Yeni bir araştırma, 50 yaşını geçmiş yetişkinlerde ömür uzatan dört şeyi açıkladı: İyimserlik, mutluluk, sosyal destek ve yaşam amacı. Daha gençseniz daha da iyi; değişime şimdi başlayın, uzun yılları garantileyin.

Yatsan

Yaşlandıkça kalp hastalığı, bunama, kanser gibi ciddi hastalıklara daha yatkın hale geliyoruz. Ayrıca daha kırılgan hale geliyor ve sonuçta hayatımızı kısaltan düşmeler, kırık kemikler veya başka komplikasyonlar yaşayabiliyoruz. Yani uzun ve kaliteli bir yaşam sürmek istiyorsak, doğru beslenerek, egzersiz yaparak ve yeterince uyuyarak fiziksel sağlığımızı korumak önemli. Peki ya psikolojik sağlığımız? Onun da uzun ömürlülüğe etkisi var mı?

Yeni bir çalışma olduğunu söylüyor. ABD’nin Michigan Üniversitesi’nde yapılan çalışmaya 50 yaşın üstündeki 21 binden fazla yetişkin katıldı. Katılımcılara bir anket verildi ve burada her dört yılda bir hayatlarında ne kadar mutlu, memnun ve iyimser olduklarını bildirmeleri istenerek verileri toplandı. Sorular arasında katılımcıların ne kadar sosyal destek aldıkları ve bir amaçları olup olmadığı gibi psikolojik sağlığı ölçen yönlendirmeler de vardı.

Cinsiyet, ırk, medeni durum değerlendirme dışı 

2006 ve 2020 yılları arasında katılımcıların yaklaşık 5 bini öldü ve araştırmacılara psikolojik sağlıklarının uzun ömürlerine nasıl katkıda bulunduğunu görme şansı verdi. Bilim insanları ilk olarak cinsiyet, ırk/etnik köken, medeni hal, eğitim düzeyi ve çocukken içinde bulunduğu sosyoekonomik durum gibi kişilerin ömrünü kısaltabilecek etmenleri değerlendirme dışı bıraktı. Ama katılımcıların alkol ve sigara kullanıp kullanmadığı, hareket sorunları olup olmadığı, önceden var olan sağlık sorunları (yüksek tansiyon, kanser gibi) bulunup bulunmadığı gibi yaşam süresini etkileyen riskleri dikkate aldılar.

İkinci aşamada, ölen kişilerin psikolojik durumlarını, aynı yaşta olup hâlâ yaşayan insanlarla karşılaştırdılar. Erken ölüm riskini artıran faktörleri dikkate aldıktan sonra bile, yaşayanların psikolojik sağlıklarının daha iyi olduğunu buldular.

Araştırma ekibinin başındaki Jennifer Boylan, bu verileri, “İnsanların hayatlarının gidişatı hakkında nasıl hissettikleri, sağlıkları ve hayatta kalmaları için önemli” diyerek yorumluyor: “Bu iyi duyguları ve yeteneklerin etkili şekilde işlenmesini teşvik eden şeyler yapmak, birinin ne kadar yaşadığı üzerinde somut, önemli etkilere sahip.”

Çalışmayı yapan bilim insanları, psikolojik sağlığı daha iyi olan birinin ne kadar yaşayabileceğini de hesapladı. 50 yaşındayken ortalama yaşam tatmini, olumlu duyguları, yaşam amacı veya iyimserliği önemli ölçüde daha yüksek olan insanlar, ortalama beş-sekiz yıl daha uzun yaşadılar.

Kişisel refahın ömrü nasıl uzattığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak Boylan, psikolojik sağlığı yerinde insanların fiziksel yönden daha aktif olarak, daha iyi uyuyarak ve koruyucu sağlık hizmetlerine önem vererek kendilerine daha iyi bakma eğiliminde olduklarını söylüyor. Ayrıca zihinsel bakımdan sağlıklı olmak, insanların stresle daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olabiliyor ve stresle birlikte gelen zararlı fizyolojik tepkileri (artan kalp hızı veya kan basıncı gibi) azaltabiliyor.

Araştırma sonuçlarına göre kişisel refahın en koruyucu yönü, hayatta bir amaca sahip olmak. Ekipteki bilim insanları bunun ilgi çekici olduğunu çünkü hayattaki amacın sadece stresi azaltmakla ilgili olmadığını ve aslında zorluklarla yüzleşmeyi gerektirebileceğini söylüyor. Boylan, “Bazen bize amaç ve anlam veren şeyler yüzde 100 iyi hissettirmeyebilir ancak yine de sağlık sonuçlarımız açısından iyi olmayı teşvik etme eğilimindeler” diyor.

Eğitim seviyesi de yaşam süresi üzerinde etkili. Az eğitimli insanlar, daha yüksek eğitimli insanlardan daha erken ölme eğiliminde olduklarından ekip, daha fazla psikolojik sağlığın dengeleri değiştirip değiştirmeyeceğini merak etti. Ancak ne yazık ki, hayatta daha fazla mutluluğa veya bir amaca sahip olmak, yüksek eğitimli insanların ömrünü artırsa da daha az eğitimli olanlara fayda sağlamadı. Öte yandan, daha fazla sosyal desteğe, iyimserliğe ve yaşam tatminine sahip olmak, eğitim seviyesi fark etmeden herkese yardımcı oldu.

Tabii bu araştırmadan sadece bireylere değil yöneticilere ve hatta devletlere de mesajlar çıkıyor. Destekleyici ilişkileri teşvik eden, sosyal becerileri artırmaya önem veren kamu politikaları ve bireysel uygulamaların, insanların nasıl daha mutlu yaşamlar sürmelerine yardımcı olabileceği bilgisi bu açıdan önemli. “Psikolojik refahın hangi yönünü hedef alırsanız alın, yüksek seviyelere ulaşmanın gerçekten yaşam süresine somut faydaları olabilir” diyor Boylan, “Bunları herkesin hayatı için önemsemeliyiz.”