‘Kırık Kalp’ Nedir, Nasıl Tamir Edilir?
“Kalbim kırıldı” cümlesinin bilimsel karşılığını merak ettiniz mi hiç? Aşırı üzüntü ve keder sonucu ortaya çıkan, genellikle kadınlarda görülen kırık kalp sendromu ya da bilimsel adıyla ‘takotsubo kardiyomiyopati’ bazen gerçekten kalbimizi etkileyebiliyor. Bazen böyle hissedip dile getirmiş, bazen başka birinden duymuş; belki de fazla üstünde durmamışsınızdır. İlk bakışta duygularımızı keskince ifade etmek için kullandığımız bir mecaz gibi duruyor ama aslında “Kalbim kırıldı” cümlesinin arkasında bilimsel gerçekler var. Kırık kalp sendromu, adından da anlaşılacağı üzere, genellikle ciddi duygusal ya da fiziksel stres sonrası ortaya çıkıyor. Duygusal stresin kalp üzerindeki etkilerini ve kalbinizi nasıl koruyabileceğinizi Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Vefik Yazıcıoğlu’ndan öğrenelim… Sevgililer Günü’nün Öbür Yüzü Sevgililer Günü’nde çoğumuz, sevdiğimiz kişiyle romantik bir gün geçirmeyi hayal ederiz. Ancak bu özel gün herkes için pembe balonlar ve kırmızı gül demetleriyle dolu olmayabilir. Hatta bazıları için beklenmedik bir stres kaynağına dönüşebilir. Belki de beklenen o büyük aşk itirafı gelmez ya da daha da kötüsü, bir ayrılık haberi alınır. İşte tam da bu noktada, kırık kalp sendromunun perde arkası devreye girer. Ama endişelenmeyin, bu sendrom genellikle…
Aşk Nasıl İnşa Edilir?
Aşk, başka hiçbir duyguya benzemeyen yoğun ve derin bir sevgi hissi. Ve tabii herkesin aşkı kendine özel. Siz sadece sevginizi birçok farklı şekilde göstermek ve daha çok sevmek için çalışabilirsiniz. Daha iyisine ulaşabilmeniz için rehberiniz olmaya geldik. Çaba Sarf Edin Sadece aşkın değil, pek çok ilişki türünün anahtarı bu. İlişkinizin yürümesi için çaba sarf edin. Sevgilinizle ilişkiye dair hedefleriniz hakkında açık bir iletişim kurun. Kısa süreli ya da ciddi ve uzun vadeli bir aşk düşünüyor olabilirsiniz; her ikisi için de dürüst olun. İki tür aşkta da yanlış bir şey yok ancak partnerinizin de sizinle aynı frekansta olduğundan emin olmalısınız. Kendinizi o kişiye ve ilişkiye adayın. Sevgilinizin kendisini özel hissetmesi ve ilişkinin yürümesi için çaba gösterin. Samimi Olun Duygusal yakınlık, sevgi dolu bir ilişkinin büyük bir parçası. En basitinden, sevgilinizin yanında kırılganlıklarınızı gösterebilme, hassasiyetlerinizi ifade edebilme olarak tanımlamak mümkün. Kendinizi savunmasız hissetmeye başladığınızda (korku, üzüntü, utanç veya incinme yaşadığınızda), bir an durun. Yaşadığınız duyguları kabul edin, kaçmayın. Hislerinize karşı nazik olun, şefkat gösterin. Sonra da bu savunmasız anlarınızı paylaşın ve sevgilinizin sizi desteklemesine izin verin….
Kendini Sevmekle Başlar Her Şey!
Arkadaşınız yoga derslerinde öğrendiği öz sevgi kavramını dilinden düşürmüyor, sosyal medyada önünüze düşen kişisel gelişim hesapları sadece bunu anlatıp duruyor, işyerinizde sık sık bunu duyuyorsunuz… Ama kendini sevmenin ne anlama geldiği ve nasıl yapılacağı konusunda kafanız karışık. Yalnız değilsiniz. Yaklaşın, anlatıyoruz. Öz sevginin tanımı kabaca, kendini takdir etmek ve kendine değer vermek. Aynı zamanda, kendinizle hassasiyetle konuşmak, bedeninizin ve zihninizin neye ihtiyacı olduğunu dinlemek gibi, kendinize saygı duyduğunuz ve öncelik verdiğiniz için yaptığınız eylemler de bu şemsiyenin altına giriyor. Bu satırları okurken gözlerinizi deviriyorsanız sıkı durun; uzmanlar kendinizi sevmenin ve takdir etmenin bir ‘sağlıklı domino etkisi’ yarattığını söylüyor. Kendinize olan güveninizi artırıyor ve size nasıl davranılmasını istediğinizi daha fazla ifade etmenizi sağlıyor. Yine de kafanızda hâlâ biraz belirsizse işte kendinize bakmanın, enerjinizi korumanın ve sizi mutlu eden şeyleri yapmanın bazı özel yolları… Duygularınızı Tanıyın Kendini sevmek en çok, duygularınızı reddetmek ya da küçümsemek yerine onlara dikkat etmek anlamına geliyor. Bunu yapmak için kullanabileceğiniz şeylerden biri günlük tutmak çünkü bu yolla kafanızın içinde gerçekten neler olup bittiğini saptayabilir ve bu duygularla en iyi halinize nasıl…
Güçlü Bir İlişkinin 8 Anahtarı
İçinde Sevgililer Günü’nü de barındıran şubat ayını bir ‘bağları güçlendirme’ dönemi olarak değerlendirmek istedik. En önemlisinden başlıyor ve güçlü bir ilişkinin elzem adımlarını sıralıyoruz. Belki ilk görüşte aşka düştünüz, belki bir arkadaşlıktan buraya evrildiniz. Belki ortak bir dostunuz sizi birbirinize uygun görüp buluşturdu, belki sanal dünyada tanıştınız. Çift olma haline hangi yollardan geçerek gelmiş olursanız olun, ikiniz de bu birlikteliğin diğerlerine benzemediğine eminseniz artık biraz daha derinleşmeyi düşünebilirsiniz. Çünkü inanın, sonsuz aşkın bile zorlukları var. Yaşamın getirdiği stresler, iletişim tarzlarındaki farklılıklar veya sizin ve onun geçtiği farklı aşamalar işleri zora sokabilir. Peki, en zor zamanlarda bile ilişkinizin sağlam ve mutlu kalmasını sağlamak için ne yapabilirsiniz? Yaklaşın, anlatıyoruz… İşe Yaramayanlarla Başlayalım Aşkı neyin güçlü kıldığına geçmeden önce, romantik ilişkilerde sizin ve partnerinizin sağlıklı bir ilişki kurmadığını gösterebilecek en yaygın birkaç hataya bakalım. Genel olarak neyin işe yaramadığını daha iyi anlamak, istediğiniz sevgi dolu ilişkiyi başarılı bir şekilde kurmanıza da yardımcı olabilir. Dikkat etmeniz gereken bazı işaretler şunlar: Biriniz diğerini kontrol etmeye çalışıyor. Güven eksikliği var. Siz veya eşiniz ihtiyaç veya isteklerinizi ifade etmekten rahatsızlık duyuyorsunuz….
Koşmaya Nasıl Başlanır?
Yeni yıl kararlarının değişmez maddesi düzenli egzersiz. Çeşitli bahanelerle hâlâ başlamadıysanız ocak ayının sonuna doğru yol aldığımızı hatırlatırız. Aslında henüz denemediyseniz ve fiziksel bir engeliniz yoksa koşmanın pek çok faydası olduğunu söylemeye geldik. Stres azaltan, kas güçlendiren, ayrıca hızla zayıflatan bir egzersiz kendisi. Başlangıçta zor bir iş olduğu doğru ancak birkaç hafta sonra vücudunuz ritmini bulacak ve özgürce koşma hissini arzulamaya başlayacaksınız. Kolaylaştırıcı listemizle yanınızdayız. İLK ADIM: DIŞARI ÇIKMAK 1. Evden Çıkın ve Koşun Evet, hemen şimdi! İlk adım aslında bu kadar basit. Koşmaya başlamanın en iyi yolu, koşuya uygun üretilmiş bir ayakkabı giyip kendinizi kaldırıma, toprağa veya çimenlere atmak. Normalde fazla kullanılmayan kaslar harekete geçtiği için koşma hareketi başta tuhaf hissettirecek; bu normal. Bacaklarınız yanana, göğsünüz kabarana kadar koşun; yeni başlayanlar için bu his yaklaşık 5-10 dakika sonra gelecektir. Ayakkabı önemli. En gelişmişinden olmasa da koşu için üretilmiş bir çift eklemlerinize iyi davranmanız için önemli. Devam etmek istediğinizden emin olunca modeli yükseltebilirsiniz. Rahat kıyafetlerle koşun. Spor şortu, tişört ve gerekirse sporcu sutyeni giyin. Dar şeylerden uzak durun. Her yerde koşun. Mahallenizde, bir parkta,…
Haydi, Kalbimizi de Yenileyelim!
Madem bu yılı yenilenme yılı seçtik; o zaman hayat dediğimizde aklımıza gelen ilk parçamızı da sevip kollama, iyi davranıp yanında olma yılındayız demektir. Özellikle kışın çok daha hassas olan kalbimiz için yapabileceklerimizi uzmanından öğrendik. Ülkemizde yaşam kayıplarının yüzde 33.4’ünü oluşturan kalp krizi, tüm dünyada görülen ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Oysa araştırmalar bazı yaşam tarzı değişiklikleriyle bu riskin azaltılabildiğini ortaya koyuyor. Özellikle içinde bulunduğumuz kış mevsimi, kalp damarlarının daralmasına ve tansiyonu yükselterek kalbin hızlı atmasına yol açtığı için uzmanlar soğuk havalarda daha temkinli olunmasını tavsiye ediyor. Üstelik bunun cinsiyetle de ilgisi yok. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Karabulut, erkeklerde daha sık görülse de, ‘Kalp hastalığı erkek hastalığıdır’ bilgisinin doğru olmadığını belirtiyor. Kadınlarda koroner kalp hastalığının meme kanseri ve diğer hastalıklardan daha sık görüldüğünü ve erkeklerde olduğu gibi bir numaralı ölüm nedeni olduğunu söylüyor. Hatta ilk kalp krizinde ölüm riskinin, kadınlarda erkeklerden iki kat daha fazla olduğunu vurguluyor. Hatalı Yaşam Alışkanlıklarına Dikkat! Kalp krizine yol açan etkenlerin bazıları değiştirilebilir, bazıları ise değiştirilemez risk faktörleri olarak değerlendiriliyor. Değiştirilemeyen…
Yeni Bir Hayata Nasıl Başlanır?
Belki de bu yıl sizin için yeniden başlamanın anlamı çok daha büyüktür. İster biten bir ilişki veya evliliğin ardından taze adımlar atmak istiyor olun, ister çeşitli nedenlerle şehir değiştirmeye karar vermiş olun; yeni bir hayata başlamak başta zor ve bunaltıcı görünebilir. Ancak cesaret ve kararlılıkla ilerlerseniz bunun hayatınızı daha iyi hale getirmek için bir fırsat olduğunu görebilirsiniz. Size yardımcı olacak yöntemlerle yanınızdayız. YENİ HAYATA HAZIRLANMAK Adım 1: Ne istediğinize karar verin Yeni bir hayata başlama nedenleriniz çeşitli olabilir: Sadece bir değişiklik yapmak istiyor da olabilirsiniz, mecbur kalmış da… Fark etmez; her durumda yeniden başlamanın ilk adımı, hayattan ne istediğinizi bilmektir. Bu durumdan mutlu olmasanız bile, bu yeni hayatta sizin için önemli olan şeylere öncelik vermenizde fayda var. Net hedeflere sahip olmak ve bunlara ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini belirlemek, yeni hayatınızı kurma konusunda kendinize daha fazla güvenmenize ve iyimserliğinizi korumanıza yardımcı olacaktır. Adım 2: Sonuçları göz önünde bulundurun Yapmayı planladığınız yaşam değişiklikleri kendi seçiminizse eylemlerinizin doğurabileceği sonuçlar hakkında düşünmek için biraz zaman ayırmak iyi bir fikirdir. Çünkü büyük hamleleri geri almak zor olabilir. Neler…
Yeni Yıla Taze Başlangıçlarla Girmenin Yolları
Yeni yıl kararları üzerinde çalışmaya başlamanın zamanı geldi. Görünümünüzü değiştirmekten daha iyi bir insan olmaya, maddi-manevi pek çok taze başlangıcı masaya yatırıyoruz. Haydi, önümüzdeki yıla kadar yapacağımız çok şey var! 1. Görünümünüzü Parlatın Saçınızı değiştirin: Yüzünüzü tazelemek için en garantili yollardan biri budur. Öncelikle saçınızın rengini değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Uzunsa kestirebilir veya tamamen farklı bir görünüm için cesur ve yeni bir model seçebilirsiniz. Fazla cesaretiniz yoksa uzun saçlarınızı önce biraz kısaltmayı düşünebilirsiniz. Zaten kısa saçlıysanız küçük bir değişiklik için yanları daha da kısaltabilirsiniz. Yeni bir şey deneyin: Görünümünüzle ilgili yeni bir şeyler yapmak, yeni yıla girerken kendinize güvenmenize yardımcı olabilir. En basitinden, hızma ya da piercing takabilir, kullanıyorsanız gözlük çerçevenizi değiştirebilir, daha cesursanız boynunuza bir dövme yaptırabilirsiniz. Tarzınıza ve bütçenize uygun olanı bulun ve mutlaka yeni bir şeyler deneyin. Bir fitness rutini başlatın: Zaten düzenli bir program uyguluyorsanız diyecek sözümüz yok. Ama yeni başlıyorsanız örneğin, her gün işten sonra 20 dakikalık bir yürüyüşe çıkabilir veya sonbaharda bir koşu yarışına katılmak için antrenman yapabilirsiniz. Basit ve kademeli olarak başlayın, böylece hedeflerinize bağlı kalabilirsiniz. Yakında bir spor…
Yağdan Kilo Vermenin 6 Püf Noktası
Madem yeni yılla birlikte her şeye yeniden başlıyoruz, o zaman en fazla tekrara düştüğümüz kilo kontrolü hakkında da konuşma zamanımız gelmiş demektir. Bir kere daha ‘yo-yo sendromu’ sarmalına düşmemek için bilmeniz gerekenler burada… Fazla kilolarından kurtulmaya çalışanların çok sık başına gelen bir durumdur; yağdan değil de kaslardan vermek! Nedeni basit: Kilo vermek için yapılan kalori kısıtlamalı diyetler eğer yeterli miktarda protein içermiyorsa azaltılan enerji kaslardan karşılanıyor, bu da kas kaybına yol açıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı “Sağlıklı kilo verme hızı ayda 3 ile 6 kg. arasında değişir. Kilo verme hedefini çok yüksek tutarak dengesiz ve çok kısıtlı beslenmek kas kaybına neden olur; bu da metabolizma hızının yavaşlamasına, vücut direncinin ve performansının azalmasına, yorgunluk ve halsizlik gibi şikayetlere, yaşam kalitesinin düşmesine yol açar. Üstelik ‘yo-yo sendromu’ da kaçınılmazdır, yani hızlı verilen kilolar hızla geri alınır. Bu nedenle doğru ve kalıcı kilo kaybı için mutlaka egzersizle desteklenen, kişiye özgü planlanmış beslenme programı uygulanması gerekir” diyor. Turanlı’dan yağdan kilo vermenin 6 püf noktasını öğrendik. 1. Doğru beslenin Her bireyin farklı metabolik yapıları…
Hoş Geldin Yeni Yıl: İşte Yine Buradayız!
Yeni yılla birlikte çoğumuz geçmişin yüklerinden arınıp yeni bir başlangıcın kapılarını aralamaya niyetleniyoruz. “Her sene aynı şey” demeyin sakın; belki de dünyanın en güzel fırsatı bu! Akıllıca kullanırsak sadece kendi hayatımızda olumlu bir dönüşüm yaşamakla kalmaz, dünyayı bile değiştirebiliriz. Yeter ki inanın ve o ilk adımı atın. Haydi; mutlulukla ve umutla, her şey yeniden… 1. Pozitif Düşüncenin Gücünden Yararlan Pek çok stres kaynağıyla sarılmış hayatlarımızda çok zor biliyoruz ama yeni bir yıl, aynı zamanda olumlu düşünce tarzını benimseme ve zihinsel sağlığımıza odaklanma olanağı sunan bir fırsat kapısı. Bir çöp kovasını 12 ay boyunca hiç boşaltmadığınızı düşünün. İçindekilerin taşmak üzere olduğunu hatta belki biraz dökülüp temiz alanları da kirlettiğini görüyor musunuz? İşte şimdi, yeni yılı fırsat bilin ve önce o çöpü güzelce boşaltın. Sonra da bir daha bu kadar çok çöp çıkarmamaya niyetlenin. Nasıl mı olacak? Bilim, pozitif düşüncenin beynin kimyasını değiştirebileceğini ve bu değişikliklerin genel sağlığımıza olumlu etkileri olacağını söylüyor. Her şeyi sizin daha iyi yaptığınızı söyleyen egonuzla vedalaşın, önyargılarınıza bundan sonra birlikte devam edemeyeceğinizi söyleyin, kendi huzurunuza ve bütünsel sağlığınıza odaklanın. Göreceksiniz; stresin…