Gün doğarken uyanıp tüm gün açık havada çalışan atalarımız için güneşin batması demek, uykuya yatmak demekti. Ancak yaşamın son birkaç yüzyıldaki hızı, insanın güneşle uyumlu döngüsünü kırdı.
Peki şimdi mükemmel dengeyi nasıl yakalayacağız?
Gün akşam olduğunda beden yavaşlamaya, fonksiyonlarını azaltmaya ve ağır ağır dinlenme aşamasına geçmeye başlar.
Nefes ağırlaşır, kalp yavaşlar, enerji düşer.
Gün doğarken uyanıp tüm gün açık havada çalışan atalarımız için güneşin batması demek, uykuya yatmak demekti.
Ancak yaşamın son birkaç yüzyıldaki hızı, insanın güneşle uyumlu döngüsünü kırdı.
Artık işten eve dönüş saatlerimiz çoğu kez günbatımından sonraya denk geliyor.
Ve çalışanlara, evde aileleriyle birlikte geçirebilecekleri ancak üç-beş saat kalıyor.
Hal böyle olunca, akşam yemekleri hem çok geç saate kalıyor hem de günün en uzun ve dolayısıyla kalori miktarı bakımından en hacimli öğününe dönüşüyor.
Ayurveda’nın akşam yemeğiyle ilgili önerilerinin en başında gün batmadan yenmesi geliyor ancak bu mümkün değilse de en azından miktarı azaltarak sindirim sorunlarının ve dolayısıyla uykusuzluğun önüne geçmek mümkün olabiliyor.
İdeal akşam rutini nasıl olmalı?
Akşam yemeği tek çeşit ve az yenmeli, mevsim ne olursa olsun sıcak yemek tüketmeli, soğuklar ve salatalar gün içindeki öğünlere saklanmalıdır.
Yani aslında bir tabak çorba yeterlidir.
İşlenmiş ya da bekleyip ısıtılmış yemekler; ağır, yağlı, şekerli gıdalar ve meyveler önerilmez.
Yemekten 1 saat sonra bir fincan lavanta ya da papatya çayı içilerek beden ve zihin sakinleştirilebilir.
Birer çay kaşığı kişniş, kimyon tohumu ve rezene bir havanda dövülüp tavada hafifçe kavrulduktan sonra bir bardak sıcak suyun içinde demlenerek içilirse bu da sindirime çok faydalı olur.
Ilık bir duş da Ayurvedik akşam rutininin önemli bir parçasıdır.
Bizler her ne kadar sabahları duş almaya alışmış olsak da, günün tüm yorgunluğunu ve üzerimize biriken enerjileri atmak için duşun yatmadan önce alınması tavsiye edilir.
Uyku çorabını giy ve…
Günlük yazarak zihindekileri boşaltmak, meditasyon yaparak beyindeki frontal korteksi gün içindeki aktif halinden uzaklaştırıp uyku haline yaklaştırmak, ayaklara lavanta yağıyla masaj yapmak ve hafif bir uyku çorabı giymek de uyku öncesi yapılabilecek faydalı rutinlerdendir.
Çorap giymek sanılanın aksine uykuya geçişi kolaylaştırır. Çünkü çorap giydiğimizde kan akışı ayaklara ulaşır ve bedenin ısısı düşer, bu da uykuyu getirir. Eğer uykuya dalma sorunu yaşıyorsanız bir çift yumuşak uyku çorabı edinmenizi öneririm.
Soğuk ve mutlaka penceresi açılarak havası tazelenmiş odada uyumak da gece uyanmalarının önüne geçip uyku kalitesini artıran bir etkendir.
Dünyada olup bitmeye devam eden türlü derde dalıp stres hormonu salgılamaktansa, telefonun bildirimlerini kapatarak sürükleyici bir kitaba dalıp derin bir uykuya giden yolun taşlarını dingince döşemek…
Her şey bir yana, bence doğru akşam rutini pastasının kirazı budur.