Açık fikirli biri olmanın faydalarından bahsettiğimiz önceki yazılarda, sosyal çevreyi ve iş hayatını bir de bu gözle mercek altına aldık. Üçüncü ve son derece önemli bir başka ayakta ise romantik ilişkilerimiz var. Gelin, şimdi de açık zihnin bu alandaki önemine bakalım…
Çoğumuz bu yollardan geçtik; bir ilk buluşma için hazırlandığınız ya da arkadaşlarınızla yeni bir romantik randevu hakkında konuştuğunuz zamanları hatırlamaya çalışın. Bu sırada, aklınızdaki listeyi tekrar tekrar gözden geçirdiğinizi fark etmişsinizdir: Boyu yeterince uzun mu? Acaba vücudu atletik mi? Ya benim kadar geliri yoksa? Entelektüel düzeyi ne âlemdedir? İlgi alanları benimkiyle çok alakasız olabilir mi?
Kendinizi bu düşünce zincirinde sıkışmış bulduğunuzda ve kafanızdaki ‘ya öyleyse’ listesini durup dinlenmeden gözden geçirmeye başladığınızda bir durun! Sizi tüm bu sorularınıza, içinizde hiç durmadan konuşup duran kendinize toptan bir cevap vermeye davet ediyoruz: E, ne olmuş yani?!
Gerçekçi Olma Zamanı
Kadın ya da erkek, fark etmez; aslında hepimiz genç yaşlardan itibaren kafamızda ideal eşimizin masalsı bir resmini çizmeye başlarız. Yıllar geçtikçe bu hayalin özelliklerinde kendimizinkine uyması için eklemeler-çıkarmalar yaparak değiştiririz ama temelde ilk kurduğumuz hayale olabildiğince bağlı kalırız. Ve elbette hepimizin beğendiği bir ‘tip’ ve bir sevgili/eş adayında çekici bulduğumuz belirli şeyler vardır.
Şimdi, sizi biraz üzmek pahasına gerçeklerden konuşmanın vakti geldi: Zihninizde yarattığınız beyaz atlı prens veya masallara layık prensesten biraz bile uzaklaşmaya istekli değilseniz, çok büyük bir ihtimalle hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Herkesin beklentilerimizi karşılayamayacağı hayatın bir gerçeği, özellikle de çıtayı epey yükseğe koyduysanız! Bu nedenle, flört ederken, bir romantik ilişkiye adım atarken her adayla açık fikirli bir şekilde tanışmanız önemli. Elbette bir ilişkinin önemli yönlerinden ödün vermeniz gerektiğini söylemiyoruz. Tabii ki karşınızdaki kişiyi çekici bulmanız ve aynı hayalleri paylaşmanız gerekir,buna şüphe yok. Söylemek istediğimiz şey, bunun bir market alışverişi ya da siparişle gelen ürün olmadığı. Sırf evdeki listenize uymadığı için birini hiç tanımaya çalışmadan geri çevirmemeniz gerektiği.
Bir de ‘Tipiniz’ Olmayan Birini Bulun
Eğer yıllardır aynı ‘tip’ insanın peşinden koşuyorsanız ama sonuç olarak aşkta şansınız yaver gitmiyorsa, belki de hayalinizdeki flört profilini güncellemenin vakti gelmiştir. Bir romantik ilişkiye başlarken daha esnek ve açık fikirli olmak, hatta bugüne kadar sadece bir dizi toksik ilişki yaşadıysanız belki de o tipik ‘tipinizden’ uzak durmak, sizin için aşkı bulmanın anahtarı olabilir.
Aslında tüm deneyimlerimizden çıkarmamız gereken tek bir ders varsa, o da hayatın yanlarına ‘tik’ atılacak bir listeden ibaret olmadığı, her şeyin plana göre gitmediği, bazen büyümemiz ve şartlara uyum sağlamamız gerektiğ. Aşk ve romantizm dünyasına da bu şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Hayat, bütün ömrü tek başına ve ‘mükemmel’ partneri arayarak geçirmek için çok kısa.
Ve kabul edelim ki hiç kimse mükemmel değil ve hepimizi eşsiz kılan da bu! Bu yüzden bir dahaki sefere birinin profiline baktığınızda ya da size biri hakkında “Yani muhteşem biri ama…” dendiğinde biraz daha açık fikirli olun. Bu farklılıkların bütün gemileri yakmaya yeterli olup olmadığına karar verin. Eğer değilse zihninizi açık tuttuğunuz o randevulara gidin. Bugüne kadar aradığınızı hiç bilmediğiniz yepyeni bir şey bile bulabilirsiniz!