Şehre dönmek demek, şehrin koşturmacadan başka hiçbir şeye izin vermeyen o deli temposuna da dönmek demek. Bu öyle bir tempo ki, en yakınımızdaki kişiyi ihmal etmemize, nihayetinde aradaki bağların büyük yara almasına kadar giden olumsuz sonuçları oluyor. Ama yeni bir araştırmaya göre çok basit bir teknikle akışı tersine çevirmek mümkün.
İnsanların eşlerine duyduğu tutku ve sevginin zamanla azalabildiğini hepimiz biliyoruz. Ama bazen bunu daha da öne çeken hayatlar yaşadığımız bir gerçek. Özellikle modern şehir yaşamının, eşlerin birbirine yeteri kadar zaman ayırmasına izin vermeyen temposu, bağların hızla zayıflamasına neden olabiliyor.
Oysa yeni araştırmaya göre bu durumu tersine çevirmenin çok çok kolay bir yolu var: Eşinizin fotoğraflarına bakmak! Evet, yanlış okumadınız; Sandra J. E. Langeslag ve Kruti Surti imzalı araştırmadan çıkan sonuç, bu uygulaması çok basit işlemin sevgiyi güçlendirebileceği ve evlilikte tatmini artırabileceği yönünde. Önerilen şey, eşinize karşı sevgi duygularını artırmak için bunu düzenli uygulamak. Örneğin, bilgisayarınızda onun fotoğraflarından oluşan bir seçkiyi ya da slayt gösterisini duvar kâğıdı yapmak.
O zaman, filmi biraz başa sararak ilerleyelim. Evlilikte çiftler arasındaki aşk, çok çeşitli nedenlerle zarar görüp tükenebilir. Yapılan seçimden pişmanlık duymaktan başka insanlarla karşılaştırıp durmaya, benzer çevrelere sahip olmaktan birlikte geçirilen vakitte iki tarafın da zevk aldığı aktiviteler bulamamaya kadar uzanan geniş bir yelpazeden söz ediyoruz. Bu tür durumlarda en önemli soru şu oluyor: Azalan tutku yüzünden dağılma sürecine giren bir evliliği kurtarmanın, başlangıçtaki aşk duygularını yeniden harekete geçirmenin ya da azalan sevgiyi artırmanın basit yolları olabilir mi?
İşte yukarıda bahsettiğimiz araştırma, bu basit yolların en iyisini bulduğu için son derece ilgi çekici. Araştırma spesifik olarak, “Eşin resimlerine bakmak, âşık olmayı, bağlılığı ve evlilikten duyulan tatmini artırmanın etkili bir yolu gibi görünüyor” diyor.
Çarpıcı araştırmanın ayrıntıları
Gelelim çalışmanın detaylarına… 25 evli kişi (18’i kadın) ve 24 karşı cinsten bir eşin katıldığı araştırmada ortalama yaş 34’tü (22-57 yaş). Katılımcıların romantik ilişkilerinin ortalama süresi 10 yıl (2-38 yıl), ortalama evlilik süresi ise 7 yıldı. Çalışmada katılımcılardan eşlerinin 50 fotoğrafını vermeleri istendi. Bunlar 25’li setlere ayrıldı. Araştırmacılar ayrıca 25 rastgele fotoğraf (örneğin gazete okuyan veya bilgisayarla çalışan insanlar), bir de yine 25’li setlere ayrılan ve güzel duygular uyandıran 50 fotoğraf (örneğin gülümseyen veya bir hayvanı okşayan insanlar) seçti.
Başlangıçta, katılımcılar eşleri ve ilişkileriyle ilgili, kendilerini ne kadar bağlı ve tutkulu hissettikleri gibi soruları cevapladılar. Daha sonra bu hislerin yoğunluğunu değerlendiren âşık olma ve bağlanma ölçeklerini, evlilik tatminini değerlendiren çift uyum ölçeğini ve aşk düzenlemesine ilişkin algıları değerlendiren aşk kontrol anketini tamamladılar. Ardından yukarıda detaylarını verdiğimiz fotoğraflara bakarken, beyninizin elektriksel aktivitesini ölçen nörolojik bir test olan elektroensefalogramları (EEG) çekildi.
Verilerin analizi, katılımcıların eşlerinin resimlerine baktıktan sonra güzel duygular uyandıran veya rastgele fotoğraflara kıyasla daha tutkuyla âşık, bağlı ve evliliklerinden daha fazla memnun hissettiklerini gösterdi. Gözden geçirilen bulgular, yabancıların rastgele veya hoş resimlerine bakmakla karşılaştırıldığında, eşlerin fotoğraflarına bakmanın aşk, bağlılık ve evlilik tatmini duygularını artırma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdi.
Peki bu kolay tekniği yaşamınızda nasıl uygulayabilirsiniz? İşte birkaç öneri:
- Eşinizin favori karelerini (örneğin doğum günü veya düğün fotoğrafları) cüzdanınızda saklayın.
- Eşinizin birkaç fotoğrafını çerçeveleyin ve ofis masanızın üzerine koyun.
- Eşinizin fotoğraflarını bilgisayarınızda duvar kâğıdı veya ekran koruyucu olarak kullanın.
- Telefonunuzun arka planını eşinizin, ortak anınızın olduğu (mesela ilk randevularınızdan biri) bir gününden bir fotoğrafıyla kaplayın.