, arzularsınız. İşte bu hisler beyninizde bazı değişiklikler yaşandığı için oluşur. Âşık olmak, kendinizi dünyanın zirvesindeymişsiniz gibi iyi hissettiren kimyasalları harekete geçirir. Zaman geçtikçe bu duygular gelişir. O kanat çırpan kelebekler ve coşku kaybolabilirken, bağ kurma ve birlikte kalma dürtüsü artabilir. Peki neden? Aşkın beynimizi hem başlangıçta hem de uzun vadede nasıl etkilediğine bakalım… ‘Kalbim göğsümden fırlayacak’ dönemi  Tipik olarak bir…

Yatsan
Aşk, Ayın Teması, Genel, Popüler Kültür, Sevgi Bağları

Sağlıklı İlişki Nasıl Olur?

Dürüstlük, güven, saygı… İletişim, çaba, uzlaşma… Keşke sağlıklı bir ilişki kurmak da anahtar kelimeleri arka arkaya yazmak kadar kolay olsaydı. Ama maalesef öyle değil! Gelin, en önemli üç başlığa biraz daha yakından bakalım. SINIRLAR Kafanızda hayali bir çizgi çekin. Bir yanda size uyan, diğer yanda kendinizi iyi hissetmediğiniz ya da rahatsız olduğunuz şeyler olsun. Bu çizgi herkes için farklı bir yerde durur, dolayısıyla sizin için nerede çizilmesi gerektiğini bilmeniz önemlidir. Sınırlar belirlemek, sevdiğiniz kişiye ihtiyaçlarınızı öğretmenin veya sizin bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamanızın kısa yoludur. Aşağıdaki sorulara samimi cevaplar vererek karar verebilirsiniz. Sınırlarınız neler?  Fiziksel:  Herkesin içinde yapılan sevgi gösterilerinden rahatsız mısınız? Aşırı ilgi sizi rahatsız mı ediyor? Sevgilinizin size sürekli dokunmak istemesinden rahatsız mı oluyorsunuz, hoşunuza mı gidiyor? Yalnız kalmaya ihtiyacınız oluyor mu? Duygusal: Hissettiklerinizi hemen paylaşabiliyor musunuz, biraz zamana mı ihtiyacınız oluyor? Bir kriz olduğunda dile getirmek için müsait zaman kollamanız gerekiyor mu? “Seni seviyorum” demeye hazır olduğunuzu düşünüyor musunuz?  Cinsel: Herhangi bir cinsel aktiviteye girmeden önce onu ne kadar tanımanız gerekiyor? Cinsel sınırlarınız üzerine düşündünüz mü? Cinsellikle ilgili olarak birbirinizle açıkça…

Yatsan
Ayın Teması, Aşk, İyi Hayat, Popüler Kültür, Sevgi Bağları

Mutlu Aşkın 22 Yolu

Aşk, ağza sakız edildiği kadar kolay bir iş değil. Kalp çarpıntısını uzun tutmak için biraz emek harcamak gerekiyor. Size sevme ve sevilme duygularınızı ifade etmenin sonsuz olasılıklarını ortaya çıkarmanıza yardımcı olacak 22 yol öneriyoruz. Dinleyin  Sadece dinlemeyi öğrendiğimizde, karşımızdaki kişiyle aramızdaki samimiyetin başka bir boyutuna kapı açmış oluyoruz. Unutmayın ki herkes, bölünmemiş bir dikkatle duyulmak ister. Bir de karşınızdaki âşık olduğunuz insansa bunu yapmaktan başka yolunuz yok. Yargılamayın  Ona anlayış ve şefkat gösterdiğinizden emin olun. Sevdiğinizle konuşurken zihninizi açın ve yargılarınızdan kurtulun. Özverili olun  Herhangi bir bencilce bakış veya kişisel çıkar gözetmeksizin sevmeyi öğrendiğimizde, kendimizi karşımızdakine çok daha yakın hissederiz. Ve işte ancak o zaman gerçek aşkın ne olduğunu anlayabiliriz. Bağışlayın  Uzun süre kin beslerseniz, birini sevmeyi asla öğrenemezsiniz. Öfke veya dargınlığınızı sürdürmeyi alışkanlık haline getirirseniz başka biri tarafından sevilmenizi de engellemiş olursunuz. Birini derinden sevmek için affedici olmanız da gerekir. İnanın  Başka birine verebileceğimiz en güzel hediye budur. Çoğu zaman kendi içinde göremediği değerleri ona göstermek için orada olduğunuzu hissettirin. Sevdiğiniz kişiyi cesaretlendirir ve ona olan güveninizi gösterirseniz daha büyük aşkla sarmalanacağınızı unutmayın….

Yatsan
Lagom Hygge Sade ve Mutlu Bir Yaşam, Her Şeye Yeniden Başlıyoruz, İyi Hayat, Popüler Kültür, Uyku Evreni, Yeni Yıl Yeni Kararlar

Daha Mutlu ve Sağlıklı Bir Kış İçin 6 Yol

Kışın insanı motivasyonel anlamda en fazla zorladığı döneme girmiş bulunuyoruz. Sabah derin bir karanlığa uyanıyor, gün boyu kapalı bir havayla karşılaşıyoruz. Grip ve soğuk algınlığı peşimizi bırakmıyor. Peki daha mutlu ve sağlıklı bir kış geçirmek mümkün mü? Anlatıyoruz… 1. Günlük rutininizi kışa uygun hale getirin Soğuk havalar, mevsimsel hastalıklara yakalanma riski, kat kat giyinmeye üşenmek gibi pek çok neden, mümkün oldukça evde kalmayı daha çekici hale getirebilir. Ancak bu monotonluk da kendi stresini getiriyor. Her günün hatta her saatin bir sonrakine benzemesi, insanı ruhen yoran bir durum. Her gün bir yere gidip gelmek veya mahalledeki bir kafede oturmak bile gördüklerinizi, duyduklarınızı değiştirerek günlerinizi daha dolu yaşadığınızı hissettiren zihinsel bir esenlik sağlar. Ayrıca mevcut günlük rutininizi daha soğuk ve karanlık aylara nasıl uyarlayabileceğinizi de düşünebilirsiniz. Esnekliğiniz varsa günün en güneşli olduğu öğle saatlerinde yürüyüş yapın. Sabah ilk iş temiz hava almayı hedefleyin. Bilgisayar başında çalışıyorsanız, kendinize ekrandan uzaklaşmak için su, kahve, çay molaları ayarlayın. Gün içinde nefes aldıran bir ritim ve rutin oluşturabilirseniz stresiniz azalabilir ve iş gününüzü daha yönetilebilir hale getirebilirsiniz. 2. Antrenman rutininizi…