Daha Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin 8 Yol
Doğa ve doğal hayat der demez sürdürülebilirlik de devreye giriyor. Çünkü her gün hayatımızda çevreyi, iklimi ve diğer türleri etkileyen seçimler yapıyoruz. Bu seçimleri daha az zarar verir hale getirebilmek için yapabileceklerimizi derledik. Alışveriş yapmadan önce iki kez düşünün Satın aldığımız her ürünün, onu oluşturmak için kullanılan malzemelerden üretim sırasında yayılan kirliliğe ve çöpe giden ambalajına kadar uzanan bir çevresel ayak izi var. Bu yüzden satın almadan önce kendinize gerçekten böyle bir ihtiyacınız olup olmadığını sorun. Mecbursanız, yenisi yerine özenle kullanılmış ikinci elini satın almayı düşünün ve minimum paketleme ya da nakliye içerenini tercih edin. ‘Azalt-yeniden kullan-geri dönüştür’ çemberinin dışına çıkmamaya gayret edin. Büyük satın alımlarınızda büyük çevresel fayda arayın Herkes eski otomobilini gezegen dostu yeni bir hibrit arabayla değiştirebilme lüksüne sahip değil. Aslında bu kesinlikle kötü bir şey de değil çünkü yeni otomobil üretimi de çok fazla kaynak gerektiriyor. Ama zaten değiştirmeyi planlıyorsanız yakıt tasarruflu bir model arayın; böylece hem benzin parasından tasarruf edebilir hem de yıllar içinde karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz. Aynı şey yeni bir buzdolabı, çamaşır veya bulaşık makinesi, hatta ütü…
Çocukları Doğaya Gitmek İçin Heyecanlandırmanın Yolları
Telefonlar, tabletler, televizyonlar yüzünden çocuklarla yapılan açık hava etkinlikleri artık çok arka planda kalıyor. Ekran başında geçirilen süre eğlenceli ve hatta bazen eğitici olabilse de doğa kadar öğretici ve mutluluk verici bir şey yok. O zaman gelin çocukları buna nasıl ikna edebileceğimizi öğrenelim. Çocuklar dalları, yaprakları, toprağı sever. Doğanın bu vazgeçilmez parçaları, günümüzdeki pek çok oyuncağın ve akıllı cihazların aksine, kendi başlarına hiçbir şey yapmazlar; bu nedenle çocuk, bunlara yönelik kullanımlar bulmak için hayal gücünü ve yaratıcılığını kullanmak zorundadır. İşte açık hava etkinlikleri çocukları bu yolla konfor alanlarının dışına çıkmaya teşvik eder. Doğada bu manada her türlü fırsat var ve eğer çocuklarınızı bir kere bile eğlenceli açık hava etkinliklerine dahil edebilirseniz, tekrarının gelmesi konusunda her zaman heyecan duyacaklarını görebilirsiniz. Arkanızda iz bırakmayın Bir açık hava etkinliği yaparken hatırlanması gereken ilk ve belki de en önemli şey, içinde bulunduğunuz doğa parçasına saygılı davranmak ve ayrıldıktan sonra arkanızda orada olduğunuza dair hiçbir iz bırakmamaktır. Alanda asla çöp bırakmayın, bunun için ayrılmış bir yere götürebilmek için özenle paketleyip yanınıza alın. Doğal alanda yalnızca zaten düşmüş olan parçaları…
Biyofili Nedir, Evimize Nasıl Taşırız?
Kelime anlamı olarak ‘yaşam sevgisi’ anlamına gelen biyofili, doğadaki diğer yaşam biçimleriyle etkileşime girme veya bunlarla yakından ilişkili olma eğilimini anlatan bir kavram. Son dönemde pek çok alanda, özellikle de tasarım ve dekorasyonda karşımıza çıkıyor. Trendi evimize nasıl getirebileceğimize baktık. Son on yılda, giderek artan sayıda tasarımcı ve mimar, içeriyle dışarı ayrımını belirsizleştirme yaklaşımını benimsedi. Bu tarz aslında yükselerek gelen biyofilik tasarımın ayak sesleriydi. Öyle ki ev sahiplerini ve ofis çalışanlarını doğaya bağlayan bu kavramın, içinde yaşadığımız dönemin en önemli görünümlerinden biri olacağı tahmin ediliyor. Bu noktada, onu bir trendden çok, bir hareket olarak kabul etmek mümkün. Çünkü dünya kentleşmeye devam ettikçe, biyofilik tasarımın nitelikleri daha da önemli hale geliyor. Bu hareketin, son birkaç yılda özellikle pandemi yüzünden evde geçirdiğimiz zamanın artmasının ve gezegenimizin geleceği için artan endişenin bir sonucu olması muhtemel. Peki aslında biyofilik tasarım ne ve evlerimize nasıl dahil edebiliriz? Biyofilik tasarım nedir? Kavram, doğa bilimci Dr. Edward O. Wilson’ın, “İnsanlığın hayata ve gerçekçi süreçlere odaklanmaya yönelik doğuştan gelen eğilimi” olarak tanımladığı biyofili teriminden geliyor. Temel olarak, insanın diğer yaşam biçimleriyle etkileşime…
Orman Banyosu Nedir, Nasıl Yapılır?
Zihni rahatlatmanın, bedeni canlandırmanın ve benliği yeniden keşfetmenin kısa yolu doğada. Japonların ‘şinrin-yoku’ adını verdiği orman banyosunun nasıl uygulandığını öğrenerek hızlıca yol alabilirsiniz. Orman banyosu nedir? Orman banyosu; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal sağlığınız için bir dizi fayda elde etmek amacıyla, duyularınızı kullanarak kendinizi dikkatli bir şekilde doğaya kaptırma uygulaması. Kaynağı Japonya, bu yüzden şinrin-yoku olarak da biliniyor (Japoncada ‘şinrin’ orman, ‘yoku’ da banyo demek). Ne işe yarar? Doğada orman banyosu yapmak, beynin stresli bölgelerinin gevşemesini sağlıyor. Vücutta pozitif hormonlar salınıyor. Daha az üzgün, kızgın ve endişeli hissediyorsunuz. Stres ve tükenmişlikten kaçınmaya, depresyon ve kaygıyla savaşmaya yardımcı oluyor. Bağışıklığı artırdığı, uygulayanların hasta geçirdiği gün sayısını azalttığı, yaralanma veya ameliyat sonrası daha hızlı iyileşmeye yardımcı olduğunu söyleyen uzmanlar da var. Doğanın bedenimiz kadar zihnimiz üzerinde de olumlu bir etkisi oluyor. Kalp ve akciğer sağlığımız iyileştiği gibi odaklanma, konsantrasyon ve hafıza da artıyor. Doğada bazı ağaçlar kendilerini mikroplardan ve patojenlerden korumak için bazı yağlar ve bileşikler yayıyor. ‘Fitonsit’ adı verilen bu moleküller bağışıklığımıza da iyi geliyor. Orman havasını solumak kanımızdaki doğal öldürücü hücrelerin seviyesini yükseltir. Bu…
Sakin ve İdeal Bir Gün Nasıl Yaşanır?
Günlerimiz o kadar hızlı doluyor, o kadar telaşlı ve dikkat dağıtıcı şeylerle geçiyor ki, bazen stresten patlayacak gibi hissedebiliyoruz. Peki nasıl basitleştirebiliriz? Gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor değil, işte yardımcı olabilecek adımlar… Neyin önemli olduğunu bilin Bir işi basitleştirmenin en kolay formülünü veriyoruz: Neyin önemli olduğunu belirleyin ve gerisini ortadan kaldırın. Bunun için izlenecek yol belli. Biraz zaman ayırıp hayatınızdaki en önemli dört-beş şeyi belirleyin. Sonra hangi etkinliklerin, görevlerin, projelerin, toplantıların ve taahhütlerin bu listeye uyduğunu kontrol edin. Ayrıca günün başında veya geceleri ertesi gün için, birle üç arasında ‘en önemli görev’i belirleyin. Mükemmel gününüzü görselleştirin Bunun nedeni, bir mükemmel gün yaşamaya çalışmaktan çok, basit bir günün sizin için ne anlama geldiğini anlama. Bu tanım her insan için farklıdır; kimi çocuklarıyla ve ailesiyle vakit geçirmek, kimi hobisiyle ilgilenmek, kimi sadece işleriyle meşgul olmak, bir başkası arkadaşlarla buluşup alışveriş yapmak cevabını verebilir. Sizin için ne anlama geldiğini görselleştirmek için bir dakikanızı ayırın. Ekstra taahhütlere hayır deyin Artık mükemmel günününüz nasıl olduğunu, bunun yanı sıra önem ve öncelik sıralamanızı bildiğinize göre listenizde olmayan ve ideal gün şemanızın…
En Yeni Yatak Odası Trendleri
Yatak odanız sadece her gece uyuduğunuz bir alan değil. Aynı zamanda kişisel bir sığınak. Günün stresinden kaçmak, rahatlamak ve kendinizle baş başa kalıp dinlenmek için gittiğiniz yer. İşte son yatak odası trendleri de ilhamını tam buradan alıyor. Kişiliğimizi yansıtan, güzel, sakinleştirici, güvenli sığınaklar… İdeal yatak odasının tanımı aslında bu kadar basit. Ama hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da bazen küçük değişikliklerle zamana uygun güncellemeler yapmak gerekiyor. Tasarımcılar bu konuda ne düşünüyor diye merak ettik, en yeni yatak odası trendlerini sizin için derledik. Modern çiçekler Romantik tarzı estetik buluyorsanız bu yıl yükselişe geçen çiçek trendine bayılacaksınız. Üstelik bu muhtemelen gelip geçici bir moda olmayacak. Çiçekler bir şekilde her zaman popüler dekorasyon elemanları olmuştur; bu kolay kolay değişecek bir şey değil. Ama bu sene onları öncelikle yatak odalarında görmeye hazır olun. Odadaki koltuk/minder döşemelerinde, duvar kâğıdı olarak, nevresim takımlarında çiçeğe yönelin. Beyaz veya uçuk zeminler üzerine mavi, pembe, yeşil, sarı gibi canlı renklerin yer aldığı desenlerin daha popüler olduğunu da belirtelim. Sakinleştirici renkler Giderek daha fazla benimsenen bir tarz haline gelen yavaş yaşam; barındırdığı…
Birini Daha İyi Tanımak İçin Sorulacak 50 Soru
Başkalarına gerçek bir ilgiyle yaklaşmak, biriyle bağlantı kurmanın en hızlı yollarından biri. Üstelik bilim de arkadaşlıkların, sosyal bağlantıların bizi daha mutlu ettiğini, zihinsel sağlığımızı iyileştirebileceğini söylüyor. Peki birini daha iyi tanımak için ne yapmak lazım? Aşağıdaki sorular size yardımcı olabilir. Buzları kıracak 10 temel soru Belki ofiste yenisiniz, ilk randevunuzdasınız veya ilk kez bir buluşmaya gidiyorsunuz. Lafa nasıl başlayacağınızı bilemiyor olabilirsiniz ya da konuşmaya başladıktan sonra kendinizi tuhaf bir hissiyat içinde bulabilirsiniz. Şu sorular yükü hafifletmeye ve sohbeti ilerletmeye yardımcı olabilir: Senin için mükemmel tatil nasıl olur? Son zamanlarda önereceğin herhangi bir dizi veya film izledin mi? Denediğin ama bir daha asla yemeyeceğin yemek ne? Yapmak zorunda olduğun hiçbir işinin olmadığı bir hafta sonu için ideal planın nedir? En son okuduğun ve beğendiğin kitap veya yazı ne? Hiç yarışma veya bir ödül kazandın mı? Tarih boyunca dünyadaki herhangi biriyle akşam yemeği yiyebilecek olsaydın kim olurdu ve neden onu seçerdin? Bir süper gücün olsa ne olurdu? Yaşayan ya da yaşamayan hangi müzisyenin canlı performansını görmek isterdin? Duyduğun en sevimsiz şaka ne? Sohbeti derinleştirecek 10 soru …
Duygusal Yemeye Son!
Sakin kalmak, hayatın her alanında dengeyi bulmanın temel şartı. En azından hepimiz duygusal yemenin kilo kontrolü çabalarımızı nasıl sabote edebildiğini yaşayarak öğrenmişizdir. Vereceğimiz ipuçlarıyla bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. Bazen duygusal olarak zayıf, savunmasız hissettiğiniz noktadayken güçlü bir yemek yeme isteği belirir. Çözümü zor bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda, stresli veya sıkkın hissettiğinizde, rahatlamak için bilinçli veya bilinçsiz olarak yemeğe başvurursunuz. İşte bunun adı, duygusal yeme. Kilo kontrolü çabalarınızı sabote eden bu davranış, genellikle çok fazla yemeye, özellikle de yüksek kalorili, tatlı ve yağlı yiyeceklere yönelmeye yol açar. Ama hemen ümitsizliğe kapılmayın; çünkü duygusal yeme eğiliminiz varsa kontrolü yeniden kazanmak ve hedeflerinize doğru yeniden yola çıkmak için adımlar atabilirsiniz. Ruh hali-yemek yeme döngüsü nasıl işliyor? Duygusal yeme kabaca; stres, öfke, korku, sıkıntı, üzüntü, yalnızlık gibi olumsuz duyguları bastırmanın veya yatıştırmanın bir yolu olarak yemek yemek diye tanımlanıyor. Büyük sorunlar veya daha yaygın olarak günlük yaşamın güçlükleri, duygusal yemeye yol açan ve kilo kontrolü çabalarınızı kesintiye uğratan olumsuz duyguları tetikleyebiliyor. Bu tetikleyiciler genelde ilişki çatışmaları, iş hayatındaki stres faktörleri, tükenmişlik hissi, mali baskılar ve sağlık sorunları…
Kendinizi Sakinleştirmenin 12 Yolu
Hepimiz zaman zaman endişelenir, üzülürüz. Bu son derece normal bir durum. Ama ya endişe veya öfke sizi ele geçirirse yani sakinleşmeyi başaramazsanız? Bu yolda geliştireceğiniz birkaç strateji, çok işinize yarayabilir. Aşağıdaki taktikleri en kısa zamanda hayatınıza dahil etmeye çalışın. Nefes alın Nefes almak, öfke ve kaygıyı hızla azaltmak için bir numaralı ve en etkili teknik. Endişeli veya kızgın olduğumuzda hızlı, sığ nefesler alma eğiliminde oluruz. Bu beynimize bir mesaj göndererek, ‘savaş ya da kaç’ tepkimizi güçlendiren bir geri bildirim döngüsüne neden olur. Uzun, derin nefesler almak bu döngüyü bozar ve sakinleşmemize yardımcı olur. Kabul edin Endişeli veya kızgın olduğunuzu söylemekten çekinmeyin. Nasıl hissettiğinizi teşhis ettiğinizde ve bunu ifade etmek için kendinize izin verdiğinizde, yaşadığınız kaygı ve öfke azalabilir. Meydan okuyun Endişe veya kızgınlığın bir kısmının nedeni, mantıklı gelmeyen irrasyonel düşüncelere sahip olmaktır. Ama aslında bu düşünceler genellikle ‘en kötü durum senaryosu’dur. Kendinizi hayatınızdaki pek çok şeyi sabote etmenize neden olabilecek ‘eğer’ döngüsüne kapılmış bulabilirsiniz. Bu düşüncelerden birini yaşadığınızda durun ve kendinize şu soruları sorun: Bunun olma ihtimali var mı? Bu mantıklı bir düşünce mi?…
Gelelim Aşkın Faydalarına…
Aşkın tamamen kalbinizde geliştiğini hissediyor olabilirsiniz ama durum bu kadar basit değil. Gerçekte çoğu şey beynimizde meydana gelen değişikliklere bağlı. Bu kadar değil; aşkın genel sağlığımıza da olumlu etkileri bulunuyor. Hepsini anlatıyoruz. Aşk, artan nabız ve bir başka kişiyi arzulama duygularıyla birlikte geliyor. Bir de bilimsel olarak ifade edelim: Aşk, insanı sersemletici ve mutlu hissettiren bir dopamin ve norepinefrin akışına neden oluyor. Uzun süreli bir ilişkide beynimiz, çift olma bağını sağlayan oksitosin ve vazopressin salgılıyor. Ayrıca bağışıklığı güçlendirmek, ağrıyı dindirmek ve daha uzun yaşamaya yardımcı olmak gibi sağlık yararları olduğu düşünülüyor. Gelin, başa saralım: Birine âşık olduğunuzda biraz farklı hissetmeye başlarsınız. Sevdiğiniz kişiyle birlikteyken karşı konulamaz bir coşku duyar, etrafta yokken onu delice özler, arzularsınız. İşte bu hisler beyninizde bazı değişiklikler yaşandığı için oluşur. Âşık olmak, kendinizi dünyanın zirvesindeymişsiniz gibi iyi hissettiren kimyasalları harekete geçirir. Zaman geçtikçe bu duygular gelişir. O kanat çırpan kelebekler ve coşku kaybolabilirken, bağ kurma ve birlikte kalma dürtüsü artabilir. Peki neden? Aşkın beynimizi hem başlangıçta hem de uzun vadede nasıl etkilediğine bakalım… ‘Kalbim göğsümden fırlayacak’ dönemi Tipik olarak bir…