Uykuya daldığımızda bilincimize ne olur? Yeni çalışma, en büyük bilimsel gizemlerden birini çözebilir.
Yüzlerce yıllık zor soruya bu kez Finlandiyalı bilim insanları al attı. Turku Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan bilincinin arkasındaki doğal mekanizmaları ve bunun, insanların uyku sırasında nasıl tepki verdiğiyle bağlantısını ilk kez ortaya çıkaran iki deney yaptı. Bir çalışma, tıbbi olarak anestezi uygulanan kişilerin beyin aktivitelerini incelerken, diğeri deneklerin doğal uyku sürecinde ve uyandıktan sonra nasıl tepki verdiklerine baktı.
Beyin görüntüleme teknolojisini kullanan uzmanlar katılımcılara ayrıca uyandıklarında bir dizi soru sordular. Bu sorular, çevresinin farkında olup olmadığı ya da hayallerinden herhangi birini hatırlayıp hatırlamadığı gibi konuları içeriyordu.
Elde önceki araştırmalardan çıkan ortak sonuçlar vardı. Buna göre tepkisizlik, kişinin çevresinden habersiz ve mutlaka bilinçsiz olduğu anlamına gelmiyor. Tepki vermeyen bir kişi yine de çevresinin farkında olabilir ya da tepki veren biri yine de iç dünyasına dönüp ‘bağlantısını kesmiş’ olabilir.
Anestezinin doğası
Yeni çalışmada uzmanlar ‘bağlı’ ve ‘bağlantısız’ bilinç durumlarına bakarak beyin aktivitesindeki ‘duruma özgü’ kalıpları belirlemek istediler. Ayrıca farklı ilaç dozlarını ve farklı uyku aşamalarını karşılaştırarak anestezi ve uykunun genel etkilerini keşfetmeyi amaçladılar.
Beyinde insan bilinciyle bağlantılı ağlar aradılar. Bir PET (beynin nasıl çalıştığını görüntüleyen bir test) taramasıyla yetişkin erkeklerin uykuya dalarken ve anestezi altındaki beyin aktivitelerini ölçtüler.
Deney ortasında hastaları uyandırarak bağlantı durumlarını veya çevrelerinden ne kadar haberdar olduklarını sorguladılar. Beynin derinliklerinde birkaç alanı birbirine bağlayan önemli bir ağa bağlılıktaki değişiklikleri keşfettiler.
Denekler bağlılığını kaybettiğinde beynin ilgili bölgelerinde daha az kan akışı oluyor, bilinçlerini geri kazandıklarında kan akışı artıyordu. Bu durum hem uyku hem de anestezi için geçerliydi ve değişikliklerin uyku veya ilaç etkisinden çok bağlılığa karşılık geldiğini düşündürdü.
Son noktayı ekipten Annalotta Scheinin koydu: “Bu sonuçlar anestezi durumunun doğasını anlamamıza önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Yaygın bir inanışın aksine, başarılı bir genel anestezi için tam bir bilinç kaybına gerek yok. Hastanın deneyimlerini ameliyathanede olup bitenlerden ayırmak yeterli” diye açıklıyor.
Özeti şu: Artık ameliyathanelerde de yeni gelişmelere hazır olun!