Yaz tatili tüm yılın yorgunluğunu attığımız, güneşin, denizin tadını çıkarmak için can attığımız zamanlar. Ama bazen tam da tatil neşemizin yükseldiği zamanlarda yaşadığımız yaz alerjileri, tatilimizi bir kabusa çevirebiliyor. Alabileceğiniz önlemleri öğrenmeye ne dersiniz?
Yaz mevsimi alerjileri sıcak havayla birlikte yaşam kalitesini son derece kötü etkileyebilir, hatta hayatı tehdit edebilir. Aralarında ilk akla gelenler alerjik rinit (alerjik nezle, saman nezlesi) ve alerjik konjonktivit (göz nezlesi) yer alıyor. Ayrıca polen duyarlığı olan astım hastalarında bu dönemde hastalıklarına dair şikayetler de kötüleşebiliyor. Dahası da var: Soğuk havuza ve denize girmeye bağlı soğuk alerjileri, vücut ısısı artışına bağlı görülebilen kolinerjik ürtiker (ter alerjisi), havuz kloruna bağlı kontakt dermatit (temas dermatiti), fotokontakt dermatit, ısı ve UV ışınlarıyla ilgili cilt alerjileri (solar ürtiker, sıcak ürtikeri), arı ve böcek sokmalarına bağlı alerjiler… Yani liste uzun. Ancak bu alerjilere yönelik bilgi, hazırlık ve tedaviyle yaz dönemini sorunlu hale gelmekten çıkarabilirsiniz. Peki ama nasıl? Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnsu Yılmaz anlattı:
-
Alerjik Rinit / Alerjik Konjoktivit / Alerjik Astım
Özellikle çimen ve hububat polenlerine karşı alerjik duyarlanması olan kişilerde ilkbahar ve yaz dönemlerinde polenlere maruziyetle burunda kaşıntı, hapşırık, akıntı ve tıkanıklık; gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık ortaya çıkabilir. Yaz döneminde bu şikayetleri nedeniyle yanında peçete bulundurmak zorunda olmak, gece uykularının bölünmesi, iş ve sosyal hayatının ciddi derecede etkilenmesi, kişilerin kötü bir yaşam kalitesine sahip olmalarına yol açmakta. Eğer hastanın astımı ve polen duyarlığı varsa astım kontrolü de bozulabilir. Bu dönemde polenlere karşı aşağıdaki önlemler alınabilir:
- Polen yayılımının yoğun olduğu dönemlerde dış ortamda maske ve geniş çerçeveli gözlükler kullanılmalı (özellikle çimen, yabani ot ve hububat polenlerin yoğun olduğu alanlarda)
- Polen yayılımının yoğun olduğu dönemlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalı
- Yürüyüş ve egzersiz yapılacaksa polen yoğunluğunun az olduğu akşamüstü zamanı tercih edilmeli
- Dış ortamdan eve gelince duş alınıp elbiseler değiştirilmeli
Önlemler bu alerjik hastalıklara bağlı şikayetleri kısmen de olsa hafifletebilir fakat yine de ilaç tedavisine (antihistaminik ve nazal steroidler gibi) ihtiyaç duyulur. Alerjik rinit/alerjik konjoktivit, önlemler ve ilaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamazsa polen immünoterapisi (aşı) tedavisi uygulanabilir. Astım kontrolü için bu dönemde astım ilaçları mutlaka düzenli kullanılmalı gerekirse doz artışı yapılmalıdır.
-
Polen / Gıda Alerjisi Sendromu
Bazı kişiler sadece polenlere karşı değil, aynı zamanda bu polenlerin yapısında bulunan benzer proteinlere sahip belirli gıdalara da (çiğ sebze, meyve ve ağaç yemişleri) duyarlı olabilir. Çiğ bir yaz meyvesi veya sebzesi yediğinizde kısa süreli dudaklarda karıncalanma, kaşıntı, ağızda/dilde şişme veya boğazda gıcıklanma hissi yaşıyorsanız ‘Oral Alerji Sendromu’ olarak da bilinen bu tür alerjiye sahip olabilirsiniz. Belirtilerinizden endişe duyuyorsanız veya ağız içinde görülen bu reaksiyonun ötesinde gıda alerjileri yaşıyorsanız, daha ciddi bir gıda alerjisi olasılığını ortadan kaldırmak için mutlaka doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.
-
Arı / Böcek Alerjileri
Arı/böcek sokmaları, bir dizi bağışıklık ve klinik reaksiyon oluşturabilir. Reaksiyonların çoğu lokal yani bölgeseldir ve kendi kendini sınırlar. Fakat özellikle arı sokmalarıyla hayatı tehdit edebilen, anafilaksi dediğimiz ağır alerjik reaksiyonlar görülebilir. Arı ve böcek sokmalarından korunmak için alınabilecek önlemler ve tedaviler de var elbette:
- Yürüyüş, kamp, yüzme, golf ve bahçecilik gibi herhangi bir açık hava etkinliği, arı/böceklere maruz kalmayı artırır. Yürüyüş yapıyor veya bisiklete biniyorsanız, koruyucu giysiler giyin (uzun pantolon ve kolluklar, ayakkabılar ve şapka)
- Açık havada yemek yemek veya bir şeyler içmek de arıları ve böcekleri çeker. Yaban arıları içeceklerin yanı sıra et ve tatlı yiyeceklere de gelir. Arı/böcekler genellikle çöp tenekelerinin, pikniklerin ve barbekülerin yakınında bulunur. Bu alanlarda daha dikkatli olun. Açık kutulardan veya şişelerden bir şeyler içerken içinde arı/böcek olup olmadığını kontrol edin.
- Arı ve böcek sokmalarıyla gelişen alerjik olmayan reaksiyonlar genellikle sadece semptomlar için tedavi gerektirir. Alerjik olmayan bir reaksiyon soğuk kompresler ve/veya oral antihistaminiklerle tedavi edilebilir.
- Arıyla ağır bir alerji öyküsü yaşamışsanız, mutlaka yanınızda adrenalin otoenjektör taşıyın. Yüksek risk altındaysanız veya uzak bir yere seyahat ediyorsanız iki adet taşımayı planlayın. Böcek sokma riskinin farkında olarak ve plan yaparak kendinizi koruyun.
- Uygun hastalarda arı venom immünoterapisi (arı aşısı) çok yüksek oranda koruyuculuk sağlayan bir tedavi şeklidir. Bu yöntem için doktorunuzla iletişime geçin.
-
Soğuk Ürtikeri
Nispeten nadir görülen bir kronik uyarılabilir ürtiker (kurdeşen) şekli. Duyarlı kişilerde soğuk hava, soğuk su ve soğuk cisimlere maruz kaldıktan sonra kurdeşen adı verilen cilt lezyonları ortaya çıkabilir. Soğuk suda yüzme, şiddetli soğuk ürtiker reaksiyonunun en yaygın nedenidir. Bazı durumlarda özellikle soğuk suya (havuz suyu, deniz suyu, soğuk duş gibi) tüm vücudun maruz kalması durumunda anafilaksi dediğimiz daha ağır alerjik reaksiyonların da gelişebilme potansiyeli vardır. Soğuk ürtikeri olan hastalar kendilerini vücut sıcaklığındaki hızlı düşüşten korumayı öğrenmelidir. Su aktiviteleri (yüzme ve sörf gibi) her zaman gözetim altında olmalıdır. Soğuk maruziyetiyle anafilaksi öyküsü olan hastalar yanlarında adrenalin otoenjektörü taşıyabilir.
-
Güneş Alerjisi
Döküntü tipine, nedenine ve etkilenen kişilere bağlı olarak güneş maruziyetiyle ortaya çıkabilen farklı cilt reaksiyonları olabilir. Güneş alerjisi olarak bilinenler daha çok solar ürtiker ve fotokontakt dermatittir. Solar ürtiker, güneşe maruz kalındıktan sonra ciltte kaşıntılı, kırmızı ve kabarık bir döküntünün ortaya çıkması durumudur. Isıya bir tepkiden ziyade ışığın kendisindeki ultraviyole ışınlarına özel bir tepkidir. Semptomlar hafif ya da şiddetli olabilir. Güneş alerjisi cildinize uygulanan bir kimyasalın güneş ışığıyla reaksiyona girmesiyle fotoalerjik reaksiyon şeklinde de oluşabilir. Önlem için:
- Sabah 10.00’dan akşam 17.00’ye kadar, en kuvvetli olduğu zamanlarda güneşten korunun.
- Işığa duyarlılığa neden olan ilaç (izotretinoin, tetrasiklin vb.) ve ürünler kullanıyorsanız bu süre boyunca güneş maruziyetinden uzakta kalmaya çalışın.
- Güneş ışınlarını engellemek için geniş kenarlı şapkalar, uzun kollular, pantolonlar, cam filmleri gibi koruyucu ürünler kullanın. En az 30 SPF’li güneş kremi sürün. Cildinizin etkilenen bölgelerine serin, nemli giysiler yerleştirin.
- Bol su için.
-
Kolinerjik Ürtiker
Ter bezlerinizdeki sinir liflerinden kaynaklanır. Vücut ısınız yükseldiğinde cildiniz ısıya ve tere tepki verir. Büyük kırmızı deri lekeleriyle çevrili küçük (toplu iğne başı büyüklüğünde) kurdeşenlerle sonuçlanan bir reaksiyondur. Kolinerjik ürtikerde pek çok nedenden dolayı cildinizde kaşıntılı kırmızı kurdeşen olabilir. Sıcak bir duş, egzersiz yaparak ter atma, sıcak bir iklim, sıkı/yapışkan bir tayt, gergin/kaygılı/stresli bir durum, sıcak veya baharatlı yiyecekler, duyarlı kişilerde kolinerjik ürtikerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sıcak bir iklimde yaşıyorsanız veya egzersiz yapmayı seviyorsanız yönetimi daha zor olabilir. Önleyebilmek veya hafifletebilmek için:
- Sıcak cildinizi soğutun.
- Soğuk bir duş almayı deneyin.
- Soğuk suya batırılmış bir bezi cildinize bastırın.
- Bol giysiler giyin.
- Evinizi ve yatak odanızı serin tutun.
- Stresli durumlardan kaçınmaya çalışın, sakinleşmenin ve onu yönetmenin yollarını bulun.
-
Klor alerjisi
Çoğu kişi için havuz, sıcak yaz günlerinde bir mola yeridir. Ancak bazen, havuzdan çıktıktan sonra klor döküntüsü olarak bilinen can sıkıcı bir cilt tahrişiyle karşılaşılabilirsiniz. Tipik olarak klorlu bir havuzda yüzdükten birkaç saat sonra ortaya çıkan kırmızı, kaşıntılı bir döküntü görülebilir. Bu durum klor alerjisi olarak bilinse de, klorun cildin koruyucu dış tabakasına zarar vermesiyle meydana gelen, alerjik olmayan bir cilt reaksiyonudur (tahriş edici kontakt dermatit adı verilmektedir). Klorun, astımı kontrol altında olmayan kişilerde solunum yollarının hassasiyetini artırarak astım semptomlarının alevlenmesine yol açabileceği de unutulmamalıdır. Duyarlı kişilerde klora bağlı istenmeyen durumların oluşmaması için şu önlemleri alabilirsiniz:
- Havuza girmeden 15 dakika önce ince bir tabaka vazelin krem veya yüzme öncesi losyon sürün.
- Havuzdan çıktıktan hemen sonra duş alın.
- Nemi hapsetmek için nemlendirici bir cilt kremi veya losyonu uygulayarak devam edin.
- Astım hastasıysanız, astımınız kontrol altındaysa havuzu kullanın. Kurtarıcı inhaler ilacınızı yanınızda bulundurun. Klor oranı iyi ayarlanmış havuzları tercih edin.