Şu sıralar hepimiz özellikle deprem bölgesindeki çocuklarımızın sakin kalabilmesi için neler yapılması gerektiği üzerine kafa yoruyoruz. Onların kendini ifade etmek için çok sık başvurduğu yollardan biri olan resimler, bu dönemde çok daha önemli işaretler içeriyor.
Kendini ifade etmede kullanılan en önemli iletişim araçlarından biri de resim yapmak. Çocuklar içinde bulundukları durumu, anı ve hakikati yetişkinlere oranla daha net, güçlü ve cesur ifade edebiliyorlar. Bu cesaret, onların travma sonrası durumu algılama ve kabullenme sürecini hızlandırıyor. Ancak çocuk ve ergenlerle çalışırken kullanılan projektif resim testlerinin travma dönemlerinde daha dikkatle ele alınması gerekiyor. İletişim danışmanı ve sanat terapisi uygulayıcısı Tüge Sungay, “Çocuklara, deprem anını resmet, bir ev çiz, aile resmi çiz gibi yönlendirici yaklaşımlardan kaçınmalıyız. O ne zaman ve ne çizmek isterse onu çizmeli. Örneğin, bölgedeki çocukların literatürdeki renkleri çok farklı anlamlarda kullandıkları görülecektir. O nedenle kalıplanmış uygulamalar, varsayımlar, kurgulardan kaçınmak ve çizilen resmi, onu yapan çocukla değerlendirmek önemlidir. Müdahalesiz ortamda resim yoluyla elde edilen bilgiler, sözlü iletişim yoluyla çocuktan edinilen bilgilerle bir araya getirilmelidir. Resim yapma süreci ve sonrasında resim üzerine yapılacak sohbet, çocuğun kaygılarını azaltan en önemli adımlardan biridir” diyor.
Yapılan resmi çocuktan bağımsız yorumlamamak gerekiyor
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve 10 ili kapsayan afet sonrası, en hassas grubun çocuklar olduğunun altını çizen Tüge Sungay, özellikle travma dönemlerinde çocukların kâğıt ve kalemle ilişkisine müdahale edilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ancak bir de uyarısı var; bu alandaki klasik yöntemlerden bir süreliğine uzaklaşılması gerektiğini belirtiyor: “Aile çiz, bir insan çiz testleri çocuk ve ergenlerde sıkça kullanılan projektif yöntemlerdendir ancak halen deprem bölgesinde yaşayan, çadır ve konteynır gibi geçici konutlarda kalan çocuklar dikkate alınarak yönerge içeren bu yöntemlerden özellikle bir süreliğine uzak durulması önerilmektedir.”
Sungay’a göre çocukların yaptığı resimleri yorumlarken de dikkat edilmesi gereken noktalar var: “Sanat terapisinin önemli bir kolu olan resim, sözsüz iletişimin en güçlü aracıdır. Çocuk resimlerindeki renkler ve semboller çocuğun iç dünyasının birer yansımasıdır, kişiye özel ve kendine özgüdür. Çizilen figürler, kullanılan renk ve semboller içinde bulunduğu ana göre değiştiğinden çocuktan belli aralıklarla ve farklı zamanlarda resim çizmesi istenebilir. Sanat terapisi uygulamalarında literatürde yer alan renk ve sembollere takılmadan değerlendirme yapılmalı, çocuğun kullandığı renk ve semboller onun penceresinden ele alınmalıdır. En büyük hata, yapılan resmin çocuktan bağımsız değerlendirilmesi, yorumlanması olacaktır. Resim yoluyla elde edilen bilgiler, sözlü iletişim yoluyla çocuktan edinilen bilgilerle bir araya getirilmelidir. Sanat terapisi sonrası çocuk ve ailesi, uygun görülen durumlarda konusunun uzmanı bir psikiyatr ya da psikoloğa yönlendirilmelidir.”
Neyi, hangi renkle, hangi sıra ve nasıl bir tutumla yapıyor?
“Çocuğun duygularını tanıması ve ifade etmesi, onu resmetmesiyle başlar” diyen iletişim danışmanı ve sanat terapisi uygulayıcısı Tüge Sungay, gözden kaçırılmaması gereken diğer detayları da şöyle sıralıyor: “Korkusunu, kaygısını, özlemini, hayal kırıklığını ve öfkesini tanıma, anlamlandırma hatta bu duygularla başa çıkma süreci bu aşamada ortaya çıkar. ‘Beni hiçbir şey korkutmuyor’ gibi değinmek istemediği duygular, ‘Umurumda değil” gibi kaygısızlık ifadeleri, ‘Çok korkuyorum, çok özlüyorum’ gibi ısrarla üzerine durduğu kavramlar, bu kavramların temsil ettiği sembol ve renkler ve hatta bunları resmederken izlediği sıra ve tutumlar, çocuğun iç dünyasının birer dışavurumudur ve her biri çok kıymetlidir.”
Resim yoluyla sanat terapisi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler
- Müdahalesiz bir ortam yaratın.
- Yönergelerden uzak durun.
- O resim çizerken bir sorunuz olursa resmin bitmesini bekleyin.
- Ona kalem-kâğıtla baş başa ve özgür olduğunu hissettirin.
- Onunla birlikte mümkünse siz de resim yapın.
- Resmin çocuktan bağımsız değerlendirilmesi ve yorumlanmasından sakının.
- Ondan yaptığı resmi anlatmasını isteyin.
- Kabul ederse can kulağıyla dinleyin, not alın.
- Resim sonrası akıl vermeyin, yargılamayın, tavsiyede bulunmayın.
- Çocuğun yaptığı resimleri onun izni olmadan başkasıyla paylaşmayın.