Kanepede Bastıran Uyku Neden Yatakta Kaçar?
Eve dönüşün güzel yanı: Uzun bir günün ardından kanepeye uzanıyorsunuz, televizyon izlerken birden uykuya dalıyorsunuz. Sonra biri uyandırıyor ve yatağa gitmeniz gerektiğini hatırlatıyor. Ama işte yatağa uzandığınız an bütün uyku geri gelmemecesine kaçıp gidiyor. Peki neden? Oda güzel ve sıcak, kanepe rahat, televizyonun arka planda akan gürültüsü ninni gibi geliyor. Sonra ya siz birden kalkıyorsunuz ya da ev halkından biri dürterek “Madem uyuyorsun, haydi yatağa” deyiveriyor. Ama işte yatak odasına vardığınızda artık hiç uykulu olmadığınızı fark edip büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Peki neden kanepede uyku bu kadar kolay geliyor da yatakta büyü bozuluyor? Kanepede Uykuya Dalmak Neden Bu Kadar Kolay? Bunun nedenlerinden biri, uyku baskısı. Bu kavram, uyku için biyolojik dürtünün gücünü ifade ediyor. Ne kadar uzun süre uyanık kalırsanız uyku baskısı da o kadar artıyor. Biyolojik saatiniz veya sirkadiyen ritminiz başka bir faktör. Bu döngü, size gündüzleri uyanık olmanızı ve geceleri uyumanızı söylüyor. Ortamınız da uykuya dalma olasılığınızı etkileyen şeyler arasında. Az önce yemek yemiş olabilirsiniz, kanepeniz çok rahattır, odanın sıcaklığı idealdir, ışık loştur ve belki arka planda bir TV programı ya…
Eylül Ayında Daha İyi Bir Yaşam İçin 5 Öneri
Giderek daha çok insan kafasında yeni yılı 1 Eylül’den başlatıyor. Çünkü bu ay, hayatımızda küçük değişiklikler yapmak için mükemmel bir zaman. Yazın tembel günleri geride kalırken kendimizi yenilenmiş, rahatlamış ve gençleşmiş bulmamız için en uygun aralığı sunuyor. Siz de bu yıl kendinize sözler vermeye başlamak için 31 Aralık gece yarısını beklemeyin. Daha iyi bir siz için buradan başlayın. Meditasyon Yazın çöken rehavet hissi; okulların açılması, iş hayatının hız kazanması ve şehre dönüş baskısıyla birlikte, hızla kaybolabilir. Zihninizi sakinleştirmek için her gün birkaç dakika ayırmanız, genel olarak çok daha sakin bir hayata kavuşmanızı sağlayabilir. Meditasyon deyince aklınıza sadece tütsülerle ve çeşitli klişelerle dolu bir oda gelmesin. Öğle yemeği arasında masanızda, parktaki bir bankta veya egzersiz sonrasında yoga matınızda da meditasyon yapabilirsiniz. Bu süreçte size yardımcı olabilecek çok sayıda akıllı telefon uygulaması var. Size uygununu araştırın ve gecikmeden başlayın. Bu yazımızda meditasyonun günlük yaşantınıza nasıl entegre edilebileceğini keşfetmenizin yanı sıra, size uygun meditasyon türlerini de inceleyebilirsiniz Soğuk Duş Kulağa zor iş gibi gelebilir ama aslında hem bedene hem de zihne fayda sağlayan basit bir işlem. Günlük…
D Vitamini Hakkında 9 Önemli Nokta
Şehre dönüşün kendine has coşkusu kadar dertleri de var. Özellikle büyük kentlerde çoğu kişinin D vitamini olması gereken seviyeden düşük seyrediyor. Nedenler arasında; güneş ışığından yeterince ve doğru şekilde faydalanamamak, çocukluk döneminde dışarıda oynamak yerine evde teknolojik cihazlarla zaman geçirmek, kapalı alanlarda saatlerce güneşten yoksun kalmak gibi birçok faktör var. Bilmeniz gerekenleri ve alabileceğiniz önlemleri anlatıyoruz. Ülkemizde D vitamini eksikliğinin görülme sıklığı ciddi boyutlarda. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, “Bölgelere göre değişmekle birlikte D vitamini eksikliği ülkemizde yüzde 50’nin üzerindedir. Tüm dünyada yaklaşık 1 milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu düşünülmektedir. Oysa özellikle son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, D vitamininin vücutta kemik sağlığından enfeksiyon hastalıklarını önlemeye, zihinsel gelişimden kanserde kontrolsüz hücre çoğalmasının azaltılmasına dek kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor” diyor. Yağda çözünen bir vitamin olan D vitamininin bazı gıdalarda bulunmakla birlikte çoğunlukla deride güneşin etkisiyle ortaya çıktığını belirten Dr. Batmacı, “Halk arasında ‘güneş vitamini’ de denilen D vitamininin gıdalardan karşılanması ise günlük gereksinimin yüzde 10-20’sidir. Yani dışarıdan takviye edilmesi gerekir” diye konuşuyor. İşte uzmanından D vitamini hakkında bilinmesi gereken 9…
Kendinize İyi Bakmanın 8 Yolu
Tatil bitti, çoğumuz şehre döndük. Artık yaz rehavetinden ve savrukluğundan kurtulup kendimize biraz daha fazla dikkat etme zamanı. Ama bu, bir gecede olacak iş değil, biraz zaman istiyor. Birkaç ipucuyla başlarsanız daha hızlı yol alabilirsiniz. Size yardımcı olalım. FİZİKSEL İHTİYAÇLAR Bol Bol Uyuyun Uyku insan hayatının en önemli bileşenlerinden biri. Vücudun genel olarak 7-9 saat uykuya ihtiyacı var. Yeteri kadar dinlenip şarj olabilmek için kendinizi her gece erken uyumaya teşvik edin. Ara sıra dozunda şekerleme de yapın. Bol Bol Egzersiz Yapın Egzersiz sadece formda kalmanıza yardımcı olmaz. Aynı zamanda doğru düşünmeniz için zihninizi temizler, işinize veya ders çalışmaya ara vermenizi sağlar ve dayanıklılığınızı artırır. Vücudunuzu formda tutun ama aşırıya da kaçmayın. Yavaş yavaş koşmaya veya ağırlık kaldırmaya başlayın ve kendi kardiyo rutininizi oluşturun. Sağlıklı, İyi Yiyecekler Yiyin Mevsiminde taze sebzeler, meyveler; midenizi ağrıtmayacak, besin değeri yüksek gıdalar… Ama unutmayın ki sizin bedenen iyi ya da kötü hissetmenize yol açan şeyler, son derece kişisel olabileceğinden vücudunuzu dinleyerek öğrenin. Yiyecekleri gruplar halinde pişirin, ardından dondurmak için porsiyonlar ayırın. Böylece hafta boyunca yemek pişirmek dışında keyif aldığınız…
Hipertansiyona Karşı 7 Etkili Öneri
Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, stres ve zararlı yaşam alışkanlıkları derken son yıllarda hipertansiyon hastalarının sayısı hızla artıyor. Daha da kötüsü, çoğu kişinin hastalığının farkında bile olmaması. Pek çok sağlık sorununda olduğu gibi, iyi uykunun da çözümde Size 7 etkili önlemi anlatıyoruz. Türkiye’de her üç kişiden biri hipertansiyon hastalığıyla karşı karşıya. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, fazla kilo, stres ve zararlı yaşam alışkanlıkları son yıllarda bu hastaların sayısının hızla artmasına neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Özkan, “Oldukça yüksek olan bu orandan daha da kötüsü ise; yarıya yakın tansiyon hastasının maalesef hastalığının farkında bile olmaması. Sinsice ilerlediğinden ‘sessiz katil’ diye de anılan hipertansiyon, başta kalp damarları olmak üzere tüm vücutta büyük tahribata yol açıyor” diyor. Peki hipertansiyonu kontrol altında tutmak için tek yöntem, düzenli ilaç kullanımı mı? Prof. Dr. Özkan, tek yolun bu olmadığını, yaşam tarzında yapılacak birkaç basit değişikliğin kan basıncını kontrol altına almaya katkı sağlayacağını söylüyor. İşte hipertansiyona karşı 7 etkili önlem ve uzmanından önemli uyarılar, öneriler… Yeterli ve Kaliteli Uyuyun Bilimsel çalışmalar, uykusuzluk problemi olan kişilerin kan basıncı kontrolünün…
Yaz Alerjileri Tatilinizi Kabusa Çevirmesin
Yaz tatili tüm yılın yorgunluğunu attığımız, güneşin, denizin tadını çıkarmak için can attığımız zamanlar. Ama bazen tam da tatil neşemizin yükseldiği zamanlarda yaşadığımız yaz alerjileri, tatilimizi bir kabusa çevirebiliyor. Alabileceğiniz önlemleri öğrenmeye ne dersiniz? Yaz mevsimi alerjileri sıcak havayla birlikte yaşam kalitesini son derece kötü etkileyebilir, hatta hayatı tehdit edebilir. Aralarında ilk akla gelenler alerjik rinit (alerjik nezle, saman nezlesi) ve alerjik konjonktivit (göz nezlesi) yer alıyor. Ayrıca polen duyarlığı olan astım hastalarında bu dönemde hastalıklarına dair şikayetler de kötüleşebiliyor. Dahası da var: Soğuk havuza ve denize girmeye bağlı soğuk alerjileri, vücut ısısı artışına bağlı görülebilen kolinerjik ürtiker (ter alerjisi), havuz kloruna bağlı kontakt dermatit (temas dermatiti), fotokontakt dermatit, ısı ve UV ışınlarıyla ilgili cilt alerjileri (solar ürtiker, sıcak ürtikeri), arı ve böcek sokmalarına bağlı alerjiler… Yani liste uzun. Ancak bu alerjilere yönelik bilgi, hazırlık ve tedaviyle yaz dönemini sorunlu hale gelmekten çıkarabilirsiniz. Peki ama nasıl? Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnsu Yılmaz anlattı: Alerjik Rinit / Alerjik Konjoktivit / Alerjik Astım Özellikle çimen ve hububat polenlerine…
Kaçan Uykuyu Geri Getirmenin 10 Yolu
Bazı geceler sabaha karşı uykunuz bölünebilir. Özellikle bu sıcak havalarda normaldir de… Ama tekrar dalmak çok zorlayıcı, bezdirici olabilir. Bu basit adımları izleyerek işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Gecenin ortasında zaman farklı akar. Uykunuz kaçtığı an saatler geçti zannedersiniz, sonra bir bakarsınız ki sadece beş dakika olmuş. Tekrar uykuya dönemedikçe canınız sıkılır, canınız sıkıldıkça uykunuz kaçar; fena bir döngüye girip sabahı sabah edersiniz. Uykunuzu alamayınca ertesi günün nasıl geçeceğini hesaba katmıyoruz bile… O an öyle hissetmeseniz de sabaha karşı uyanmak tamamen normal bir durumdur. Oxford Üniversitesi’nden sirkadiyen nörobilim profesörü Russell Foster, “İnsanın doğal uyku döngüsü sekiz saatlik kesintisiz bir zaman dilimi değildir” diyor. Yine de tekrar uyuyup uyuyamayacağınız da dahil olmak üzere her konuda endişelenerek uyanık kalmak hiç hoş değil; hele de sık sık oluyorsa. İşte sorunu nasıl aşacağınıza dair uzman tavsiyeleri… 1. Gülümseyin İngiliz uyku tıbbı danışmanı Dr. Alanna Hare, gecenin ortasında kötü düşüncelere gark olmanın kolay olduğunu söylüyor: “Yarın işyerinde performansım kötü olacak, sonra işimi kaybedeceğim, sonra sevgilim beni terk edecek gibi karamsar düşünceler çok hızlı bir şekilde tırmanabilir. Geceleri uyanık olmanın korkunç sonuçlara yol…
Klima Kaynaklı Hastalıklara Karşı 9 Öneri
Şu sıralar herkes artan sıcaklıklarla baş edebilmek için klimalara sığınıyor. Çözümü bulmuş olabiliriz ama bu nedenle bazı başka rahatsızlıklara da davetiye çıkarıyoruz. Peki ne yapabiliriz? Bunaltan yaz sıcaklarında hepimizi ferahlatan, hayatımızın vazgeçilmez teknolojilerinden biri olan klimalar, bazı koşullara dikkat edilmezse, farklı hastalıkların ve sağlık sorunlarının nedeni haline gelebiliyor. Klimaların solunum yolu enfeksiyonlarından kas tutulmalarına, alerjiden felce kadar farklı sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ceyda Erel Kırışoğlu, “Klimanın yanlış ve bilinçsiz kullanımı, özellikle kışın alışkın olduğumuz ama yazın olur mu diye düşündüğümüz soğuk algınlığı, nezle, ateşli boğaz enfeksiyonları ve lejyoner (klima) hastalıklarının önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Üstelik bu hastalıkların bazıları, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu bazı hastalarda, kronik hastalığı olanlarda, sigara kullanıcılarında ve 50 yaş üstü kişilerde ağır seyredebiliyor. Aynı zamanda alerjik bünyeli kişiler için klimalarda üreyebilen küf mantarları da alerjik rinit ve alerjik astıma yol açabiliyor” diyor. Peki klimalar nasıl oluyor da hastalıklara neden olabiliyor ve tedbir almak için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Prof. Dr. Kırışoğlu klimaların olası risklerini anlattı, korunma yolları hakkında önemli önerilerde…
Ağrısı Olanlar Dikkatli Okusun!
Vücutta üç aydan daha uzun süren ağrılar ‘kronik ağrı’ sınıfına girebiliyor. Sonuçları ise sadece fiziksel değil; stres, kaygı, depresyon, uyku sorunları dahil birçok ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Bu ağrıların etki ve nedenlerini anlarsak baş etmek daha kolay olabilir. Genellikle bir hastalık veya yaralanmanın sonucu olarak ortaya çıkan ve üç aydan daha uzun süren ağrılara ‘kronik ağrı’ deniyor. Ülkemizde de artış gösteren sağlık sorunlarından biri bu. Üstelik fiziksel ağrıya ek olarak stres, kaygı, depresyon, uyku sorunları dahil birçok ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Ama maalesef sorunun giderilmesine yönelik herkese ve her duruma uyan standart bir reçete yok. Hemen ümitsizliğe kapılmayın; yine de yapılabilecek şeyler var elbette. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden psikiyatr Doç. Dr. Serdar Nurmedov, stres, beslenme, egzersiz ve uyku faktörlerinin kontrol altında tutulmasının kronik ağrının en aza indirilmesinde yardımcı olabileceğini söylüyor. İşte uzmanın ağzından, bilmeniz gereken diğer önemli noktalar… Belirgin Bir Neden Olmadan da Ortaya Çıkabilir Kronik ağrı, vücudun bir bölgesinde hissedilen sürekli veya tekrarlayan bir rahatsızlık hissi olarak tanımlanır. Bir yaralanma veya hastalıktan kurtulduktan uzun süre sonra da devam edebilir. Bazen belirgin…
Gündüz Şekerlemesi Beyni Genç Tutar
Uykunun büyüleyici faydalarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. İşte son güzel haber: Bilim insanları yaptıkları araştırmaya göre kısa gündüz şekerlemelerinin beyni yaşlandıkça sağlıklı tutabileceğini söylüyor. Gün içinde kısa bir şekerleme yapmak, yaş ilerledikçe beyin sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Daha önceki araştırmalar, uzun şekerlemelerin alzheimer hastalığının erken bir belirtisi olabileceğini öne sürse de, bazı başka çalışmalar kısa süreli şekerlemelerin insanların öğrenme yeteneğini geliştirebileceğini ortaya koymuştu. Araştırmacılar şimdi de kestirmenin beyin büzülmesinden korunmaya yardımcı olabileceğini gösteren kanıtlar bulduklarını söylüyor. Yaşla birlikte ortaya çıkan bir süreç olan beyin küçülmesi, bilişsel sorunları ve nörodejeneratif hastalıkları olan kişilerde hızlanıyor. Bunun uyku sorunlarıyla ilgili olabileceğini öne süren bazı araştırmalar da bulunuyor. Yeni çalışmayı hazırlayan ekip ise “Bu çalışmalara paralel olarak, gündüz kestirme alışkanlığıyla daha büyük toplam beyin hacmi arasında bir ilişki bulduk. Bu da düzenli olarak kestirmenin kötü uykuyu telafi ederek nörodejenerasyona karşı bir miktar koruma sağladığını düşündürebilir” diyor. 6.5 Yıla Kadar Daha Az Yaşlanma Araştırmaya Birleşik Krallık’taki University of College London ve Uruguay’daki University of the Republic’ten uzmanlar imza attı. Veriler için işe alım sırasında 40’la 69 yaşları…