Tatil sezonunun başlamasıyla birlikte güneşle temasımız epey arttı. Şezlonga uzanıp tatlı bir uykuya dalmak ya da bronz bir ten uğruna uzun saatleri sahilde geçirmek ise özlediğimiz güneşin zararlı etkilerine davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Çünkü masum görünen güneş yanıkları aslında büyük önem taşıyor ve ağrı, kızarıklık gibi geçici şikayetlerin çok ötesinde kalıcı hasar bırakabiliyor.Yatsan

Yaz demek güneş demek. Güneş ise hem fayda hem de sağlığa birçok olumsuz etki demek. Özellikle son yıllarda ozon katmanındaki incelme, bronz tenin moda haline gelmesi, solaryum gibi yapay ışık kaynaklarının kullanımının artması da güneş yanıklarındaki artışta etkili. Bu yanıkların oluşmasındaki en önemli risk gruplarının başında güneş koruyucu kullanmadan cildi güneş ışığından veya solaryum gibi yapay kaynaklardan gelen UV ışığına maruz bırakanlar geliyor.

Oysa güneşin UV ışınlarına aşırı maruz kalmak güneş yanığı, erken cilt yaşlanması, hatta cilt kanserine varan sonuçlar doğurabiliyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi’nden deri hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Özlem Akın, “Cilt kanseri için her ne kadar çevresel faktörler ve kalıtım gibi etkenler söz konusu olsa da korunmasız güneşe maruziyet de önemli bir etkeni oluşturmaktadır” diye anlatıyor.

Riski belirlemek için gölge kuralını kullanın 

Güneş yanığı riski açısından, güneşin ne kadar güçlü geldiğinin göstergesinin UV indeksi olduğunu söyleyen Akın, bu değer ne kadar yüksek olursa yanık riskinin de o denli artacağını söylüyor. Ayrıca değerin artmasıyla birlikte yanığın oluşması için gereken süre de kısalıyor. Doğru zamanı bulmak için yararlanılabilecek bir ipucu var; gölge kuralı: “Gölgenize baktığınızda boyunuzdan kısa olması, güneşin UV ışınlarının güçlü olduğunu ve mutlaka korunmak gerektiğini gösterir. Bu nedenle mutlaka UV indeksi incelenmelidir. Ayrıca UV ışınlarının yüksek irtifalarda daha güçlü olduğu da unutulmamalı. Dolayısıyla dağcılık, kayak gibi sporlarla ilgilenen kişilerin de kolaylıkla yanabileceği unutulmamalı. Çünkü UV ışınlarının yüzde 85’e kadarı kardan, yüzde 15’i kumdan ve yüzde 10’u sudan geri yansır.”

Şiddetli yanıklarda zaman kaybedilmemeli 

Güneş yanıklarının iyileşme sürecinde ise derecesi, diyabet gibi yara iyileşmesini geciktirici hastalıkların varlığı ya da yanığa yapılan doğru ya da yanlış müdahaleler etkili oluyor. Özlem Akın, “Aynı şekilde iyileşme süresi de yanma şiddetiyle doğru orantılıdır. Çünkü şiddetli yanıklarda vücudun hasar görmüş deri tabakasını değiştirmesi zaman alacaktır. Bu nedenle hafif güneş yanıklarında 3-5 gün içinde şikayetler azalmaya başlarken, daha şiddetli yanıklarda iyileşme birkaç haftayı bulabilir. İyileşme sürecinde kişinin yaşı ve genel sağlık durumu gibi faktörler de etkilidir. Bu nedenle hafif derecedeki yanıkların kendi kendine iyileşmesi beklenebilir ancak daha şiddetli yanıklarda mutlaka tıbbi yardım alınmalıdır.”

Akın, güneş yanıklarında ilk etapta yapılabilecekler konusunda ise şu bilgileri veriyor: “İyileşme sürecinde mutlaka güneşten korunmalı. Yanık olan bölgeler uygun kıyafetlerle kapatılmalı. Hem yaranın iyileşmesi hem de olası enfeksiyonlardan korunmak için oluşan kabarıklar kesinlikle patlatılmamalı. Bunun yanında ağrıyı azaltmak için ılık duş alınabilir. Sonrasında aloe vera içerikli nemlendiriciler kullanarak derinin nemi korunmalı. Su kaybını önlemek için de ekstra su tüketmeye dikkat edilmeli.”

Güneş yanığı olan kişilerin hiçbir şekilde havuza girmemeleri ve kabarcıkları patlatmamaları gerektiğine dikkat çeken Akın, “Havuz suyunda yer alan klor cilde zarar verecektir. Kabarcıklar da su ve sabunla temizlenip antibiyotikli krem sürüldükten sonra korumak amacıyla bandajla kapatılmalı” diyor.

Bu önlemleri almadan güneşe çıkmayın 

  • Güneş yanıkları için en önemli nokta gerekli korunmanın önceden sağlanması.
  • Alınabilecek önlemlerin başında riskli saatlerde güneşe çıkılmaması geliyor. Zorunlu olmadıkça, UV ışınlarının en güçlü geldiği 10.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşe çıkılmamalı.
  • Sadece güneş altında değil, gölgede olunsa bile dışarıya çıkıldığında mutlaka koruyucu kullanılmalı. Eğer açık havada bulunulması gerekiyorsa dışarı çıkmadan yarım saat önce suya dayanıklı koruyucu krem kullanılmalı.
  • Güneşe çıkılacaksa sıkı dokulu kumaşlardan yapılan uzun kollu gömlekler, plaj kıyafetleri ve uzun pantolon, etekler tercih edilmeli. Kıyafetlerdeki renk tercihleri de açık renkler olmalı.
  • Şapka yine mutlaka kullanılması gereken aksesuarlardan biri olmalı. Seçilen şapka yüzü, kulakları ve boynun arkasını gölgelemeli. Koyu renkli ve hasır şapkalarla UV korumalı güneş gözlükleri tercih edilmeli.