İyi Kararlar Nasıl Alınır?
Kariyerinizde veya özel hayatınızda verdiğiniz kararlar, başarılı ve mutlu olma yolunda büyük önem taşıyor. Hayatınız boyunca ne kadar çok karar vermek zorunda kaldığınızı düşünmek canınızı sıkabilir. Peki bu alandaki becerilerinizi geliştirmek için farklı stratejiler öğrenerek işinizi biraz daha kolaylaştırmaya ne dersiniz? 1. Hedeflerinizi bilin * Bir durumun arzu edilen sonucunu iyi anlamak, geriye doğru çalışmanıza ve bu sonuca ulaşmak için adımlar atmanıza yardımcı olabilir. * Bir hedef, neyi başarmayı umduğunuzu dikkate alarak geleceği öngörmeli. Hedefinize ulaşmak için çalışmaya başlamadan önce ne istediğinizi ifade etmek çok önemli bir ilk adım. Bu faktörleri aklınızda tutmanız, bu hedeflere ulaşmak için en iyi planı formüle etmenize yardımcı olacaktır. * Amaç ve hedeflerinizin daha büyük planlarınıza nasıl uyduğunu düşünün. Örneğin, yeni bir kariyer fırsatı için mevcut işinizden ayrılıp ayrılmamayı düşünüyorsanız, kendinize uzun vadeli kariyer hedeflerinizin ne olduğunu sorun. Yeni bir işin bu uzun vadeli hedeflere ulaşmanıza nasıl yardımcı olabileceğini veya engelleme ihtimali olup olmadığını aklınızdan geçirin. Ayrıca hayatınızın tüm yönlerini göz önünde bulundurmanız gerektiğini de unutmayın; örneğin, mesleki hedeflerinizin kişisel hedeflerinizi nasıl etkileyebileceğini ve bunun tersini sorgulayın. Sizin için…
Hızlı ve Etkili Karar Verebilmek için 8 Adımlık Rehber
Madem sözü yeni yıl kararlarından açtık, işin biraz daha derinine inmemizde sakınca yok. Her zaman ‘doğru’ karar vermenin basit bir formülü bulunmuyor ama atacağınız birkaç basit adımla riskleri en aza indirmek mümkün. Buyurun aşağıya… Başlamadan önce… Bilinçli bir karar vermek için yapmanız gereken seçimi iyi anladığınızdan emin olun: Neden bir karar verilmesi gerekiyor? Seçenekleriniz neler? Her seçeneğin en kötü senaryosunu belirleyin. Böylece her sonuca hazırlıklı olursunuz. Ayrıca mümkünse bir yedek plan da hazırlamaya çalışın. Her bir seçimin olası sonuçlarını anlamak için tüm alternatiflerinizi dikkatlice tartın. En fazla düşünmeniz gereken soru şu: Kararınızdan kimler etkilenecek? Durumu iyice araştırın Durumu iyi bilmek, net karar verme yolunda size en fazla yardımcı olacak şey. Karar verme kaygısı, karşı karşıya olduğunuz canavarı, yani yapmanız gereken seçimi net bir şekilde anlamamaktan kaynaklanabilir. Vermeniz gereken kararı düşünün ve neden verilmesi gerektiğini anladığınızdan emin olun: Bir seçim yapmazsanız ne olacak? Hangi hedefe ulaşmaya çalışıyorsunuz? Net bir hedef belirlemek, bu hedefe ulaşmak için izlenecek en iyi yolu belirlemenize yardımcı olabilir. Kendinize sorunun bir karar vermekle çözülüp çözülmeyeceğini ya da daha büyük bir sorunun…
İnsülin Direncini Kırmanın 6 Etkili Yolu
40-50 yaş aralığındaki kişilerin yüzde 40’ında görülüyor. Diyabete ve kalp damar hastalıklarına yol açıyor. Ve maalesef içinde bulunduğumuz hayat şartları nedeniyle giderek yaygınlaşıyor. İnsülin direncinden söz ediyoruz. Çarelerden birinin yine iyi uyku olduğu insülin direncini kırmanın 6 etkili yolu yazımızda… Sık acıkma, sürekli tatlı yeme isteği, tansiyon yüksekliği, yemek sonrası uyku basması… Günümüzde gittikçe yaygınlaşan insülin direnci sorununun belirtilerinden birkaçı bunlar. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ender Arıkan, ülkemizde çok sık rastlanan ve sağlıksız yaşam tarzının da etkisiyle artık genç yaşlarda da kapıyı çalan insülin direncinin, özellikle 40-50 yaş grubundaki bireylerin yüzde 40’ında görüldüğünü söylüyor. Peki görülme sıklığı neden artıyor? Prof. Dr. Arıkan, son yıllarda sağlıksız beslenme alışkanlığı ve hareketsiz yaşam tarzı derken vücutta yağ dokusunun arttığını, bu yağlardan salgılanan zararlı kimyasal maddelerin kanda şeker oranını düzenleyen insülin hormonunun etkisini bozduğunu ve insülin direncine yol açtığını belirtiyor. “Çok ciddi bir sağlık sorunu olan insülin direnci, tedavi edilmediği takdirde diyabet ve kalp ve damar hastalıkları gibi hayati riske yol açabilen hastalıklara zemin hazırlıyor. İnsülin direnci sendromunda ilaç tedavisinin mutlaka yaşam…
Beden Diliniz Sizi Nasıl Ele Veriyor?
Konuşmanın en etkili ifade biçimimiz olduğunu düşünebiliriz ancak araştırmalar beden dilinin her türlü ilişkimizde sandığımızdan çok daha büyük bir rol oynayabileceğini gösteriyor. O yüzden, kendiniz hakkında bilmediklerinizi öğrenmek isterseniz bu yazıyı mutlaka okuyun. Özel hayatımızda ya da iş dünyasında kurduğumuz ilişkilerde bazen gizli bir gerilim ya da neden olduğunu çözemediğimiz yanlış anlamalarla karşılaşabiliriz. Acaba neden? Bilimsel bir araştırma, hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız şeyleri ifade etmek söz konusu olduğunda, iletişimimizin yüzde 55’inin beden dili aracılığıyla iletildiğini; seçtiğimiz kelimelerin ve ses tonumuzun sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 38’lik paya sahip olduğunu söylüyor. Aynı alanda yapılmış başka araştırmalar da sözel olmayan davranışların, iletişimimizin yüzde 70’ine kadarını oluşturabileceğini belirtmekte. Hareket etme şeklimizin farkında olduğumuzda, beden dili, karşınızdakini sıcak bir gülümsemeyle baktığımızda veya birini sevdiğimizi ya da özlediğimizi hissettirmek için kollarımızı açtığımızda olduğu gibi, meramımızı anlatmamıza yardımcı olabilir. Ama farkında olmadığımızda, hissettiklerimiz veya düşündüklerimizle uyuşmayan sinyaller göndermemiz mümkün. Bir dahaki sefere biriyle konuşurken, aşağıdaki beden dillerinden herhangi birini kullanıp kullanmadığınızın farkına varabilmek için bir dakikanızı ayırın. Tüm bu durumların istisnaları olsa da bazı etkileşimleriniz sırasında faydasını göreceğiniz kesin. Kaşları Çatmak,…
Gürültü Renkleri ve Hayata Etkileri
Yanlış yazmadık; seslerin de renkleri ve gerçekten yapıp ettiklerimize doğrudan etkileri var. Beyaz gürültüyü duymuşsunuzdur ama biz size diğerlerini de anlatmak istiyoruz. Uyumak mı istiyorsunuz? Pembe gürültüyü deneyin. Odaklanmanız mı gerekiyor? Kahverengi en uygunu olabilir. Gelin, detaylara bakalım… Gürültü dünyanın en rahatsız edici şeylerinden biri olabilir. Dikkatinizi yaptığınız işe vermenizi zorlaştırabilir, uykunuzu bölebilir, sizi kötü bir ruh haline sokabilir, stres seviyenizi artırabilir. Ama her gürültü sorun teşkil etmiyor işte. Farklı ‘renklerdeki’ gürültüler kendinizi daha iyi hissetmenize ve daha verimli çalışmanıza yardımcı olabiliyor. Pembe, yeşil, kahverengi, beyaz ve diğer gürültü türlerine maruz kalmanın yararları hakkındaki videolar ve sosyal medya yayınlarının şu sıralar yükselişte olmasının nedeni işte tam da bu… ABD’deki Carnegie Mellon Üniversitesi’nin Nörobilim Enstitüsü’nü yöneten Barbara Shinn-Cunningham, “Gürültü renkleri diğerlerine göre farklı frekansları vurguluyor; her biri ses spektrumunun farklı kısımlarında enerjiye sahipler” diye açıklıyor. “Hepsinin diğer sesleri daha az algılanabilir hale getiren bir özelliği var. Ana etkileri, dikkatinizi dağıtacak veya tehlikeye atacak beklenmedik ya da rahatsız edici sesleri bastırmak.” ABD, Longwood Üniversitesi’nden sinirbilimci Catherine Franssen da, “Dikkat dağıtıcı sesleri maskelemek veya gizlemek için bu…
Hangi Burç Nasıl Uyuyor?
Astrolojiyle biraz olsun ilgiliyseniz, bilinçsiz anlarımızın bile burçlarımızla ilişkili özellikleri olduğunu düşünüyorsunuzdur. Hem sağlama yapması bedava; astrologların, burcunuzun nasıl uyuduğuna dair tespitlerini okuyup doğruluğunu test edin. Hem belki uykunuzu nasıl mükemmelleştirebileceğinizi öğrenmenin yolu da buradan geçiyordur… Hepimizin uykuyu yakalamak için tercih ettiği bazı yollar var. Peki burcunuzun da bu konuda söyleyecek bir şeyleri olabileceğini hiç düşündünüz mü? Astrologlara göre her burcun uykuda rahatlık bulmaya dair geliştirdiği kendine özgü yolları var. O halde astroloji dünyasına dalalım ve her bir burç için ideal uyku pozisyonlarını keşfedelim… KOÇ Ateşli ve maceracı bir burç olan Koç, özgür ruhunu uykusuna da yansıtır. Çoğu zaman kendilerini huzursuz bir gezgin gibi farklı uyku pozisyonlarını denerken, savrulup dururken bulurlar. Genellikle kollarını, bacaklarını sınırsız uzatıp yatağı kaplarlar. Sanki rüyalarında dünyayı fethedecekmiş gibidirler. Bu uyku pozisyonu onların cesur ve maceracı doğasını yansıtır. BOĞA Rahatına düşkünlüğüyle tanınan Boğa, huzurlu bir uyku ortamı ister. Genellikle yan veya cenin pozisyonunda uyumayı tercih ederler; bu da onlara güvenlik ve rahatlama hissi verir. Fiziksel duyularına derinden bağlı olan bu burç, rahat ve sakin bir uykuda teselli arar. İKİZLER Aktif…
Bel Sağlığını Etkileyen 10 Hatalı Alışkanlık
Soğuyan hava pek çok hastalığa davetiye çıkarmasının yanı sıra omurga sağlığımızı da tehdit ediyor. Ve konu omurga olunca iş hızla yatağa da geliyor. En iyi bildiğimiz düşmandan başlayarak bel sağlığını tehdit eden 10 hatalı alışkanlığı sıralıyoruz. Giderek soğuyan hava, hareketsiz yaşam tarzı, masa başında geçirdiğimiz uzun saatler, spor yaparken bedenimizi fazla zorlamamız ve daha pek çok hatalı alışkanlık; bel ağrısı, tutulmalar ve bunlara bağlı olarak hareket kısıtlılığına neden olabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Murat Hamit Aytar’ın ifadesine göre ülkemizde her 10 kişiden 8’i hayatında en az bir kez bel ağrısı sorunu yaşıyor. “Omurgamızın hareketli kısmının en altında kalan, yük binen taşıyıcı kısmı olan belimiz konumu itibariyle ağır yük, hatalı hareketler, travmalarla alışkanlıkların getirdiği birçok olumsuz duruma maruz kalarak yıpranıyor ve sorunlu hale gelebiliyor” diyerek anlatıyor Doç. Dr. Aytar: “Omurlarımız arasında yer alan kıkırdak yapılı disklerimize bağlı oluşan dejenerasyon ve yıpranma, bel ağrısı ile tutulmalara yol açabilen bel fıtığına neden olabiliyor. Ayrıca kemik, tendon, kas yapıları, omurilik ve omurilikten çıkan sinir köklerinde oluşan problemler de bel ağrısıyla sonuçlanabiliyor. Tüm…
Göz Sağlığı için 8 Etkili Öneri
Gözlerimiz, bedenimizin en önemli ve karmaşık organlarından biri. Göz sağlığımız bozulduğunda hem sosyal hayattan hem de iş hayatından geri kalmamız kaçınılmaz. 13 Ekim Dünya Görme Günü vesilesiyle, İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Enes Kesim, 8 basit ama etkili öneriyle göz sağlığımızı nasıl koruyabileceğimizi anlattı. 1. Sağlıklı Beslenmek Göz sağlığı için bazı besin maddeleri büyük önem taşıyor. A vitamini: Belki de göz sağlığı açısından en iyi bilinen besin. Retinanın, ışık ışınlarını gördüğümüz görüntülere dönüştürmeye yardımcı olması için bol miktarda A vitaminine ihtiyacı var. Ayrıca yeterli miktarda A vitamini olmazsa göz kuruluğu gelişebilir. Havuç, tatlı patates, kavun, kayısı A vitamini içeren besin kaynaklarıdır. Lutein ve Zeaksantinin: Birçok kronik göz hastalığının oluşumunu engellediği bilinen bu maddelerden en zengin besinler özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler (lahana, ıspanak vb.) ve diğer renkli meyve-sebzelerdir (brokoli, mısır, bezelye, Trabzon hurması, mandalina vb.)… C vitamini: Bilimsel araştırmalara göre C vitamini, katarakt ve sarı nokta hastalığı gelişme riskini azaltmakta. Günlük rutininizde C vitamini içeren besinlere (portakal, greyfurt, çilek, domates vb.) yer vermek önemli. E vitamini: Göz sağlığının korunmasında faydalı bir antioksidan….
Genç Bir Cilt için 7 Süper Gıda
Şu sıralar çok sık duyduğunuza eminiz. Herkesin dilinde bir kolajendir gidiyor. Cilde gençlik ve esneklik veren bu maddeyi iğneler, kürler, kozmetik ürünlerle vücudunuza almak yerine neden doğanın bize sunduklarından yararlanmıyorsunuz? Size bu konuda en iyiler listesini veriyoruz. Doğru gıdaları tüketmek, size yığınla para dökeceğiniz lüks krem veya serumların bile veremeyeceği sonuçları verebilir. Çünkü vücudunuzu doğru beslediğinizde sadece görünüşte değil, içten parlamaya başlarsınız. Yaşlanmaya karşı bir şeyler yapmakla ilgileniyorsanız, dikkate almanız gereken birkaç şey var: Öncelikle cildinizi dolgun ve nemli tutmak için her gün bol miktarda nemlendirmeniz gerekiyor. İkinci olarak, makyajınızı her zaman silmek, daha doğal ürünler kullanmak, o ürünleri sürerken de nazik olmak gibi cildinizi destekleyecek birkaç temel alışkanlık kazanmalısınız. Göz önünde bulundurulması gereken üçüncü önemli şey ise beslenmenize daha fazla kolajen artırıcı yiyecek eklemek. Çünkü bu madde cildinizi, saçınızı ve tırnaklarınızı eşi benzeri olmayan bir şekilde destekliyor. Gelin, parlak ve sağlıklı bir cilt elde etmek için en etkili kolajen artırıcı yiyecekleri birlikte keşfedelim. 1. Paça Çorbası ve Kemik Suyu Çevrenizde birinin kırığı, çatlağı olduğunda mutlaka duymuşsunuzdur; hemen “Sana bir paça çorbası pişirelim de…
Kış Alerjisi Rehberi
Alerji sadece bahar aylarına özgü bir sağlık sorunu değil. Kışın da görülüyor ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Peki nasıl anlarız, nasıl baş ederiz? Ülkemizde alanında kurulan ilk dernek olma özelliği taşıyan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği’nden her şeyi öğrendik. Kışın Hangi Alerjiler Görülür ve Hayatı Nasıl Zorlaştırır? Kış alerjilerinin çoğunluğu ev, okul gibi iç ortamlardadır. İnsanlar kışın özellikle yeterli havalandırma yapılmayan iç ortamlarda daha fazla zaman geçirdikleri için, kış alerjilerine bağlı yakınmalar daha sık görülür. Kış alerjilerinin en sık nedenleri ev tozları, ev tozu akarları, rutubet, evcil hayvan tüyü ve böceklerdir. Soğuk hava ve nemle birlikte özellikle ev içi atmosferinde, solunan havadaki artan küf, ev tozu akarı gibi alerjen iç ortam ısısını ve neminin artmasını çok sever ve hızla çoğalırlar. Buna bağlı olarak hem cilt hem de solunum yolu alerjileri gelişebilir. Kış aylarında atmosferin hava ısısının ciddi azalmasıyla birlikte, soğuk havaya temas sonrası ciltte, halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker şeklinde cilt alerjisi olabilir. Soğuk havanın solunum yolunu olumsuz etkileyip hasar oluşturması sonrası astım ve alerjik nezlesi olan hastaların yakınmaları artabilir….