Bazen ilişkilerde kendi kendimizi sabote ederiz. Bunu neden yaptığımızı bilmeden, bazı anlarda yaptığımızın hata olduğunu bilerek, üstelik tam da uzun sürsün isterken, aşkı elimizden kaçırırız. Ama kaçınmanız gereken 8 kusurlu hareketi bilirseniz ilişkinize yaklaşma şeklinizi düzenleyip gidişi tersine çevirebilirsiniz.
-
Akıl oyunları oynamayın
İşte ilişkiyi içeriden çürüten bir düşman! Her şeyden önce bilmeniz gereken bir şey var: Karşınızdaki insan sizinle birlikte olmak istiyor, ‘üstünlük’ kazanmak için yarattığınız bir imajla değil. Böyle davranarak var olan ilişkiyi bitirmek bir yana, çoğu zaman ilişkinin hiç başlamamasına bile neden olabilirsiniz. Bu akıl oyunları türlerinin en yaygın görülenlerinden biri, sürekli karşınızdakinin sınırlarını test etmek.
Bir diğeri, ilişkinin başında araya kasıtlı olarak mesafe koymak. Bu durum, erkenden istekli olmaktan daha tercih edilebilir bir davranış gibi görünebilir ama yine de temelde ilişkiyi bir yarışma gibi konumladığından uzak durmalısınız. Çünkü unutmayın ki bir yarışma hızla bir mücadeleye dönüşebilir. Umursamıyormuş gibi davranmak, ilişkinin fazla zor bir iş gibi hissedilmesine ve nihayetinde diğer kişinin sizinle ilgilenmeyi bırakmasına neden olabilecek riskli bir oyun.
Karşı tarafa karışık mesajlar göndermek de bir başka sorun yaratan akıl oyunu. Bir gün gerçekten sevecen ve istekli, ertesi gün ise sıkılmış ve ilgisiz görünüyorsanız ve bunu bir taktik olarak yapıyorsanız hemen vazgeçin! Bazı insanlar bunu daha heyecan verici bulabilir ama çoğu insan sizinle hangi noktada olduğunu asla bilemeyeceğinden kaçar.
Son olarak, son dönemde sıkça duyduğumuz bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemi olan gaslighting’e geliyoruz. Birine akıl oyunları oynamak, bunun sonucunda kafası karışmış veya üzgün göründüklerinde de onlara sorunlu bir kişiymiş gibi davranmak diye özetleyebiliriz. 1944 tarihli ‘Gaslight’ (Işıklar Sönerken) filmini izlerseniz, bu terimin nereden geldiğini daha iyi anlayabilirsiniz.
-
Kıskandırmaya çalışmayın
Aslında bu da bir akıl oyunu ama kendi başına bir bölüm oluşturacak kadar yaygın görülen ve önemli bir davranış bozukluğu. Partnerinizi kıskandırmaya çalışmak, kendinizi güvenilmez gösterdiğiniz için ilişkinizi mahvedebilir. Karşınızdaki kişi sizi ya sadakatsiz ya da sizi manipülatif biri olarak görür ve sonuç olarak her iki durumda da ilişkinizi dinamitlemiş olursunuz. Üstelik bu etkiler her zaman sıcağı sıcağına görülmeyebilir. Kıskandırmaya çalıştığınız kişinin kızgınlığı alevlenmeye devam edip yıllar sonra bile ilişkiye zarar verebilir. Uzun vadeli bir ilişki istiyorsanız davranışlarınızın uzun vadeli etkilerini de göz önünde bulundurmanız gerekir.
-
Çok uğraşmayın
Söyleyeceğimiz şey bir paradoks gibi görünebilir ama elde edilmesi zoru oynamak, aslında çok uğraşmanın bir şeklidir. Özellikle ilişki başında karşınızdakini aşırı dikkat, şefkat ve onayla sarıp sarmalayabilir, yani onu aşkınızla bombalayabilirsiniz. Pek çok tarikat savunmasız insanları kendine bağlamak için bu taktiği kullanır; birdenbire gösterdiği inanılmaz ilgiyle onun ayaklarını yerden keser. Ama bu durum bir soruna yol açar: Karşınızdaki kişiyi hızla kendinize bağlayabilirsiniz ancak şimdi sizden her zaman bu düzeyde bir ilgi bekleyecektir. Azıcık azaldığı an bile, ilişkinin bittiğini hissedip vazgeçmek isteyebilir. İlişkinizin, sizin ve partnerinizin hayatının önemli bir parçası olması gerekir ancak her ikinizin de hayattaki varoluş nedeninin tamamını bu oluşturamaz. Hayatınızda başka kişilere ve şeylere de daima yer olmalı.
-
Fazla sorgulamayın
“Ne düşünüyorsun?”, “Neden gülümsemedin?”, “Nereden geliyorsun?”… Ona asla sorgulama yapan bir polis gibi davranmayın. Her konunun ciddiyetle ‘araştırılması’ ve saatlerce ‘didik didik edilmesi’ gerekmiyor. Kimse gözaltına alınmış gibi hissetmekten hoşlanmaz. Bu hiç eğlenceli bir durum değildir ve evet, bir ilişkinin sağlığı için eğlence çok önemlidir. Ne hakkında konuşmayacağını bilen çiftlerde mutlu olma eğilimi daha yüksektir. Elbette birbirinizin duygu durumundan, his dünyasından, ne yapıp ettiğinden haberdar olmalısınız ama özgürlük, kendiliğindenlik ve eğlence ilişkiyi asıl ayakta tutan şeylerdir. Aşırı sorgulama hali, genellikle duygusal güvensizlikten kaynaklanır, bu da ilişkiye zarar verebilir.
-
Yapışık biri olmayın
Güvensizlik çoğu ilişkideki en büyük sorun. Ama bu güvensizlikten kaynaklanan, partnerinize ‘yapışma’ hali, geri tepebiliyor. Araştırmalara göre reddedilme beklentisi genellikle kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet, yani sonunda korktuğumuz reddedilmeyi üretebiliyor. Sonuçta sürekli sizden şüphe eden birine bağlılık hissetmek çok zor. Güvensizliğiniz ilişkide olduğunuzu kişiye çepeçevre sarıldığını, kısıtlandığını, ‘nefes alamadığını’ hissettiriyorsa kaçıp gitmek istemesine şaşıramazsınız. Ona yer açın. Unutmayın, hayatımızın hiçbir alanında yüzde 100 güvenlik talep edemeyiz ve bunu yapmamayı öğrenmek gerçek bir gelişim adımıdır.
-
Değiştirmeye çalışmayın
Sağlıklı bir ilişkide insanlar birbirlerinin gelişmesine yardımcı olur ve zaman içinde hepimiz doğal olarak değişimler geçiririz. Ancak partnerinizi beklentilerinize uyacak şekilde hızla ve kontrolü ele alarak şekillendirmeye çalışmak, kişinin kendisini zorbalığa uğramış hissetmesine neden olabilir. Çünkü bunun altında yatan, dile getirilmemiş mesaj şudur: Sen olduğun halinle o kadar da iyi değilsin! Eşiniz, yaptığı her şey ‘yanlış’ olduğu için ona değer vermediğinizi hissetmeye başlarsa, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ona olduğu haline değer veren kişilerle zaman geçirmeyi tercih edebilir. Sık ve yoğun eleştiri, ilişkilerdeki en toksik davranışlardan ve bozulmanın en büyük sebeplerinden biridir. Yani niyet iyi bile olsa, sonuç kesinlikle değildir.
-
Savunmacı olmayın
‘Yanlış’ bir şey söyleyebileceğinden veya söylediği bir şeyin amaçladığından farklı anlaşılabileceğinden korkan biri sizinle birlikteyken rahat edemez. Karşınızdaki sadece kibarca bir eleştiri dile getirirken ya da son derece tarafsız bir şey söylediğinde bile savunmaya geçip güçlü tepkiler verirseniz, bunun karşıdaki kişiye iyi hissettirmesini bekleyemezsiniz. Bu, sürekli tekrar ettiğinde aranızdaki bağlantı duygusunu yok eder. Tek istediği sizinle konuşmak olan birini buna pişman etmekten vazgeçin.
Kaynaklar:
- sagepub.com/doi/10.1111/j.1467-9280.2007.01897.x
- usu.edu/files-ou/publications/newsletter/FC_Relationships_2011-04pr.pdf
- ist.psu.edu/viewdoc/download?doi=10.1.1.464.5766&rep=rep1&type=pdf
- co.uk/love/what-happy-couples-know.html
- apa.org/buy/1998-10511-019
- com/blog/c-is-for-contempt-criticism